Suriye hýzlý bir çöküþ sürecine girdi. Rejim hiç kimsenin tahmin edemeyeceði bir hýzda ülkenin pek çok bölgesinde kontrolü kaybetti. Bunda Esad Yönetimi’nin dar bir kitleye dayanmasý ve gerçek anlamda zayýf olmasýnýn rolü büyük elbette. Bugüne kadar dayandýlar ve artýk dayanacak güçleri kalmadý.
Ýkinci önemli etken ise ABD’nin tutumundaki radikal deðiþikliktir. Washington son aylarda CIA üzerinden olaylara daha çok müdahale etmeye baþladý. Türkiye, Kuzey Irak ve Arap dünyasýnýn Suriye’de daha etkin olmasýnda da ABD’nin politika deðiþikliðinin büyük rolü var. Rusya ve Çin Birleþmiþ Milletler üzerinden geliþtirilebilecek bir çözümü engelleyince ABD dolaylý müdahaleye, yani isyancýlarý daha çok desteklemeye aðýrlýk verdi.
Þu anda Suriye’de büyük bir kaos yaþanýyor. Esad’ýn kalýcý olamayacaðý inancý yayýldýkça Esad’ýn gidiþi daha da hýzlanacaktýr. Ancak asýl tehlike ‘zaferi rehin almak isteyen’ fýrsatçýlar arasýnda çýkabilecek çatýþmalardýr. Örneðin El Kaide þimdiden Suriye Devrimi’ni sahiplenmeye çalýþýyor. Ayný þekilde yaðmacýlar ve yerel güç odaklarý karmaþadan yararlanarak evleri basýyor, yaðmacýlýk yapýyor, hatta insan kaçýrýyorlar.
Bir rekabet de muhalifler arasýnda ortaya çýkacak. Henüz karizmatik bir lider çýkaramamýþ olan muhalifler bu daðýnýklýða bir son veremezlerse zafer tüm Suriye için büyük bir hezimete de dönebilir.
Kürtler
Bir baþka fýrsatçý grup ise Kürtler. Kürtlerin yoðun olarak bulunduðu ülkenin kuzey doðusunda Þam Yönetimi otoritesini kaybedince Suriye Kürtleri yangýndan mal kaçýrýrcasýna özerklik ilan etmeye kalktýlar. Bölgenin özerklik, hatta baðýmsýzlýk hayalleri ise yeni deðil. Hatýrlayacaksýnýz
2004 yýlýnda bölgede milliyetçi ayaklanmalar olmuþ ve Esad’ýn askerleri olaylarý kanlý bir þekilde bastýrmýþtý. Kamýþlý Olaylarý olarak bilinen bu kalkýþma esnasýnda Suriye Kürtleri Barzani ve Amerikalýlarýn kendilerini kurtaracaðýný sanmýþtý. Fakat 2004’te ne ABD geldi, ne de Barzani. Olaylarda en az 30 Kürt öldürüldü, 100’den fazla kiþiyse yaralandý. Bugün ise þartlar tamamen deðiþti. Artýk Esad Þam’ý bile koruyamýyor. Barzani ise daha güçlü. Hatta Barzani Suriye’deki silahlý muhaliflerin kendileri tarafýndan eðitildiðini dahi ilan edebiliyor. Sadece Barzani deðil, PKK da eli silahlý adamlarýyla bölgede eylem yapmaya hazýr.
Kýsacasý Esad Rejimi’nin hýzlý düþüþünün neden olacaðý büyük boþluðu muhalif güçlerin doldurabilmeleri için ilk olarak iyi organize olmalarý ve ikinci olarak yola çýkýþ hedeflerini iyi hatýrlamalarý gerekiyor. Eðer her etnik grup, her mezhep veya din kendi baþýnýn çaresine bakmaya kalkarsa, bunlarýn ortak hedefi demokratik, özgür ve birleþik bir Suriye olmazsa Suriye’de kaos ve gözyaþý artarak devam eder. Bu baðlamda Suriyeliler Irak’tan ders almak zorundadýrlar.
Sýrada kim var?
Suriye muhalefetinin daðýnýklýðý, hatta Kürtlerin baþka bir istikamete doðru yol alýþý ise sorunu Türkiye açýsýndan daha bir karmaþýk hale getirdi. Çünkü Türkiye’nin bir pan-Kürt devletine, Suriye’nin birkaç devlete bölünmesine müsaade etmesi beklenmiyor. Irak’ta sürecin dýþýnda kalan Türkiye, Suriye’de de dýþarýda býrakýlýrsa Ankara’nýn buna tepkisi çok farklý þekillerde tezahür edebilir. Çünkü zayýflatýlmýþ bir Irak’tan sonra zayýflatýlmýþ ve parçalanmýþ bir Suriye Türkiye’nin iþine gelmez. Ayrýca böyle bir tablonun sadece dýþ siyaset açýsýndan deðil, dýþ güvenlik ve Türkiye’nin iç dengeleri açýsýndan da ölümcül sonuçlarý olur.
Dediðimiz gibi, Suriye’de bir dönem kapanýyor, yeni ve zorlu bir dönem açýlýyor. Suriye bir yönüyle Irak’ýn kaderini paylaþýyor. Suriye’de iþler tamamlanýr tamamlanmazsa sýrada Ýran var...