Eski... Kızını dövmeyen dizini döver. Şimdi... 19 yaşındaki kızına tokat atan babaya mahkeme 740 lira para cezası verdi. Eski... Deniz kenarında daha fazla yanmak için güneş yağlarına avuç dolusu para dökerdi insanlar. Şimdi... Deniz kenarında güneş ışınlarından korunmak için koruyuculara avuç dolusu para ödüyoruz.
Eski... Okula giden çocuklara “Öğretmenin vurduğu yerde gül biter” öğüdü verirdi aileler. Şimdi... Küçük düşürücü söze bile isyan ediyor veliler. Eski... “Bir dirhem et bin ayıp örter” Şimdi... Obezite sorununu çözmek için çok erken yaşlarda sağlıklı beslenme şartları oluşturmaya çalışıyoruz.
***
Örnekleri daha ciddi hale getirelim. Eskiden devlet ne verirse, ne muamele yaparsa kabul eden bir anlayış vardı hepimizde. Şimdi devlet dediğimiz mekanizmanın biz vatandaşlar için olduğunu biliyoruz mesela.
Toplumsal dönüşüm dediğimiz şey bir gece yattım ertesi sabah kalktım, değişti diye olmuyor, zaman alıyor. Türkiye’de vatandaş ilk kez Cumhurbaşkanı seçecek ya, eski ve yeni farkı burada da geçerli. Eski...
Düşük profilli, daha çok temsil görevleri üzerinde durulan Cumhurbaşkanı Şimdi... Yetkilerini kullanan, dış politikadan-ekonomiye tüm gücünü ülkeyi daha ileri taşımak için harcayan bir Cumhurbaşkanı... Örneği isimlerden verelim... Eski...
“Yurtdışı gezilerimde işadamlarıyla birarada olamam, firma bazında iş takibi yapıyor görünümü vermem” diyen 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer.
Yeni... Sezer ile aynı yıllarda Fransa’da Cumhurbaşkanı olan ve Başbakan Erdoğan onuruna Elysee Sarayı’nda verdiği yemekte, gündem Avrupa Birliği müzakereleri olmasına rağmen THY’nin uçak alımlarında Airbus’u tercih etmesini rica eden Chirac.
***
“Eski” ve “Yeni”... Madde madde yazmaya kalktığımızda daha bir sürü örnek çıkıyor karşımıza. Ve tüm tercihler de haliyle Yeni Türkiye’den yana oluyor...