Ýslamiyet’e muhalefet” saikiyle hareket edenler olduðu gibi, Ýsrail’in AK Parti’yi devirmek için geliþtirdiði plan çerçevesinde hareket edenler de var. Bunlar basýlan düðmeye göre faaliyete geçmiþ bulunuyorlar. 1948’den, ama özellikle 6 gün savaþýndan beri “içimizde Ýsrailliler” var. Anlaþýlan yeni plana göre önce ÝHH’yý “terörist veya terörizmle iliþkili örgüt” ilan ettirmek, sonra iþin içine AK Parti’yi katmak istiyorlar.
“ÝHH’nýn hedef tahtasýna yerleþtirilmesi Ýsrail’in içimizdeki Ýsraillilerle eþgüdüm halinde baþlattýðý kampanyanýn bir parçasýdýr. Amaç, önce ÝHH, sonra AK Parti’yi bertaraf etmektir.”
Ýmza: Ali Bulaç. Baþlýk: ÝHH ve Ak Parti.
Hayýr, bugün yazýlmadý bu yazý. Zaman, 14 Haziran 2010 tarihini taþýyor.
Sizce Ali Bey, bugün yazabilir mi bu yazýyý?
Mesela Hatay’da yakalanan ve Today’s Zaman’ýn saniye sektirmeden ÝHH’ya mal ettiði, ancak sonra “Devlete ait” çýkan TIR olayýný yorumlarken...
Mesela, 6 ilde El Kaide’ye baskýn yapma görüntüsü içinde, Kilis’te de, taaa Van’dan gelip ÝHH deposuna baskýn yapmayý yorumlarken?
Ne kadar derin bilinç yüklü yukardaki Ali Bulaç yorumu deðil mi? Her þey tabak gibi ortada. Ýsrailliler’in, ama “Ýçimizdeki” Ýsraillilerin ÝHH’ya, ama ayný zamanda AK Parti’ye yönelik “bertaraf etme operasyonu.”
Bundan daha keskin yorum olabilir mi?
Soru þu: Acaba þimdi kim baþlattý ÝHH ve AK Parti’ye karþý operasyonu?
Bu da One Minute ve Mavi Marmara’nýn intikam sürecinin sonucu olmasýn?
Ali Bulaç Bey çok zeki bir insandýr. Bence olan biteni doðru okuyacak bir “Mü’min basireti”ne de sahiptir. Üstelik, bu coðrafyada Ýslam’a karþý oynanan oyunlarý bilir, Müslümanlarýn acýsýný paylaþýr ve bu mazlumiyet çýðýrýndan kurtulmayý caný gönülden ister.
Peki ama, þu yaþanan süreçte, Tayyip Erdoðan’ýn “hata”larýný falan da önemseyelim, Ýslam’ýn kendi dünyasýný inþa etmesinin önünü kesmek için her türlü kumpasýn kurulabileceðini görmez mi?
Çarþamba akþamý Mehtap tv’de, Düþünce Günlüðü’nde izledim onu, Ahmet Turan Alkan ve Hüseyin Gülerce ile birlikte. Tanýyamadým Ali Bulaç’ý orada, ya da yeniden tanýdým mý demeliyim? Ahmet Turan Alkan, Ali Bulaç’tan baþka bir kategoridir, benim okuyabildiðim kadarýyla. Ama o programda, her ikisi birlikte Camia’nýn duygularýný okþamaya yönelik bir duruþla, Hüseyin Gülerce’yi köþeye sýkýþtýrýp, ondan daha fazla cemaatçi rol ile, son derece sade bir zihinle görülebilecekleri görmez olmak nasýl bir iþtir?
Hüseyin Gülerce orada dedi ki: “Þu anda halkýn yüzde 50’si Tayyip Erdoðan’ýn arkasýnda. Onun duruþunu doðru buluyor. Yolsuzluk operasyonlarýnýn siyasi bir hesaplaþma niteliði taþýdýðýna inanýyor.”
Ne denir buna? 2010’da ÝHH ve AK Parti’yi bertaraf etme niyetini okuyan bir zihin dokusu, bugün yargý marifetiyle iktidar devirme operasyonunu okuyamaz mý?
Ya da ne için okuyamaz?
Benzeri bir okuma farklýlýðýný da Ekrem Dumanlý Bey’in þahsýnda gördü Türkiye. Yine Zaman’da.
Tarih 25 aralýk 2008, 29 Mart’taki seçime yine dört ay var ve bir yolsuzluk kampanyasý. Ama Ekrem Bey’in o gün durduðu yer farklý. Hükümetle iliþkiler limoni deðil. O zaman, yolsuzluk haberlerine “kamuoyu oluþturma yöntemi” olarak bakýyor ve þunlarý yazýyor.
“.....seçime çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyalarý açmak çok sayýda soru iþaretlerinin oluþmasýna da sebeptir. Ýki kritik konu var zamanlamada: Bir, bahsi geçen (daha doðrusu geçecek olan) dosyalar niçin bu zamana kadar bekletildi? Ýki, bu kadar kýsa bir süre kalmýþken yapýlan yolsuzluk suçlamasýna cevap vermek için yeterince savunma süresi kaldý mý? Açýk söyleyeyim, bu saatten sonra yapýlacak olan yolsuzluk suçlamalarý doðruyu arama ve yoksulluktan arýnma talebinden daha çok siyasette belli bir imaj ve hava oluþturmak içindir ve güvenilir olma özelliðini kaybetmiþtir. Bu konuda samimi olan, seçim sonuçlarýnýn sabahýnda elindeki dosyalarý kamuoyuna arz eder...”
Þu an bakýyorum, Caima’ya yoðun bir yolsuzluk propagandasý pompalanýyor. Zaman’dan, Bugün’den, Samanyolu’ndan... 30 Mart öncesinde ne anlam taþýyor sevgili Ekrem Bey kardeþim bu yolsuzluk kampanyasý? CHP kampanyasýnýn uzantýsý mý?