Türkiye çok deðiþti. Ekonomiden siyasete, millet çoktan almasý gereken yerini uzun bir süre sonra geri aldý. Halký gayri-medeni gören ve onu devlet için tehdit sayan anlayýþýn siyaset üzerindeki vesayeti ve ekonomideki tahrip edici belirleyiciliði önemli ölçüde kýrýldý. Buna karþýn medya hala eski medya. Medyada eski Türkiye’nin söylem üstünlüðü gerçek güçlerinin çok ötesinde ve tehlikeli bir þekilde devam ediyor.
Öyle ki gençlik yýllarýnda þiddet dolu pek çok eylemin parçasý olan veya olmak isteyen pek çok isim bugün gazetelerde, televizyonlarda ve reklam ajanslarýnda yer tutmuþ durumda. Bu kiþiler çok farklý kurumlarda çalýþýyor olmalarýna raðmen gizli-kapalý bir cemaat gibi çalýþýyorlar: Paslaþýyorlar, aldýklarý ortak kararý uyguluyorlar, bir takýmýn parçalarý gibi iþbirliði yapýyorlar.
Dediðim gibi, aslýnda bugün imkânlarý olsa sokaklarda güvenlik güçlerine taþ atarlar, hatta kurþun sýkarlar, ama daðda veya sokakta deðiller, medya plazalarýnda arzý endam ediyorlar. Onlar da içlerinden geçen saldýrýlarý kalemleriyle, mikrofonlarýyla yapýyorlar.
***
Eski Türkiye kalýntýlarýnýn eline bir düþmeye görün... Sizi hedef tahtasýna oturttuktan sonra önce merkezde görünen bir gazetede yalan ve iftiralarla dolu bir haber yapýyorlar, ardýndan diðerleri bu haberi referans yapýp aç kurtlar gibi saldýrýyorlar. Karakter cinayeti, alaya alarak veya sözleri cýmbýzlanarak, hatta söylenmemiþ kelimeler eklenerek devam ediyor.
Kültür ve Turizm eski BakanýAtilla Koç kabinenin belki de en çalýþkan bakanýydý. Milli ve manevi hassasiyetleri yüksekti. Fakat medyadaki çete onu “uyuyan bakan” olarak lanse edince yerini koruyamadý. Göz kapaðýný her kapattýðý anda onu çektiler, yerin dibine geçirdiler.
Benzeri bir operasyon Ýçiþleri Bakaný Ýdris Naim Þahin için de uygulanmak istendi. Sayýn Þahin belki de Cumhuriyet tarihinin en baþarýlý Ýçiþleri Bakaný. Eðer onun kararlýlýðý ve aldýðý önlemler olmasaydý PKK bugün çok farklý bir aþamaya geçmiþti bile. Ýþte karalama medyasýböyle bir bakaný her vesileyle alaya alýyor. Ýþini yapýp yapmadýðýna bakmadan, cýmbýzladýklarý cümlelerinden fýkralar üretmeye çalýþýyor. Belki de PKK’nýn düþtüðü zor durum onlara bunu yaptýrýyor.
Ayný þekilde ÖSYM Baþkaný Ali Demir de medya çetesinin kurbanlarýndan. Eskiden ÖSYM’de öylesine aðýr skandallar olurdu ki, bunlarýn hiçbirini gazetelerde göremezdiniz. Çevremden biliyorum, bazý akademisyenlere ÜDS cevaplarý bizzat bazý ÖSYM görevlileri tarafýndan satýlmak istenmiþti. Onlar buna tenezzül etmemiþti, ama bugün profesör olan, doçent olan bazý kiþiler yabancý dil sýnavýný parasýný ödeyerek geçmiþtir. Üniversite sýnavý da böyleydi. Ama ÖSYM o yýllarda pek bir güvenilirdi, pek bir saygýndý. Neden, çünkü medya haklarýnda bir tek eleþtirel haber bile yazmadý. Gitti eski ÖSYM, geldi Ali Demir ÖSYM birdenbire kötü oluverdi. Geçmiþte yaþanan bin skandaldan biri yaþanýnca Demir’i linç etmek için malzeme de çýktý.
***
Kiþi karalayacak malzeme vermiyorsa o da sorun deðil, yalan üretim merkezleri hemen devreye giriyor. Bakýnýz yazar Ýbrahim Öztürk. Adamý durduk yere Alevi düþmaný ilan ettiler. Bakýnýz Üstad Necip Fazýl. Ve son örnek bendeniz. Söylemediðim sözleri önce uydurup, sonra çete üyeleri marifetiyle yayýyorlar.
Örnekler pek çok. Türkiye çok deðiþti ama bizler hala eski Türkiye’nin gazetelerini ve dergilerini okuyoruz, yeni Türkiye’yi hala eski Türkiye’nin televizyonlarý eðlendiriyor ve reklamlar hep eski Türkiye’nin fosillerini canlý tutabilmek için özenle belli yerlere daðýtýlýyor. En kötüsü namuslu insanlarý tek tek hedef alýp bertaraf ederlerken sýrasýný bekleyen çoðunluk sessiz kalýyor.