Beþar Esad askerleriyle ve 12 bin ölünün hayaletiyle gerçekten konuþuyordu. Renklendirilip dev kýrmýzý-beyaz-siyah Suriye bayraðýna konmuþ hükümet “þehitlerinin” yüzlercesinin suretleri, Cumhurbaþkaný’nýn hemen arkasýnda, Esad’ýn Þam’daki Opera salonunun duvarlarýnda sergilendi. Korkunç bile denebilir. Tabii ki dramatik bir gösteriydi. Tüm bu yüzleri bir araya dikmek günler almýþ olmalý. Fakat Suriyeliler’e verilen mesaj yeterince açýktý: Ordu gücün gerçek temelidir.
Onlarý “askerler, kýdemli askerler, cesur askerler” diye selamladý ve methetti. Baas partisinden hiç söz etmedi ve nefret duyulan hükümet militanlarýný neredeyse yok saydý. Fakat Suriye Arap Ordusu da 34 metrelik sahneye çýksaydý iyi olurdu. Ölülerin isimleri “ateþin harfleri ve ýþýklarý ile yazýlacaktý.” Ve ölüler kalabalýðý, sitemkar denebilecek bir ifadeyle izliyorlardý.
***
Esad’dan nefret edenler bize, Hitler’in Berlin’deki Kroll Opera Salonu’nda yaptýðý en mühim konuþmayý hatýrlatacaklardýr. Yaklaþýk dokuz yýl önce açtýðý opera salonunda Beþar Esad da bugüne kadarki en önemli konuþmasýný yaptý. “Figaro’nun Evliliði” Kroll’de en son sergilenen oyundu; “Esad”ýn salonunda ise ilk sergilenenlerdendi. Tüm konuþmalar teatral. Karþýlaþtýrmalara burada son veriyorum.
Hitler ABD’ye savaþ ilan ediyordu. Esad ise silahlý “teröristlerle” olan savaþýna devam ediyor. Fakat Esad, Hitler’in megalomanisinden uzak ve muhaliflerine göre konuþmasý, sýkýcý olmasýna raðmen, Baasçý iktidar koridorlarýnda neler olduðuna dair bazý ilgi çekici ipuçlarý içeriyordu.
Resul Ayn çarpýþmasýna tuhaf biçimde deðinmesi önemliydi. Hassakeh’deki bu küçük çatýþma, rejimle iþbirliði yapan Kürt Demokratik Birliði ile Özgür Suriye Ordusu ve onlarýn Kürtler’i yabancýlaþtýran ve yer yer aþaðýlayan müttefikleri arasýndaydý. Esad, Arap olmayan Suriyeli dostlarýný övüyor ve silahlý Suriyeliler’in muhaliflerinin yanýnda kalmaya ihtiyaçlarý olmadýðýný ileri sürüyordu. Soru: Suriye lideri, ordunun ateþ gücünü kullanmak yerine halka hitap ederek parça parça topraklarýný geri kazanmaya mý çalýþýyor?
“Ulusal diyalog”, sýnýr güvenliði ve “ulusal anlaþma” gibi kavramlarýn çoðunu daha önce duymuþtuk. Esad’ýn, Rusya ve Çin’in baþýna gelen en iyi þey olduðu iddiasý tanýdýktý. Ve cihatçýlarýn ideolojisinin, Suriye’yi ortadan kaldýrma arzularýnýn ve yabancý destekçilere sahip olmasýnýn, aralarýnda konuþacak kimse olmadýðý anlamýna geldiðini ileri sürmesi de beni biraz þaþýrttý. Netanyahu da Hamas ile ilgili böyle söylememiþ miydi?
Fakat sahnenin merkezinde ordu vardý. Parti deðil, aile deðil; Batý’nýn savaþ suçlusundan biraz öte saydýklarý ordu. Genç adamlar bunu fark etmiþ miydi? Esad’ýn fark ettiðine eminim. Batý aþikar olaný manþete taþýyacak: “Bir gün gideceðim ama ülke ayakta kalacak.” Gerçek? Þaþýrtýcý. O da ordusu da hala ringdeler. Ve yazýk ki savaþ sürüyor.