Bu sezonun en iyi başlangıç futbolunu, maçın ilk 15 dakikasında Beşiktaş yaptı... Ne çok kontrollü ne de aşırı baskılı olmadan, tam kıvamında ve tam saha yayılımı ile gözlerimizin pasını aldılar. Üstelik rakip de; Eskişehirspor gibi erken efelenmeye pabuç bırakacak bir ekip değildi. Ama bu güzel futbol, Holosko’nun ayağından golle taçlandı... Slovak futbolcunun Gangnam dansı gene çok sevimliydi.
Her şey Beşiktaş adına güzel giderken; Eskişehirspor da kendi adına bir güzelliğin parçası olmak istedi. Oyunun inisiyatifini ellerine aldılar. O kadar ki; deplasmanda oynamalarına rağmen, 38’e 62 gibi büyük bir top oynama yüzdesine sahip oldular. Hele İstanbul’da oynuyorsanız, bu önemli bir iş... Ancak atak ürettiler ama, ne yazık ki pozisyon üretemediler. Olanlar da etkili değildi.
Anlayacağınızı ilk 15 dakika Beşiktaş’ın, sonraki 15 dakika Eskişehir’in hakimiyetinde, son 15 dakika ise iki takımın ortak paydasında geçti. Devrenin zaman dilimleri kardeş payı dağılımı ile geçti diyeceğim ama; 1-0 önde oluş, herhalde Beşiktaş’ın bir ağabeylik hakkıydı,
***
Hilbert, bir Alman olmanın doğal ciddiyeti içinde oyun disiplini olan bir futbolcu... Ancak 20. dakikadaki bir pozisyon sırasında; takımı rakip savunmaya 3’e 1 durumda kaldığı an, pas vereceği yerde şut attı. Başkası olsa savurganlığına vereceğim ama, Hilbert’in hovardalığı beni şaşırttı. Çünkü hiçbir Alman, bu pozisyonda asla şut çekmez; gerekeni yapardı... Ve 2-0 öne geçiş, hem rakibi hem maçı o an kopartırdı.
Ama meğerse öyle olmuyormuş; Beşiktaş, Almeida ile 2-0 öne geçtiği halde skoru koruyamadı. Eskişehirspor; etkili ama az poziszyonlu futbolunu, attığı penaltı golünden sonra umutlanınca daha da zenginleştirdi. Beşiktaş; oyunun sadece ilk 15 dakikasındaki futbolla koca maçı kotaramayacağını, acı bir şekilde öğrendi. Eskişehirspor; son anda, “Aç kapıyı ben geldim” dedi.
Vallahi “Hoşgeldin” demek lazım.
Bu tür ani gelişen skorlara biraz garip yaklaşırız ama; futbolun tadı, tuzu, rengi de bunlardan çıkar.
Eskişehir maç bitmeden, maçın bitmeyeceğini bir kez daha belgeledi.