Esed bunu tahmin etmemiþti!

Baas rejiminin katliam ve iþkence fotoðraflarý karþýsýnda eminim çoðu kiþinin nutku tutuldu. “Dünya bu adama dur demek için daha ne bekliyor” diye isyan ettik çoðumuz.

Esad için iþkence ve kimyasal silahla insan katletmek, Baas rejiminin gereðini yerine getirmek, hepsi bu.

Suriye’de üç yýldýr devam eden bir iç savaþ olduðunu söylüyoruz. 100 binden fazla kiþinin öldüðünü, milyonlarcasýnýn mülteci durumuna düþtüðünü...

Þu günlerde bir de Cenevre 2’yi konuþuyoruz, savaþý durdurur belki ümidiyle...

Ýsyanýn nasýl baþladýðýný ise artýk kimse hatýrlamýyor.

Hatýrlatalým; adýna Arap Baharý dediðimiz 2010’da Tunus’ta baþlayan isyan dalgasý, Kuzey Afrika’nýn diðer ülkelerini de etkilemiþ, Libya’da Kaddafi’nin öldürülmesi, Mýsýr’da Mübarek’in yargýlanmasýyla neticelenmiþti.

O zamanlar ‘Arap Baharý’ bir demokrasi hareketi olarak karþýlanýyor, Batýcý ve laikçi aydýnlar da bu halk hareketlerini alkýþlýyordu.

Sanýyorlardý ki Arap diktatörlerini kazýyýnca yerlerine liberal-Batýcý-laikçi kadrolar geçecek.

Küçük bir hata yapmýþ, Müslüman Kardeþler olgusunu hesaba katmamýþlardý.

Tunus ve Mýsýr’da seçimleri Ýhvan alýnca laik-sol-liberal isyancýlar “devrimimizi çaldýnýz” demeye baþladý.

Dýþarýdan seyredenler için ise ‘devrim’ gözden düþtü.

‘Unutun çocuklarýnýzý’

Sýranýn kendisine geleceðinden endiþe eden Suud hanedanlýðý ve “Ýsrail’in varlýðý ve güvenliðini garantilemeyen bir Ýslamcýlýkla iþ tutamayýz” diyen Ýsrail hamisi güçler, Mýsýr’da kanlý bir darbeyi finanse ettiler.

Tunus’ta Gannuþi’nin bütün çabalarýna raðmen seçilmiþ iktidar ifsat edildi ve yerine teknokrat hükümeti kuruldu.

2011 Martý’nda Arap isyaný Suriye’ye sýçradýðýnda isyanýn burada bir iç savaþa dönüþeceðini kimse tahmin etmiyordu.

En baþta Esad!

Ýsyan baþlar baþlamaz en sert þekilde müdahale etmesinin sebebi de buydu zaten, isyaný baþladýðý yerde yok etmek...

Ýsyancýlar ise Arap diktatörlüklerinin demokratik sistemlerle yer deðiþtirme zamanýnýn geldiðini düþünüyor, bu dalganýn arkasýnda Esad’ýn bile duramayacaðýný zannediyordu.

Esad, bir grup ortaokul öðrencisinin duvarlara yazdýðý ‘Halk, rejimin yýkýlmasýný istiyor’ yazýlarýný çocuklara iþkence ederek cezalandýrdý.

Ailelerine de “unutun çocuklarýnýzý, yerine yenilerini yapýn” dendi. “Siz yapamýyorsanýz...” þeklinde aþaðýlýk bir sindirme yöntemi kullandý.

El Kaide bahanesi

“Muhalefet silahlanmayaydý iyiydi” bence de!

Belki daha az kiþi öldürdü.

Ama Latin Amerika’da olunca silahlý isyan hareketlerini alkýþlayanlarýn, Meclis’te siyasi bir uzantýsý olmasýna ve açýlým üstüne açýlým yapýlmasýna raðmen PKK’ya “aman ha daðdan inmeyin, eliniz güçlüyken silah býrakmayýn” diyenlerin samimiyetlerini sorgulamaya,

Türkiye’nin Suriye politikasýný yerden yere vuranlara, “Esed’in katliamlarýna kör müsün” diye sormaya,

Ýþkence fotoðraflarýyla ilgili Esad’ýn enformasyon bakanýnýn açýklamasýný muteber kabul edenlere itibar edilemeyeceðini söylemeye,

MÝT’in yardým TIR’larýnýn, “Türkiye El Kaide’ye mühimmat götürüyor” yalan haberleriyle ihbar edilmesini ihanet olarak görmeye, hakkýmýz var.

Suriye’deki artýk iç savaþ bile deðil, bir vahþet ve katliam laboratuvarý.

Buna raðmen Cenevre 2’de “Geçiþ hükümeti Esed’li mi Esed’siz mi olsun” konuþuluyor.

Kimse de çýkýp; “Esed’li olacaksa bunun adýna geçiþ hükümeti denemez” demiyor.

Nitekim Velid Muallim Esed’siz bir formülü tamamen gündem dýþý tutuyor, konuyu terörle mücadele konseptinde ele alýyor.

El Kaide’nin Esed’in ömrünü uzattýðý artýk aþikar.

Suriye’de Ýslami bir siyasi yapýlanmanýn baþa geçmesini istemeyenler El Kaide’yi süreç içinde hortlattýlar.

Mýsýr’da El Kaide mi vardý da darbe yapýldý, ya da Tunus’ta hayatýný demokrasi fikrini aþýlamaya adamýþ Gannuþi El Kaideci miydi?

El Kaide nasýl ki bir zamanlar ABD iþgallerinin bahanesiydi bugün de Arap devrimlerinin Ýslami siyasi yapýlarla tahkim edilmesini engellemenin bahanesi.