Mustafa KARAALÝOÐLU
Mustafa KARAALÝOÐLU
Tüm Yazýlarý

‘Eski merkez’in marjinalleþme temayülü

Bazý gazetelerin Gülsuyu’ndaki DHKPC þiddetine övgüler düzmesi düþündürücü deðil mi? Hele bu gazetelerin arasýnda Eski Türkiye’de merkezi temsil edenlerin bulunmasý ürkütücü deðil mi?

Onyýllardýr dindarlarý, muhafazakarlarý, Kürtleri, hasýlý demokrasi talep eden bütün gruplarý sahte bir irtica, þeriat ve bölücülük korkusu üzerinden marjinalleþmekle yaftalayanlarýn; bugün iktidar umudu azaldýkça marja kaymalarý da yaman bir çeliþki deðil mi? Muhafazakarlar marjinalleþmedi aksine ülkeye demokrasi ve refahý getirdiler ama bu kez eski merkezin bazý üniteleri marja doðru kayýyor. Gezi Parký’nda hak mücadelesiyle þiddeti bile isteye ayýrt etmeyenler, þimdi daha riskli bir alana yatýrým yapýyor!

Oysa, iktidar mücadelesi ne kadar sert olursa olsun; hatta 10 yýldýr yaþandýðý gibi darbe veya parti kapattýrma giriþimleriyle ne kadar centilmenlik dýþý olursa olsun bir terör örgütüne övgü tezahürü asla beklenmezdi. Ýstanbul þehrinin göbeðindeki silahlý terörü romantik bir isyan sahnesi olarak takdim etmek bir demokraside düþünülemezdi. Üstelik o örgütün elinden  ABD Büyükelçiliði saldýrýsýnýn kaný hala damlarken...

Bu ülkenin laik, Kemalist ve hatta ulusalcý kesimlerinin; bu kesimlerin medyasý ve fikir sahiplerinin; iktidar rahatsýz olsun diye sokaktaki þiddet ve terörün ürettiði gerilimi övmeleri sonuç almasý imkansýz bir tavýrdýr. Kitlelerin umutsuzluðunu artýrmaktan baþka hiçbir sonuç çýkmaz oradan...

Yine de öylesine þaþýlasý bir durumla karþý karþýyayýz ki bu tavrý eleþtirmekten çok anlamaya çalýþmak gerekiyor.

Nasýl oluyor da CHP gibi köklü bir partinin dili hýzla Ýþçi Partisi’yle ayný seviyeye iniyor?Nasýl oluyor da toplumun kaðýt üzerinde en eðitimli kesiminin sivil toplum örgütü, DHKPC olabiliyor? Nasýl oluyor da yýllardýr makul, mantýklý ve demokrat tavýrlarýyla bilinen kalemler, kanaat önderleri bu durumu eleþtirmek þöyle dursun üzerine körükle gidebiliyorlar? Öfke bu kadar mý kontrolden çýktý?

Anlaþýldý, Gezi Parký olaylarý muhalefet eksikliðinden dolayý oldu ama þimdi hepimiz birlikte daha büyük bir sorunla karþý karþýyayýz. Eski merkez, umudunu yitirdikçe marjinalleþme eðilimi gösteriyor.

Bu belirtiler daha önce de vardý ama daha masum alanlarda...

Mesela, hayatlarý boyunca Kürtlerden nefret edenler ve Kürtlerin haklarýna karþý direnenler birdenbire Kürtçü olmaya baþladý. Ya da Alevilerin yüzüne bakmayanlar sokaklara salýnan Alevi gençlerini pohpohlamaya koyuldu. Hatta, azýnlýk deyince tüyleri diken diken olanlar birdenbire Ruhban Okulu için slogan atar oldu. Kürt, Alevi ve azýnlýk sorunlarýna siyasetlerinde ve söylemlerinde yer vermeyenler, hepsini birden iktidarý rahatsýz etme enstrümanlarý olarak keþfettiler.

Bu iki yüzlü durum bile bugün sergilenen þiddete övgünün yanýnda anlaþýlabilir. Ama, bu kadarý gerçekten ürkütücüdür.

Temel sorun, ülkenin mevcut iktidar elinde ikinci on yýla giriyor olmasý, yani bir kýrýlma aný daha yaþamasýdýr. Tamam ama bununla mücadelenin tek yolu daha fazla demokrasi önermektir. AK Parti’den daha demokrat bir parti, Erdoðan’dan daha reformcu bir lider. Bu ikisi olmadan ne þiddetin, ne de celalin faydasý vardýr.

Gecikmeden yüzleþmek gerekiyor.

Yakýn zamana meþruiyetin referansý olan kurumlar, kiþiler, fikirler, gazeteler, gazeteciler nasýl bu noktaya geldi anlamak zorundayýz. Ama bu görev ayný zamanda CHP baþta olmak üzere bütün laik-Kemalist kurumlarýn omzundadýr. Önce onlar içinde bulunduklarý durumdan kurtulmayý istemeli ve sonra hep birlikte gerilimi büyütmeden sorunu çözmeliyiz.