ERMENÝ TEHCÝRÝ ‘Biz savaþa maaþ ödeyebilmek için girdik’

Abdülhamid Han, Enver Paþa’yla son görüþmesinde bütün dünyayý kapsayacak bir savaþýn gelmekte olduðunu ve Osmanlý Devleti’nin mutlaka bu savaþýn dýþýnda kalmasý gerektiðini söyler: “Son hedef Osmanlý’nýn Ortadoðu’daki topraklarýdýr. Bu topraklar siyah altýn doludur. Bu yüzyýl petrolün yüz yýlý olacaktýr. Onun için büyük devletler bizi parçalamak, petrol dolu topraklarýn üstüne oturmak istiyorlar. Yaptýrdýðým petrol haritasýný alýn, inceleyin, göreceksiniz... Çok ama çok dikkatli olmanýz gerek...” 

Tabi Ýttihatçýlar Hakan’ý dinlemez; bodoslamadan savaþa girer. Ne var ki, devletin içinde bulunduðu durumu da gözardý etmemek gerekir. Hazine tam anlamýyla tamtakýr kuru bakýrdýr. Memura, subaya, askere maaþ ödemekte bile müthiþ zorlanýr Babýali. Kredi almak için Avrupa’da çalmadýk kapý býrakmaz; bir tek Almanya kesenin aðzýný açar. Berlin’den gelen parayla memur ve asker maaþlarý ödenir. Bu nedenle Cemal Paþa yýllar sonra sorulan, I. Dünya Savaþý’na neden girdik, sorusuna acý acý gülerek, “Maaþ ödeyebilmek için!” demiþtir.

Yine ayný nedenle Enver Paþa Irak-Ýran Cephesinde, Almanlarýn istediði bir dizi askeri kararý uygulayacak ve amcasý Halil Paþa gibi karþý çýkanlara “Yoksa Almanlar yardýmý keser” diyecektir! Yani Ýttihatçýlarýn yönetimin de Osmanlý Devleti, Almanya’nýn askeri müttefiki deðil, bölgedeki uzantýsý olarak savaþa girer. Almanya emreder, Osmanlý uygular!

Osmanlý Ordusu’nun fiili yönetimi, 2 Aðustos 1914’te Almanya ile imzalanan Çok Gizli bir anlaþma sonucu, Ýstanbul’a gelen Alman komuta heyetine devredilir. Bu çok önemlidir. Çünkü her türlü karar, örneðin Ermeni tehciri, Alman komuta heyetinin onayý olmaksýzýn uygulanamaz. Derken Ekim 1914’te Almanya Osmanlý’ya 5 milyon altýn kredi açar. Bunun 2 milyonu Alman Büyük Elçisi Wangenheim’a iki partide yollanýr. Enver Paþa haberi alýnca Almanlar’a Karadeniz’e çýkma ve Rusya’ya saldýrma iznini verir! Böylece Osmanlý 4 Kasým 1914’te savaþa girer, 14 Kasým 1914’te de cihat ilan eder!! Yani tehcirden söz edeceksek Alman onayýný ve desteðini unutmamamýz gerek; çünkü Osmanlý artýk baðýmsýz, kendi kararlarýný uygulayabilen bir devlet olmaktan çýkmýþtýr!

Balkan Savaþý’nda yaþanan Türk-Müslüman katliamýnýn sarsýntýsýný üzerinden atamayan Ýttihatçýlar, savaþýn baþlamasýyla birlikte, Rusya’nýn Ermeniler üzerinden gene katliamlara kalkýþmalarýna elbette sessiz kalamaz. Ermenilerin hayali, hedefi Büyük Ermenistan’ ý kurmaktýr ve Tanin Gazetesi baþyazarý Muhittin Birgen “Ýttihat ve Terakki’de On Yýl” adlý kitabýnda Ýttihatçýlarýn Ermeni komitacýlara karþý bakýþýnýn bir ölüm kalým savaþý niteliðinde olduðunu açýkça belirtir. Enver Paþa, Ermeni Patriðine gider ve þöyle der: “Büyük bir Ermenistan krallýðý mý istiyorsunuz? Her millet kendisi için büyük bir gelecek hayal edebilir. Bunun için size þunu öneririm: Bizim yenilmemizi bekleyin. Bizi arkadan vurmak isteyen her eyleme karþý çýkmak ve gerekeni yapmak bizim için sadece bir hak deðil bir borçtur! Bizi vurmaya kalkmamanýzý öneririm!”

Ermeni komitacýlar ne Enver Paþa’yý ne de Patriði dinler; Anadolu’ya kan, zulüm ve de ölüm yaðdýrmaya baþlar ki bunlarýn belgeleri, en ince ayrýntýsýna deðin Alman Dýþiþleri Bakanlýk arþivlerinde vardýr. Ve bu belgelere raðmen Almanya “Türk” olduklarýný öne süren üç beþ çanak yalayýcý Alman milletvekili öncülüðünde bu tarihten 100 yýl sonra Türkiye’yi, Ermeni soykýrýmýyla resmen suçlayabiliyor!

(Alman Cihadý ve Ermeni Sürgünü—Kerem Çalýþkan Remzi Yayýnevi. Bu kitabý okumanýzý öneririm efendim)