Hepimizin bildiði bir halk deyimi. Bir takýmýn iyi ya da kötü yönetildiðini nasýl anlarsýnýz?
Muhtemelen aldýðý kararlarýn doðruluðundan ve kalýcýlýðýndan anlarsýnýz.
Galatasaray, doðrusu, kýskanmýyorum dersem burnum Pinokyo gibi uzar, müthiþ trasferler yapýyor.
Sneijder’den sonra Drogba da çok büyük bir transfer.
Bizim Fenerbahçe ne yapýyor bu arada?
Fransa Ligi ekiplerinden Montpellier’de oynayan 22 yaþýnda bir çocuðu almak istediler. Ýþi yüzlerine, gözlerine bulaþtýrdýlar. Bu aþamadan sonra bu transferden zaten bir hayýr gelmez.
Peki biz kimi alýyoruz bu arada?
Sol beke Ziegler’i alýyoruz.
Madem tekrar alacak idik, neden gönderdik, bu sorunun cevabýný bilen var mý?
Ziegler, Fenerbahçe’de harikalar yarattý, bu sol beke Barcelona mý talip oldu da, þimdi geri alýyoruz?
Standart bir sol bek (Roberto Carlos deðil) transferinin Fenerbahçe’nin Avrupa baþarýsýna katkýsý ne olacak?
Emre de geri geldi.
Emre bu kadar vazgeçilmez idi de, neden gönderdik birinci sýnýf olmayan bir takýma?
Emre eski sinirinden, takýmý her an 10 kiþi býrakma riskinden geri adým mý attý?
Emre bir kez daha ýrkçýlýk yaparsa ne olacak?
Yaptýðý eski ýrkçý çýkýþlarýnýn kefaretini ödedi mi?
Beþiktaþ da Niang’ý alýyormuþ, al birini vur ötekine.
Fenerbahçe, Nobre’yi de geri almak istedi. Ýyi ki bilemediðim bir engel çýktý da, komik olmaktan kurtulduk.
Bu transferler yönetimin çapýný, ufkunu sergiliyorlar.
Bu çaptaki bir yönetimle Fenerbahçe’nin Avrupa’da baþarýlý olmasý mümkün deðildir.
Yönetimin parasý var mý, yok mu, esas soru budur. Bir tür “to be or not to be” durumu. Var ve buna raðmen transferler bu düzeyde ise, ortada büyük bir skandal var demektir.
Para yok ise de, para üretecek bir yönetime acil ihtiyacýmýz var demektir.
Galatasaray’a, üstelik Fatih Terim’in teknik direktör olduðu bir GS’a gýpta ile bakacaðým hiç aklýma gelmez idi doðrusu.
Bilica’yý, Güiza’yý, Dia’ý da geri aldýk mý Avrupa Kupalarý artýk çantada keklik.
Bilica, rakip penaltýlarda topu düzelttiðinde Avrupa þampiyonuyuz, bu kesin.