8 vatan evladýný serhat ötesinde þehit verdik. Millet, onbinlerin katýldýðý cenaze namazlarýyla aziz naaþlarýný topraða, acýlarýný yüreðine gömdü.
Yaþanýlanda Esed, her zaman olduðu gibi piyondur, sorumlusu Rusya ve Ýran’dýr. Hepimiz biliyoruz, Esed’de, TSK’yý hedef alacak bir kabiliyet, sýrtýný birilerine dayamadan o düðmeye basacak cesaret yok.
Devlet adamlarýnýn tercih ettikleri kelimeler, mevcut stratejik zeminde þekillenebilir, normal karþýlarým, ama bu kelimeler yaþanýlan gerçeðin çýplak yüzünü görmemizi engellememeli…
BÝR FAÞÝST KATÝLÝ SAVUNMAK…
Esed, kendi halkýna karþý kimyasal silah kullanacak kadar insanlýðýný ayaklar altýna almýþ bir katildir. Þam’daki sarayýnda oturmak için Rus pilot ve paralý askerlere, Ýran desteðindeki Hizbullah ve Þii milislere kendi halkýný katlettirmektedir.
Esed’i savunmanýn Ýspanya Ýç Savaþý’nda (1936-1939) Adolf Hitler tarafýndan desteklenmiþ faþist general Fransisco Franco’yu savunmaktan farký yoktur.
Ýran, dini görünümlü Acem milliyetçisi yayýlmacýlýðý nedeniyle bu tür bir ittifaký kendine yakýþtýrmýþ olabilir, ama, daha 80 yýl önce faþizm-nazizmin yýkýlmasý için milyonlarca insanýný kurban vermiþ Rusya halkýna yakýþýyor mu?..
Putin ve kadrosu, sonuçta Rusya’ya elle tutulur hiçbir kalýcý kazanç býrakmayacak hegemonik bir serüvende Rus milletinin elini kirletmektedir.
Eðer, Türk siyasetinde tartýþýlan “Avrasyacýlýk”, Rusya ile birlikte soykýrýmcý kimlik kazanmak ve faþist bir katili savunma ise, geçiniz, bunun, 2001 Afganistan/2003 Irak iþgalinden bu yana sürekli masum Müslüman öldüren Siyonist zeminli “Atlantikçilik”ten ne farký vardýr?
Zaten bir farký yoktur!..
Bu nedenle ýsrarla, “yeniden Kuvvayý Milliye” derken emperyalist/hegemonik güçlerin uyduculuðunu kabullenmiþ bu tür ithal kavramlara da karþý çýkýyorum…
AMERÝKAN MANDACILARI ORTAYA DÖKÜLÜYOR…
Ne, Esed’çi Rusya ne PKK’cý Amerika’nýn Kuvvayý Milliye açýsýndan kalýcý bir önemi yoktur,
Türk milleti ile iyi geçinmek isterlerse kýrmýzý çizgiler bellidir, ona uyacaklar, ya da kadim bir millet ile çatýþmayý göze alacaklar, strateji net ve tanýmý bu kadar kýsadýr.
PKK’ya binlerce TIR silah vermiþ…
Stratejisini bizzat belirlediði (Suriye’de ele geçirdiðimiz arazide karþýlaþtýðýmýz tünellerden anlýyoruz) hendek-barikat savaþý ile millete silah çekmiþ…
FETÖ’yü kurup bir iç iþgal kuvvetine dönüþtürmüþ…
15 Temmuz’da 1 Dolar’lýk askerleriyle aziz vataný iþgale kalkmýþ…
Amerika ile her fýrsatta “dost ve müttefik kalmaya” uðraþan geniþ bir kesim var.
Ýdlib’deki geliþmeler sonrasýnda en çok duyduðumuz cümle, “Rusya ve Ýran’a güvenilmeyeceði belliydi” oldu…
Tersten okuyun, “Artýk Amerika’ya güvenmeliyiz” çýkar.
Amerikan mandacýlýðýnýn, kadim milletin aziz topraklarýný emperyalist-siyonist güçlerle buluþturma gayretinin alçak sureti budur, bu adamlarý iyi tanýyýn!..
Eðer asker-sivil bürokraside, bu ülkeyi, yaþanýlan bunca emperyalist-siyonist saldýrýdan sonra, Amerikan emperyalizmine peþkeþ çekmeye teþne yeni kadrolaþmalar var ise, ki öyle görülüyor, millet, 15 Temmuz’dan þerbetlidir, günü geldiðinde gereðini bu kez daha sert yapacaðýndan kimsenin kuþkusu olmasýn…
KÝMSE YENÝ-PARALELLÝÐE SIVANMASIN…
Kuvvayý Milliye açýsýndan kavramlar nettir.
DEAÞ ne ise, Hizbullah da odur. Kasým Süleymani’nin Ebu Bekir el Baðdadi’den farký yoktur. (Zaten Amerikan emperyalizmi ikisini de Müslüman coðrafyaya karþý kullanabildiði kadar kullandý, son kullanma tarihlerinde de iki bomba yetti.)
Esed’çi Rusya ile PKKC’cý/FETÖ’cü Amerika aynýdýr.
Görevimiz, bütün emperyalist/hegemonik güçlere karþý eþit mesafede durmak, aziz vataný yabancý kontrolünden uzak tutmaktýr.
Küresel güçler arasýnda denge politikasý, bir Soðuk Savaþ hastalýðýdýr.
ABD ile mücadele ederken Rusya’ya, Rusya ile çeliþkide ABD’ye yaklaþmak strateji deðil, zavallýlýktýr.
Milletin tam baðýmsýz Türkiye rotasý Birinci Meclis’ten, Sevr’i yýrtýp atmýþ kurucu dedelerinden, Kuvvayý Milliye’den en büyük mirastýr sonuna –cý ekleri takýlmýþ Avrasya/Atlantik kavramlarýndan birine uydu olmak söz konusu deðildir.
Amerikan mandacýlarý-Rusya muhiplerine tavsiyem, devletin içinde kendilerine yeni “paralel rotalar” inþa etmeye kalkmamalarýdýr, milletin yumruðu bu kez çok sert gelecektir.