Fenerbahçe, hiç vakit kaybetmeden; neler yapabileceðini göstermek adýna, oyuna hýzlý girdi. Maçýn hemen baþýnda, golü de buldu.
Rastlantýyla, tesadüfle, eðrinin doðruya denk gelmesiyle deðil; hýzlý/hýrslý/gayretli çabalarýnýn çok çabuk ödüllenmiþ haliyle öne geçti. Malatya, her gelenin kolaylýkla puan bulduðu stadda; geriye düþmeyi hiç hesaba katmamýþ olacak ki; yediði gol sonrasý anlamsýz bir þekilde gerildi. Bu yüzden ortalýk bir ara karýþtý.
Malatya yediði baský yüzünden, F.Bahçe kalesine ilk kez 10. dakikada anca sokulabildi. Ýlk tehlikeli ataðýný da 27. dakikada yapabildi. Sarý-lacivertliler, attýklarý gol sonrasýnda; yüksek temposunun debisini biraz düþürdü.
***
Bu sezon rakiplerine baský kurmayan, istese de bunu düne kadar beceremeyen F.Bahçe; evet bu kez hayli etkiliydi. Ancak yüksek verimli olma isteðini organize etmede, sýkýntýlar da yaþadý. Neyse ki Mehmet Ekici, (Penaltý kaçýrsa da) etkin günüdeydi ve bunu þýk golleriyle belgeletme fýrsatlarý buldu. VAR’e baþvurulan pozisyonda, rakibinin koluyla onu itmesine raðmen penaltý verilmemesi, tuhaftý. Bana göre Dirar’ýnki deðildi. Topa müdahale vardý.
***
Kabul etmek gerekir ki; Volkan Demirel de eski günlerinin sigorta güvencesi içinde deðil. Nedense tedirgin... Bu yüzden de hem zamanlama hem pozisyon hatasý yapýyor.
Takým, beklenmedik þekilde goller atmanýn sevincini, rahatlýða dönüþtürünce; cezalandýrýlmasý zor olmadý. Futbol anlýk deðil, doksan dakikalýk bir gerçek. Tam saha ve tam süre ciddiyet þart. Zor toparladý, gevþememesi lazým.
Yeni transfer Viktor Moses için ise, kesin hüküme yetecek kadar zaman yoktu. Adam çoðu takým arkadaþýnýn, henüz adýný bile bilmiyor.