Evliliklerde eşler arasında sorun ve zaman zaman uzlaşmazlık yaşanması kaçınılmazken, kavga etmek ise kaçınılmaz değil. Aslında sorundan yıkıcı kavgaya kadar bir süreç var. Bu süreç durdurulmazsa; sorun, uzlaşmazlık, tartışma, kavga, yıkıcı kavga ve küslük/cinsellikten uzaklaşma/evden ayrılma gibi ardışık yaşantılara sebep olabilir. Bazı eşler sorun yaşadıklarında bunu uzlaşarak aşıp işi tatlıya bağlarken; bazı eşler yıkıcı kavgaya kadar ilerler. Bu yazının amacı bir sorunun yıkıcı kavgaya nasıl evrildiğinin aşamalarını ortaya koymak ve bu sürecin her aşamasında nasıl durdurulabileceğini göstermektir.
Tüm dünyada eşler en fazla birbirlerinin aileleri, cinsellik, para, ev işleri, çocukların yetiştirilmesi ve boş zamanlar üzerinden kavga ederler. Yine de her bir evlilik için özel bir liste vardır. Eşler ettikleri kavgaları gözden geçirirlerse kendi özgün listelerini ortaya koyabilirler. Eşlerin en sık kavga ettikleri meseleleri bilmesi onlarda bir farkındalık sağlayabilir. Örneğin kavga listelerindeki bir mesele geldiğinde “kavga çıkabilir, dikkatli olmalıyım” türünden bir iç telkin ve karar alma ile kavga sürecine girmeyi engelleyebilirler. Bu aşamada durabilmek en az zararlı durumdur.
Eşler sorun yaşadıkları ve sorunu kendi bakış açıları ile ortaya koydukları zaman uzlaşmazlık yaşamış olurlar. Aslında uzlaşmazlığı dile getirmek sorun çözmeye çağrı ve kırgınlığı önlemey hizmet edebilir. Bu anlamda uzlaşmazlığı dile getirmek fonksiyoneldir. Aksi halde eşler yaşadıklarını içlerine atıp iç dünyalarında daha fazla büyütebilirler.
Uzlaşmazlık doğal olarak iki farklı bakış açısının varlığı anlamına gelir. Bu aşamanın temel meselesi “iki farklı bakış açısı olabileceğini kabul edip edememe meselesidir”. Bu aşamada sorun uzlaşmazlığın iletişimidir. Eşler kendi bakış açılarını nasıl ifade ettikleri ve eşlerinin ne demeye çalıştığını anlama halleri temel meseledir. Eşler kendi bakış açılarını sert, kırıcı veya keskin dile getirebilirken; yumuşak, ben diliyle kırıcı olmadan da dile getirebilirler. Eşler birbirini dinlemezken, birbirlerini aktif dinleyebilirler de. Bu aşamada “sıralı konuşma” oldukça işe yarar. Bu teknikte eşler sırayla biri derdini anlatırken diğeri onu can kulağıyla dinler. Eşlerin büyük kısmı bu aşamada kalırlar ve kendi normallerine dönerler. Bazıları ise uzlaşmazlıktan tartışmaya geçerler.
Tartışma yaşamanın göstergesi eşlerin birbirlerini dinlememesi, karşılıklı atışmaya başlaması, kendi pozisyonlarını savunma seslerin ve duygusallığın yükselmesidir. Tartışman halinin temel psikolojisi “Haklı veya haksız olma mücadelesidir”. Tartışmaya başlamış eşler yükselmiş ses tonları ve yükselmiş duygudurumları ile kendilerinin haklı eşinin haksız olduğunu göstermeye çalışırlar. Eğer ilişkide kötü kişi, sömürü ve şiddet varsa haklı haksızlık mücadelesi gereklidir. Eğer ilişkide zalim ve mazlum hali yoksa haklılık tartışması işe yaramaz.
Önümüzdeki yazıda bu sürecin diğer parçaları olan kavga, yıkıcı kavga ve küsme/yatak ayırma/evden ayrılma ile devam edeceğim.