Eşler arasında duygusal bağın önemi

1950’li yıllarda Dr. Spock “Bebek ve Çocuk Bakımı” adlı kitabında; “ağlayan bir çocuğu kucağına almak güçsüz biri yaratır!”, “Çocuklara karşı akıllıca bir mesafe sağlanmalı, naza izin verilmemeli” şeklinde tavsiyelerde bulunuyordu. Batıda bir dönem çocuk eğitimini etkileyen bu yaklaşımın artık yanlış olduğunu, hatta zarar verdiğini biliyoruz. 

Dr. Spock’un aksine John Bowlby “bağlanma teorisi” ile çocuk ile anne (bakım veren) arasında ne kadar yakın ve sıcak bir ilişki olursa o kadar iyi olduğunu söyledi. Bugün Bowlby’in daha doğru bir noktada olduğunu biliyoruz. 

Üstelik bağlanmanın sadece çocukluk döneminde değil aynı zamanda erişkin dönemde de önemli bir mesele olduğunu biliyoruz. Eşler arasında güvenli bir bağlanmanın olup olmaması evliliğin temel meselelerinden biri. Evlilikte aşk, sevgi, şefkat, ilgi, güven gibi duyguların karşılıklı var olmasına ihtiyacımız var. 

 

Duygu odaklı eş terapileri

Eşler arasındaki bağlanma ve duygulara odaklanan Susan Johnson “duygu odaklı eş terapileri” yaklaşımında şunları söyler: “eş ilişkisinde temel mesele duygusal bağdır. Sevilme ve kabul edilme temel ihtiyacımızdır. Eşimize güvenli bağlandığımızda, sorun ve incinmelerin üstesinden daha kolay geliriz, daha az saldırgan oluruz. Eşler arasındaki çatışmanın çoğu “duygusal kopmalar” üzerine olan protestolardır. Bağlandığımız kişi duygusal yanıt vermediğinde; öfkeli, mutsuz, açı çeken ve korkulu bir hale geliriz.” 

Johnson’a göre, ilişkiye yönelik bir tehlike/tehdit hissettiğimizde, eşimiz tarafından sevilip kıymetli bulunma konusunda emin olmadığımızda duygusal yaralanma oluşur. Eşler reddedilme, yetersizlik, başarısızlık, terk edilmişlik gibi yıkıcı duygular yaşamaya başlar. Eşler zihinsel derinliklerinde şu soruları sormaya başlarlar: “Benim için burada mısın?”, “senin için önemim var mı?”, “sana ihtiyacım olduğunda, seni çağırdığımda gelir misin?”, “bana değer veriyor musun?” 

 

Duyguları görmek ve yanıt vermek gerekir

Eşler arasında duygusal kopma ve yaralanmaları tedavi etmenin yolu ise; eşe yanıt vermek, bağlantı içinde kalmak, dikkat kesilmek gerekir. Çünkü duygu ve ihtiyaçlar inkâr edilemez, görmezden gelinemez. 

Duygusal bağları konusunda tereddütte düşmüş olan eşler ancak birbirine güvenip, duygularını ve ihtiyaçlarını birbirlerine tüm çıplaklığıyla ortaya koyabildiklerinde ve karşılıklı birbirlerini teskin edip, sükûnet sağlayabildiklerinde bağlanma yeniden oluşur. Güvenli bağlanma yeniden tesis edildiğinde, 

Sonuç olarak; eşler arasında yaşanan sorunların görünen kısmı çocukların eğitimi, paranın yönetimi, boş zamanların geçirilmesi, aileler ile ilişkiler ve cinsellik iken; daha derinlerde duygusal açıdan güvenli bir bağlanmanın olup olmamasıdır. Eşler arasında duygusal bağlılık ve güven varsa, gündelik hayat sorunlarını yönetmek daha kolay olur.