- TORONTO (Kanada) -
Son 25 yýlýný, Kanada’da bir baþarý öyküsüne dönüþtüren eski dostumun söyledikleri, doðru kabul edilen bir kavramýn aslýnda, ne ölçüde yanlýþ sonuçlar doðurabileceðinin özeti gibi. Demokrasinin vazgeçilmez unsuru kabul gören kültürel çeþitliliðin, kendini azýnlýkta gören unsur için nasýl bir tuzaða dönüþebileceðinin de belgesi gibi.
“Toronto’yu gezdiðinde görüyorsun. Burasý gerçekten yüksek oranda mülteci alan bir kent. Nüfusunun neredeyse yüzde 65’i Kanada dýþýnda doðmuþ. Küçük Ýtalya, Çin ve Kore Mahalleleri, hatta bizim komþular, Yunan mahallesi... Kentin biraz dýþýndaki Küçük Hindistan. Aslýnda, hepsi, Ýngiliz demokrasi anlayýþýnýn liberal görüntüleri gibi karþýnda. Etnik kültürün çok renkli bir demokrasi anlayýþý içinde korunmasýnýn en güzel örnekleri gibi di’mi?”
Bu laflarýn sahibi, yatýlý okul arkadaþýmý iyi tanýrým, “meselenin” üzerine bu ölçüde gitmesinden iþkilleniyorum: “Dilinin altýndaki baklayý çýkar da bileyim. Bu söylediðin tablo, çok kültürlü, çok etnik gruplu bütün ülkelerde ideal sayýlan bir tablo, zaten ancak Kanada, Amerika, Avustralya gibi göçmen ülkelerinde doðabiliyor...”
Dostum, “Ama tahmin edemeyeceðin bir baþka sonucu var” diye devam ediyor sözlerine: “Kanada, Amerika gibi, beyaz/anglo-sakson/protestan kültür dairesinden gelen insanlarýn kontrolünde bir ülke. Ne zaman buralardan söz açýlsa hemen güçlü Yahudi lobisi falan gibi sözler edilir. Yok Amerika’yý, Kanada’yý Yahudiler yönetiyormuþ teorileri... Geç bunlarý... Bütün buralarý esas olarak Ýngiltere yönetir, Yahudiler üzerine kurulu tezleri de kendisine çok güzel paravan yapar. Demokrasi içindeki kültürel zenginliðin korunmasý kavramýný ise, etnik gettolaþmaya götürür. Yani bir Çinli veya Hindli, buradaki çok renkli demokrasi içinde kendi mahallesinde komþularýyla oturup farklý bir görüntü çizerken yöneten grubun kolay kontrol edebileceði bir seçeneði kabul ettiðini anlamaz. O Çinli ve Hindli’dir ve bu ülkenin vatandaþý olarak yaþamayý sürdürürken de gettolaþarak, yani kenar mahallenin adamý olarak ana yönetim sisteminden uzak kalmakta, bunu, geliþmiþ bir demokrasinin kendisine saðladýðý hak sanmaktadýr. Oysa, her etnik mahalle, bir ‘öteki’ olma öyküsüdür ve ‘ötekiler’in bütün sistemlerde iþi zordur.”
Türkler’in akýllý seçimi
Türkler’in Toronto’da kendilerine ait bir mahallesi yok!.. Buraya gelen insanlarýmýz, sistemin içinde daðýlmayý ve giderek gerçek anlamda bir Kanadalý olmanýn yolunu seçmiþler... Dostum, “Çok kültürlü bir imparatorluðun mirasçýsý olarak buraya gelen tek grup biziz” diyor, “Ötekileþmenin risklerini genetik olarak bilen de... Asýl kimliðini koruyarak bir potanýn içinde erimenin yolunu buluyor Türkler.”
O zaman... Berlin’deki Kreuzberg veya Brüksel’in Schaarbek’i benzer bir “tuzak” olarak karþýmýza çýkýyor. Türkler Avrupa’nýn çeþitli kentlerinde yarattýklarý “getto”larda kendi halince yaþayýp gitmeyi, bulunduklarý toplumun “ana akým sistemiile bütünleþmeye” tercih eder bir görüntü içindeler.
Sisteme sahip olanlar, sistemin içine girmesini arzu etmedikleri unsurlarý gettolaþtýrarak bir de buna demokratik çoðulculuk maskesi takabiliyorlar. Bir çeþit, “Sen ötekisin, öteki olmaný kabul ediyorum, sen kendi halinde yaþa git, ben de iþime bakayým” durumu.
Amerika daha Osmanlý
Pekiyi... Ya Amerika?.. Orasý, “renkli bir koalisyon” ile siyahi Obama’yý iki dönemdir Beyazsaray’da taþýyan bir ülke. Ne farký var Kanada’dan? “Sen de biliyorsun, Ýstanbul’daki Osmanlý arþivlerinde sürekli çalýþýyor Amerikalý uzmanlar” diye yanýtlýyor dostum, “Süper güç olmanýn yollarýný bizim arþivlerde buluyorlar. Bir yanda hakim kültürün gücünü korumasý, diðer yanda yaþanýlan bütün kültürlerin varlýklarýný sürdürmeleri ve ortak kavramlar doðrultusunda yaþanýlmýþ omuzdaþlýklar. Kanada ne kadar Ýngilizse, Amerika o kadar Osmanlý.”
Bir Toronto akþamýnda yýllardýr görmediðin çok ama çok eski bir dostla yürüyen sohbetin bu noktalara gelmesi bile keyifli.
Kanada’yý, “acaba yeni Papa Kanadalý olur mu” sorusunun heyecanýnýn sardýðý bir dönemde “sistemler” üzerine görüþ fýrtýnalarý.
Kimseye bir mesajým yok ama, bazý dostlara “etnik/kültürel gettolaþma”nýn bu yüzünü de aktarmayý tercih ettim.