Geçen yýl da DEAÞ Kobani’ye saldýrmýþtý. Türkiye, yaralarý sarmaya, sýnýra yýðýlanlarý baðrýna basmaya çabalarken HDP Eþbaþkaný Demirtaþ halký sokaða çaðýrmýþtý.
Sonrasý malum...
“6-7 Ekim olaylarý” diye tarihe geçen o günlerde Diyarbakýr savaþ alanýna döndü. Her yer yakýlýp yýkýldý, yaðmalandý. Daha da kötüsü katliamlar yapýldý. Arkadaþlarý ile birlikte fakirlere kurban eti daðýtan Yasin Börü, sýðýndýðý evde býçaklandý, 3. kattan atýldý. Yetmedi, üzerinden defalarca otomobille geçilerek ezildi.
O olaylarda 50’den fazla “Yasin” öldü.
Ýþte bu katliamýn azmettiricisi olan o Demirtaþ, daha elinin kaný kurumadan ve hesap vermeden Kürtlerin geleceðinin teminatý olarak takdim edildi. Hatta bütün Türkiye’yi yönetmeye talip oldu.
Doðan Grubunun, “Vay þerefsiz”den “Vay þerefimiz...”e evrilen muhteþem bir dönüþümle (!) sahip çýktýðý, sazlý sözlü PR yaptýðý bu tahrikçi bir “kahraman” gibi servis edildi.
Her þey ayný, tetikçi farklý...
Önceki gün, Kobani’de ikinci perde açýldý. Yine DEAÞ saldýrdý, yine yaralýlar Türkiye’ye kaldýrýldý, yine siviller sýnýra yýðýldý.
Ve yine Türkiye bu iþlerle uðraþýrken HDP de fitne ateþini körüklemekle meþguldü.
HDP Eþbaþkaný Figen Yüksekdað, “IÞÝD Türkiye sýnýrýndan geçti. Biz bu iddiamýzý ispatlamak zorunda deðiliz. Türkiye IÞÝD’e destek vermediðini ispatlasýn” diyerek iftira ve yüzsüzlük çýtasýný oldukça yükseltti.
MÝT TIR’larýna musallat olanlarýn da, HDP’yi omuzlayanlarýn da aðzýnda gevelediði ama bir türlü çýkaramadýðý sakýz da tam bu sýrada dýþarý fýrladý ve malum ittifak, Twitter’da #TerroristTurkey hastagi açarak bütün dünyaya “Türkiye’nin teröre yardým eden terörist bir ülke” olduðunu ilan etti!
Onlar bu küresel operasyonu yürütürken dýþ müttefikleri Ýsrail de, Kudüs’teki iftar programýný takip için giden Türk gazetecileri sorguluyordu. Kim bilir, belki de Ýsrail polisi; gazetecilere “terörist” muamelesi yapmadan önce buradaki dostlarýndan görüþ almýþtýr.
Ýhanet yapýtýna son noktayý da yine Figen Yüksekdað koydu: “Daha önce gerçekleþtirdiðimiz sivil inisiyatif ve direniþ hareketini yeniden canlandýrmaya çaðýrýyoruz. Suruç’ta ve her yerde Kobani’yi, IÞÝD saldýrýlarý karþýsýnda savunmaya davet ediyorum.”
Geçen yýl Demirtaþ’ýn yaptýðý çaðrýdan ne farký var Allah aþkýna...
Yalanlarý yatsýyý bile göremedi...
Oysa bu koparýlan fýrtýna tamamen yalan ve iftira üzerine bina edilmiþti.
Onlar duymak istemese de Türkiye, Dýþiþleri Bakanlýðý’ndan Baþbakan ve Cumhurbaþkaný’na kadar; bu iddialarý çok net biçimde yalanladý ve DEAÞ saldýrýlarýný kýnadý.
Ayrýca, bizzat sahada bulunan YPG Sözcüsü Redur Halil de hem HDP Eþbaþkaný Figen Yüksekdað’ý, hem de PYD Lideri Salih Müslim’i çok net bir dille yalanlayarak “DEAÞ militanlarýnýn Türkiye’den geldiðine dair bir suçlamamýz yok çünkü batý ve güneyden geldiler” dedi.
Ama onlarýn tek amacý nifak sokmaktýr. Doðruyu söylemek gibi bir dertleri yok ki... Nitekim müttefik medyalarýnýn bir kýsmý dün hâlâ ayný iftiralarýný utanmazca sürdürürken bir kýsmý da Sayýn Davutoðlu’nun yalanlamasýný, adeta “inkar etti” imasýyla vererek farklý bir seviyesizliðe imza attýlar.
Ey HDP muhipleri ve müttefikleri... Huzurlarýnýzda, Türkiye’nin baþýna bela ettiðiniz “Türkiye partisi”!.. Eserinizle övünebilirsiniz.
Türkiye sizinle de eserinizle de gurur duyuyor!..