Eþimiz ve evliliðimiz hayatýmýzýn neresinde olmalý? Birincil önemde? Ýkincil önemde? Gerilerde?
Bu sorular artýk birçok kiþi için teorik ve fantastik sorular deðil? Gerçekçi ve hayati sorular. Bu sorularýn hayati oluþunun temel gerekçesi deðiþen dünya, deðiþen insanlar. Sosyolojik deðiþimler yeni bireysel psikolojiler oluþturuyor.
Duygular adýna evleniyoruz!
Sosyolog Ulrich Beck ve Elisabeth Beck “duygular adýna evleniyoruz!” diyorlar.
Beck çiftine göre; artýk evlilikler ekonomik bir meseleden çok duygularýn tatmini meselesidir. Artýk eþlerin ana sorusu: “Bu evlilik duygusal ihtiyaçlarýmý karþýlýyor mu?” þeklindedir. Ýnsanlar sevgi uðruna evlenip sevgi uðruna boþanýyorlar. Evlilik artýk bir zorunluluk deðil gönüllülüktür.
Sosyoekonomik olarak iyi bir noktada olan Batý toplumlarýnda boþanma oranlarýnýn %50’lere vurmasý bu deðiþimin ürettiði psikoloji ile ilgili olabilir. Türkiye toplumu Batý toplumlarý düzeyinde bir “refah toplumu” haline gelmiþ deðil. Bu sebeple Beck’in söyledikleri toplumun bir kesimi için geçerli. Yalnýz bu toplum kesimi gittikçe geniþliyor.
Önce eþim!
Evlilik çalýþmalarý ile ünlü John Gottman eþ iliþkimizi her þeyin üzerinde tutmak gerektiðini söylüyor. Gottman’a göre; eðer eþinize ve evliliðinize birincil derecede yatýrým yapmazsanýz, bu zor dünyada iliþkiyi ayakta tutamazsýnýz. Gottman, kariyerinizi eþinizin üstüne koyamazsýnýz demiþ oluyor. Aslýnda Gottman “önce aile” mottosunu “önce eþiniz” haline çevirmiþ oluyor.
Filozoflar hayatýn amacý eþimiz der mi?
Beck gibi sosyologlar eþin duygusal tatminini evliliðin devamý için zorunluluk olarak görüyor. Evlilik alanýnda çalýþan psikiyatrist/psikologlar da hayattaki birincil emeðimizin eþe karþý verilmesini öneriyor. Yalnýz filozoflardan bu minvalde söz duyamýyorum. Filozoflar da “hayatýn amacý eþinizi memnun etmektir!” derler mi?
“Varoluþun amacý nedir?” sorusu, bir insan tekinin sormak zorunda olduðu en esaslý soru. Ölümlü dünyada bu sorudan daha hakiki soru yok. Bu soruya verdiðimiz cevap hayatýmýzýn merkezi olmayý hak eder.
Varoluþ yolculuðunda hayat arkadaþý
Benim anladýðým þey þu: Varoluþumuzun amacýný iman ettiðimiz þey oluþturur. Ýmtihan dünyasý olan bu hayat süreli bir yolculuktur. Bu yolculuktaki en yakýn yol arkadaþýmýz eþimizdir. Her ikimiz de kendi adýna yolculuðu yapar. Fakat “yaratan” bu yolculuk süresince çift olmamýzý dilemiþ. Sükûnet içinde yolculuk için bize eþ yaratmýþ. Bu beraber yolculuk yapmak eþimizi bizim için özel kýlar.
Eðer eþimizle iyi olursak bu yolculuk daha iyi geçer. Eþle kavgalý isek, iliþkimiz acýlý ise, yolculuk zor geçer. Hayatýn amacýný unutmuþ oluruz. Dikkatlerimiz daðýlmýþ olur. Yolculuðun kalitesi bozulur. Halbuki yolun zorluklarýný atlatmak için “sükunet” lazým.
Eðer Beck’in “duygular için evli kalýyoruz” , Gottman’ýn “eþiniz birincil önceliðinizdir” ve “varoluþ yolculuðunda yol arkadaþý” yaklaþýmlarýný birleþtirirsek, “eþ iliþkimize önem ve emek vermek gerek” sonucu çýkar.