Yerel seçimlere þunun þurasýnda ne kadar vakit kaldý? Yaklaþýk on hafta, deðil mi? On haftanýn sonunda sandýk baþýna gidip yaþadýðýmýz il ve ilçenin belediye baþkaný ile belediye meclisinin üyelerini seçeceðiz.
Önemli bir seçimdir belediye seçimi; belki de genel seçimden önemli...
Kimi, hangi partinin adayýný seçeceksiniz, karar verdiniz mi? Verdiyseniz, adayýn yaþadýðýnýz ortamý güzelleþtirip kolaylaþtýrmasý ihtimalini düþünerek mi, yoksa ‘yolsuzluk’ ve ‘paralel devlet’ eksenli tartýþmalardan etkilenerek mi oyunuzun hedefini belirlediniz?
Ne demek istediðimi herhalde hemen anladýnýz...
Maalesef, çöplerimizi toplayýp çevremizi güzelleþtirmesini ve hayatýmýzý kaliteli hale getirip kolaylaþtýrmasýný bekleyeceðimiz belediye yönetimi için yapýlacak seçime doðru hýzla yol alýyoruz, ancak kararýmýzý farklý ölçüleri göz önünde tutarak vereceðiz.
Doðru bile olsa kararýmýz, yanlýþ sebeplerle verilmiþ doðru bir karar olacak...
Sonunda iki yakasý biraraya gelmeyen, uçkurunu toplamakta zorluk çeken ülkelerin siyasetin kirlenmesiyle düþtüðü çukura biz de düþebiliriz...
Yazýmýn giriþinde, þu sýralarda Yunanistan’da ve Ýspanya’da yaþanan siyasi skandallarla ilgili deðiþik yayýn organlarýndan haberleri, hangi ülkeden söz edildiðini gizleyerek sunmayý düþündüm. Okuyaný yazýlanlarýn bugünkü Türkiye’den söz edilen deðerlendirmeler olduðu yanýlsamasýna sürüklemek amacýyla... Sonradan bu yöntemden vazgeçtiysem, sebebi, sizleri daha büyük bir karamsarlýða sevk etmemek içindir...
Güvenin bana: Yunanistan ve Ýspanya’nýn siyasi durumu bizde yaþananlardan daha kötü...
Kötü olmasý gerekmediði halde kötü...
Ýki ülke de þu sýrada daha derin krizlerin içine düþme ihtimalinden kurtulma mücadelesi veriyor; baþarma ihtimalleri çok düþük... Ekonomik içerikli ‘skandallar’ politik iklimi boðuyor ve kirletiyor...
Sonunda ne olacaðý belli: Sandýktan bir ‘palyaço’ tarafýndan kurulmuþ yeni bir partinin geleneksel siyasi yapýyý sarsarak önde çýktýðý ve ülkeyi sonu belirsiz maceralara doðru sürüklediði Ýtalya gibi olmak...
Avrupa Birliði üyesi ülkelerden söz ediyorum, üçüncü sýnýf demokrasilerden deðil... AB üyesi ülkeler, birbiri ardýna, çoðu ekonomik içerikli —bazýsý cinsel— ‘skandallar’ eliyle siyasi krizlerle baþ etmek zorunda kalýyorlar...
Fransa’da Cumhurbaþkaný Françoise Hollande’nin baþý ‘cinsel’ içerikli skandalla dertte... Ýspanya’da Baþbakan Mariano Rajoy baþta olmak üzere pek çok siyaset adamý müteahhitlerden para aldýðý iddiasýna muhatap... Gemiler ve teknelere tahsisli benzin verilen Yunanistan’da, siyasiler, bu alanda ‘yolsuzluk’ iddialarýna muhataplar ve konuyu ele alan gazeteciler ölüm tehdidi altýndalar...
Eski siyaset kendisini teknoloji destekli yeni siyasete göre elden geçirmediði için sarsýntýlara maruz kalýyor; hem de Avrupa’nýn her yerinde...
Þimdilerde olanýn özetini vereyim: Eskiden olsa öðrenilemeyecek, bilinse bile ispat edilmesi zor bazý yanlýþlýklar, bugünün teknolojik imkânlarý sayesinde ileride kullanýlmak üzere kayda alýnýyor ve kullanýlýyor da...
Politik kadrolarýn eski alýþkanlýklarýný deðiþtirmesi gereken bir döneme girildi ve bunu fark edemeyenler kaybediyor...
Ancak halk da kaybediyor bu arada, demokrasi de yara alýyor...
On hafta sonra sandýk baþýna gidilecek bir ülkede yaþýyoruz, ama kafalarýmýz hayli karýþýk...
