ESAT-PYD ORTAKLIÐI BÝR HATA MIYDI?

Takvim’den Ergun Diler’e konuþan ‘esrarengiz Amerikalý’, Esat ve PYD  arasýndaki ortaklýða da deðinmiþ. Amerikalý’nýn anlattýðý doðruysa, Esat piþmanlýk duyuyormuþ bu ortaklýktan. Ergun Diler’in yazýsýndan okuyalým: 

‘....Ýlk kez bu kadar moralsiz gördüm. Ýlk kez “acabalarla” dolu bir görüþmeydi.(......) PYD konusunda da kendini suçluyor. “Ortaklýk büyük hataydý!” diyor. “Ortaklar birbirlerinin alanýna girmez. PYD, 2 Nusayri köyünü ateþe verdi.

Hem de korunmasýný özellikle istediðim iki köyü...” sözleriyle piþmanlýðýný aktardý.’

Oysa Esat/PYD ortaklýðý güle oynaya kurulmuþ bir ortaklýktý. Bu ortaklýk,  PYD’ye ne kazandýrdý ne kaybettirdi, ayrý bir mesele, Kürtler bu ortaklýðýn hatýorýna Trkiye’de çözüm sürecini tam da kazanacakken, þimdilik kaybettiler. Ama hiçbir zaman ‘ahlaki’ bulunmayacak olan bu ortaklýðýn Esat’a þimdilik bir iktidar kazandýrdýðýný ilerde tarihçiler yazacak mutlaka.Esat iktidarýný PYD’ye borçludur. Ama PYD de Rojava’yý Esat’a borçludur. Hangisi daha deðerli diye sormak çok anlamlý deðil bence. Siyasi alacak verecek davasý deðil bu dava. Kürt halkýnýn hak taleplerini yýllarca bastýrmýþ, katliamlar yapmýþ bir  iktidara borçlanmak, bu borcun son safhasýnda, bu iktidarýn ordusunun bir parçasý olmayý istemek, siyasi kadersizliðin, tarihte eþine benzerine az rastlanýr bir örneði olsa gerektir.  

Ýsterseniz bu ortaklýðý bir de, Salah Bedrettin anlatsýn. Bedrettin, Rojavalý bir Kürt siyasetçi ve yazardýr. SDE’nin ( Stratejik Düþünce Enstitüsü) Kuzey Irak’la ilgili saha araþtýrmasý sýrasýnda Bedrettin’i bir akþam vakti Erbil’de ziyaret etmiþ ve uzun bir söyleþi yapmýþtýk. Esat ile PYD arasýnda ortaklýk ne zaman ve hangi temelde baþladý, bu ortaklýktan taraflarýn beklentileri neydi,  iþte Salah Bedrettin’in anlattýklarý:

“Tunus, Mýsýr gibi ülkelerde Arap Baharý denilen süreç baþlarken, Suriye’de de bir þeylerin olacaðýný tahmin ediyorduk. Çünkü bizde de zalim bir diktatör, zalim bir rejim vardý. Umudumuz gençlerdi, biz devrimin ön safýnda yer alamazdýk, ama gençlerimiz tecrübelerimizden faydalanarak Esad’a karþý direniþe geçebilirlerdi.

Beklediðimiz gibi de oldu aslýnda. Bir hafta içerisinde Kürt gençleri, Kürtlerin olduðu her yerde þehirlerde kasabalarda gösterilere baþladýlar. Ýlk yürüyüþ Kamýþlý’da otuz bin kiþi ile gerçekleþti. Ve Kürt meselesi bu þekilde Suriye Devrimine baðlanmýþ oldu. Ama bizim klasik partilerimiz bunun ne kadar önemli olduðunu fark edemediler. Suriye’de 20-30 kadar parti vardýr. Ülkede Devrim oluyor ama bununla ilgili ne programlarý var ne de attýklarý tek bir adým var.

40-50 yýl mücadele ettik, Arap muhalefeti ile anlaþamadýk, onlar ile diyalog kuramýyorduk. Ama gençlerimiz bizim 50 yýlda saðlayamadýðýmýz diyalogu bir haftada saðladýlar. Kamýþlý’da, Darha’da, Humus’ta, Laskiye’de, Halep’te Kürt ve Arap gençleri bir haftada birbirleri ile anlaþtýlar.”

Celal Talabani Arabulucu, Esad Harekete Geçiyor

“Suriye Devrimi siyasi partiler arasýndaki ittifak ile deðil Kürt-Arap ittifaký ile patlak verdi. Peki bu ittifak neden daðýldý?

“Esad gördü ki devrimi Kürtler ve Araplar yapýyor, bunu engellemek için bir plan yaptý ve bunda da baþarýlý oldu. Planýn ana hedefi, Kürtlerin Devrimden uzaklaþmasýný saðlamaktý. Ben Suriye’deydim, geliþmeleri yakýndan biliyordum, bazý þeyleri de burada (Erbil) öðrendim. Hikaye þudur:

KYB lideri Celal Talabani hastalanmadan önce Beþar Esad’ý ziyaret etti. Devrim baþlamadan yaklaþýk 2-3 hafta önceydi bu. Esad’ýn köyü Kardaha’da bir araya geldiler. O buluþmada Esad Talabani’ye Suriye’nin durumunun kötüye gittiðini söyledi, Talabani’den yardým istedi. Siz ve Mesut Barzani bize yardým edin talebinde bulundu. ‘Biz Suriye Kürtlerine çok kötülükler yaptýk, ama þimdi bunu telafi etmek istiyoruz’ dedi. Talabani, Esad’a endiþe etmemesini Suriye Kürtlerinin devrime katýlmayýp onun yanýnda yer alacaðý sözünü verdi.”

‘Bu görüþme üzerinden 6 ay geçmiþti ki, Talabani Suriye Kürtlerinin bazýlarýný Süleymaniye’ye çaðýrdý, ve bu görüþmeler Suriye Ýstihbaratýnýn bilgisi dahilinde oldu. Hatta görüþtüðü kiþilerden biri Hamit Derviþ. Talabani Suriyeli Kürtlere, Esad’tan söz aldýðýný, her þeyin düzeleceðini söyledi ve devrime katýlmamalarýný istedi. Bu buluþmadan sonra Talabani bir adým daha attý. Esad’ýn isteði üzerine PKK ile Suriye rejimi arasýnda arabuluculuk yaptý. Asýf Þevket hem Esad’ýn damadý hem Genel Kurmay’ýn baþýndaki isimdi, daha sonra öldürüldü. Süleymaniye’de Celal Talabani’nin evinde Murat Karayýlan ve Asýf Þevket buluþtular. Asýf Þevket o toplantýda ortak düþmanýn Türkiye olduðunu söyledi. PKK-PYD güçlerinin Suriye’ye geri dönmelerini istedi. Esad’ýn mesajlarýný iletti. Asýf Þevket’in PYD/PKK’ya mesajý þuydu: ‘Baþkan (Esad) gelsinler bayraklarýný dalgalandýrsýnlar, otonomi istiyorlarsa o da olabilir, yeter ki Türkiye’ye karþý birlik olalým.’ 

‘Bu toplantýdan sonra, Suriye’ye 3000 silahlý kiþi geri döndü. Bunlarýn bir kýsmý PKK’lý bir kýsmý PYD’li insanlardý ve dönenlerin arasýnda Salih Müslim de vardý. Ýran adýna çalýþan Kasým Süleymani de bu operasyonun içinde Ýran adýna yer aldý. Böylece Suriye devrimi Kürtlerin eli ile kýrýlmýþ oldu. Þu an Suriye devrimi nedeniyle, Arap Devrimciler bize gönül koymuþ durumda, boynumuz bükük onlarýn karþýsýnda. Oysa onlar ile her zaman diyalog halinde idik ama þimdi karþýlarýnda boynumuz büküktür. PKK bu koþullarda Suriye’de en tehlikeli hareket haline geldi. Suriye Kürtleri arasýnda en ön plandalar. Kontrolü ellerine almýþlar, kimsenin nefes almasýna izin vermiyorlar. Diyelim Ayn-El Arab’da (Kobani) bir yeri aldýklarýnda kendi bayraklarýný asýyorlar. Ayn-El Arab’daki (Kobani) savaþý  bir PKK savaþýdýr. Türkiye ile olan iliþkilerini Ayn-El Arab (Kobani) üzerinden güçlendirmek istiyorlar.”