Esidef ve iş geliştirme platformu

2004 yılında 800 işadamı ile yola çıkan ESİDEF, bugün 10 bine yakın üyeye ulaştı. 172 işadamı derneği ve 40 bin işadamını temsil eden TUSKON’un bir kuruluşu olan ESİDEF, son bir yılda 74 ülkeye 773 işadamı ile birlikte ticaret ve yatırım gezisi düzenledi. İş dünyasının buluşmasına ev sahipliği yapan ESİDEF’in gerçekleştirdiği büyük buluşma, İzmir’in marka değerine katkı yaparken, kuşkusuz EXPO hedefi içinde önemli bir organizasyondu.

ESİDEF, düzenlediği İş Geliştirme Platformu ile bir başarı öyküsüne daha imza atmış oldu. İş hayatının en başarılı derneklerinden birisi olarak dikkat çeken ESİDEF, İzmir’de düzenlediği 4. İş Geliştirme Platformu ile Ege ve Batı Akdeniz’den 12 bin sanayici ve iş adamını bir araya getirdi. Organizasyon’a bölge dışından da yoğun ilgi vardı.

ESİDEF, İzmir adına önemli bir organizasyonu başarıyla gerçekleştirdi. ESİDEF’in başında bulunan İzmir’in sevilen simalarından iş adamı Mustafa Özkara’nın pozitif ve olumlu yaklaşımlarının bu başarıda önemli payı var. Bu organizasyon için çok iyi bir ekip çalışması ve liderlik örneği sergiledi.

Kendisine fuar ile ilgili değerlendirmelerini sordum. İzmir’in tüm görüş ve farklı kesimleri bu fuarda önemli bir birliktelik sergiledi diyen Özkara, “Bir iş platformu ama birlikteliğimiz ve ülkemizde ki hoşgörü iklimi açısında da önemli bir gelişmeydi. Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu İzmir’de ki bu birlikten çok etkilendim ve sevinç duydum” diyerek duygularını açıklıyor.

Fuar ile ilgili değerlendirmelerine devam eden Özkara, “Hedefimiz 15 bin kişi idi ama 12 bin iş adamını buluşturduk. Etkinliğe katılan 12 bin iş adamı 25 binin üzerinde iş görüşmesi yaptı. Bununda bir başarı olduğuna inanıyorum. Üyelerimizin ciddi bir katılımı oldu. 250 standda firma sahipleri ile görüştüm. Yüzde 95 gibi çok büyük oranda olumlu geri dönüşüm aldık” diyerek görüşlerini paylaştı.

İş Geliştirme Platformu’na yoğun ilgiyi, sadece bölge değil Türk ekonomisi için de moral verici olarak niteleyen ESİDEF Başkanı Mustafa Özkara, “Bundan sonraki hedefimiz bunu geleneksel hale getirmek. Her iki yılda bir yıl yapma düşüncesindeyiz. Biz 74 ülkeye gezi yaptık. Bundan sonra daha büyük heyetlerle dış geziler yapacağız. Bölgesel olmasına rağmen bölge ve Türkiye’den de yoğun ilginin olduğu platform, bölgesel ekonomik dinamizmi sergilemesi

açısından bize moral verdi. Bizim misyonumuz yeni ihracatçılar yetiştirmek. Üyelerimizi daha fazla yurt dışına açmaktır” değerlendirmesinde bulundu.

12 bin iş adamı stand görevlisi ve firma temsilcilerini de düşündüğümüzde 25-30 bin kişilik bir dış ziyaretçi profilinden bahsetmek gerekir. İzmir’de yapılan bu etkinlik kuşkusuz hizmet sektörünün de yüzünü güldürdü. ESİDEF’in İş Geliştirme platformu yapılan iş anlaşmaları ile de firmaların yüzünü güldürdü. Fuarda çok önemli bağlantılar gerçekleştirildi. Her yönüyle katma değeri yüksek bir iş geliştirme platformuydu.

İş Geliştirme Platformu KOBİ’lerin üretim ve ihracat potansiyelini ortaya çıkarması açısından büyük önem taşıyor. Kente ve iş dünyasına dinamizm getiren bu organizasyon için ESİDEF Başkanı Mustafa Özkara ve ekibini kutlamak gerekir.

***

Haziran ayında Birsen Seyhan ile ilgili yazdığımız bir yazı nedeniyle tekzip metni gönderildi. Bizde savunmanın hakkı her zaman kutsaldır. Tekzip metnine aynen olduğu gibi virgülüne dokunmadan yer veriyorum.

T.C.

AYVALIK

SULH CEZA MAHKEMESİ

DEĞİŞİK NO:       2012/592

Gazetenizin 15/07/2012 tarihli nüshasında Ahmet KAPLAN imzasıyla yayınlanan “İdeolojik Körlük” başlıklı yazıda vekil edenin kişilik haklarına saldırılmış olup, 5187 sayılı Basın Kanunu’ntff? 14.maddesi uyarınca cevap ve düzeltme hakkı kapsamında aşağıdaki açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.

“Yazar Ahmet KAPLAN yazısında, AKP Ayvalık İlçe Başkanımın anlatımına dayanarak hiç görmediği ve tanımadığı Birsen Seyhan’ı; ideolojik körlükle malul, fanatizmin gözlerini kör ettiği, başkasına yaşam hakkı tanımayan, ayrımcı, ötekileştirici,. insan olmaktan uzak, hastalarına zarar verebilecek derecede hastalıklı bir ruh haline sahip bir hemşire olarak tanımlamaktadır.

Yazar, gazeteci sorumluluğunun gereği olarak kendisi ile görüşseydi, Sayın Seyhan, yazıya konu edilen davranışın gerekçelerini, insana ve topluma dair bakış açısını ve yazarın iddiasının aksine insanlara karşı hiçbir ayrım yapmadan hizmet sunduğunu açıklayacaktı kuşkusuz. Ancak yazar, sorumluluğu gereği sayın Seyhan ile görüşmeksizin tanımadığı kişi hakkında küfür ve hakaret dolu bir yazıyı kaleme almaktan kaçınmamıştır.

Birsen SEYHAN, hizmet verdiği hastanın siyasi, etnik kimliğini, inançlarının, cinsiyeti vb. ne olduğuna bakmadan tüm hastalarına ayrımsız aynı şevkle hizmet sunmaya çalışan bir hemşiredir. Yazıya konu olayda da da Hastanenin ihtiyaçlarının ianeler veya yardımlarla değil, çok övünülen “ büyük devlet” olmanın gereğine uygun olarak devletin olanaklarıyla karşılanması gerektiğinden hareketle iktidar partisinin ilçe yöneticilerinin sağladığı kanepelerde oturmayacağını belirtmiştir.

Her türlü sağlık hizmetini para karşılığı sunan bir hastane yönetimi ve “ büyük devlet” hastaneye bir kanepe alabilmekten aciz midir ki; kanepe iktidar partisine mesup kişiler tarafından alınmaktadır?

Yazarın merakını giderelim. Sayın Seyhan’ın mensup olduğu ideoloji, insanların birbirleri tarafından, doğanın da insanlar tarafından sömürülmediği, herkesin insan onuruna yakışır hak ve olanaklara sahip olduğu ve bu haklarını kullanabilir şekilde yaşadığı bir toplum düzenini savunmaktadır. Dolayısıyla her şeyden evvel insan olmayı başaranların ideolojisine sahiptir. Birsen Seyhan, devletin ya da hastane yönetiminin sağlaması gereken olanağı iktidar partisinin temsilcilerinin sağlamasına tepki göstermiştir. İktidarda hangi parti olursa olsun aynı tepkiyi verecekti. Çünkü bilinir ki, bugün para (veya kapene vb) verenler yarın da emir verirler. Tepki bu zihniyetedir.

Sayın Seyhan ve kendikası Victor Hugo’nun “Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, bizse ortadan kaldırılmış yoksulluk” sözünü benimsemektedir.

Bu özelliklere sahip bir kamu görevlisini ve onun yöneticisi ve temsilcisi olduğu sendikayı, Ayrımcılık, ideolojik, körlük, önce insan olmaktan uzak olmak, hastalıklı ruh halinde olmak şeklinde aşağılyamak ve hakaret etmek, yargı yoluyla hak aramasını bile suç gibi göstermeye kalkışmak gazetecilik ilke, ahlak, etik ve sorumluluğuyla bağdaşmamaktadır.”

Birsen Seyhan Vekili Av. Hasan Hüseyin Evin