Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

‘Euro krizi yeniden alevlenebilir’

Söyleyen, AB’nin esas patronu Almanya’nın Merkez Bankası Başkanı Weidmann. Geçen hafta söyledi.  -Euro krizi geri dönebilir, gevşemeyin, herkes dikkat etsin- kapsamında konuştu. Sözler kısmen Avrupa Merkez Bankası’na. Ama ortaya söylendiği için herkesi kapsıyor.

2014’te olabileceklere bakarken, bu sözü öne almak gerekiyor. AB Projesi refah varken iyi gidiyordu. Şimdi ekonomik güçlükler -gemisini kurtaran kaptan- dönemini başlattı.

Başbakan Merkel’in AB ekonomilerini tek elden yönetme girişimi de şimdilik sonuçsuz kaldı. Merkel -Brüksel, üyelerin ekonomi politikalarına müdahale etsin, üyeler Brüksel’e verdikleri sözden dönemesin- diye bir sistem getirmek istiyordu. 2 hafta önce AB zirvesinde reddettiler. Almanya bunu ısıtıp ısıtıp geri getirecek.

AB’nin dönem başkanı Yunanistan... Haziran sonuna kadar AB işleri Atina’dan sorulacak. Başkan Yunanistan’ın mayısta yüklü borç ödemesi var. Piyasalar bu borcun nasıl ödeneceğini merak ediyor.

Yunanistan ise temmuzda IMF-AB programından çıkıp kendi başına piyasalardan borçlanmayı planlıyor. Programın bitmesi -krizin bitmesi- demek değil. Yunanistan’ın kendi başına borçlanması da o sıradaki hava-yol durumuna bağlı. Yine Yunanistan altı yıldır ilk kez ekonominin bu yıl büyüme yazacağını öne sürüyor. Ekonominin kağıt üzerinde yüzde sıfır nokta küsur büyümesinin bir anlamı yok. Aritmetik bir olay, çünkü ekonomiler ancak bir yere kadar küçülebiliyor.

Kendi başına borçlanma ve büyüme gibi şatafatlı terimlere rağmen, Yunan borcunun yönetilebilmesi için hâlâ kısmen silinmesi gerekiyor. Yani alacaklıların alacağından vazgeçmesi... Bunu Avrupa’da yapacak babayiğit yok. Zaten Almanya Maliye Bakanı geçen hafta -Borç silme yok- dedi. Yunanistan’ın dönem başkanlığını bahane ederek AB içinde borç sildirme ihtimali- gibi şeylerden söz ediliyor. Almanya bunu da yalanladı. IMF bile Yunanistan hesaplarının tutmayacağını ve yardım programının eksik kalacağını bildirdi, ama şimdilik birşey yapılmıyor.

Yunanistan maliyesinin patronları AB-IMF Troyka heyeti 15 Ocak’ta Atina’da yeni tur görüşmelere başlayacaklar. Ayrıca beklenti, IMF’nin bu yıl uygun bir noktada AB’ye -Arkadaşlar Yunanistan borcunu silmeniz gerekiyor- diye çağrı yapması. Uygun nokta neresi? IMF piyasa tepkisi istemez. Ama mayısta hem ödeme var, hem Avrupa Parlamentosu seçimleri var. Seçim zamanı AB patronları toz kalkmasını istemez. O yüzden Yunanistan için kriz çıkarma zamanı, tam mayıs öncesi... Seçimlerde AB karşıtı partilerin daha da güç kazanması bekleniyor. AB içinde AB karşıtı hareketin güçlenmesi, 2014’ün bir başka cilvesi olacak.

Ve de Alman Maliye Bakanı, -Yunanistan’ın yanında olacağız- dedi. Ortalığın karışmaması için başka bir söylem zaten düşünülemez. Bu yanındayız- sözünü manevi destek olarak söylemiş olması kuvvetle muhtemel. Ama -Yunanistan sıkıştığı zaman para da veriririz- diye algılandığı için piyasa sevindi. Almanya gerçekten para verebilir mi? Bu bir şehir efsanesi. Kağıt üzerinde zaten Yunanistan’ın yeni para ihtiyacı olmaması gerekiyor. Almanya bu -gerekiyor- unsuruna güveniyor olabilir. Ancak  2014’te Yunanistan-Euro meselesi gündemde kalacak.

Yunanistan’ın dönem başkanlığı ne demek? AB liderleri ya da bakanlarının sık sık Atina’da toplanması- demek. Belki biraz -Kıbrıs- lafı edilir. Ayrıca Yunanistan, Ege’deki sınır meselesine AB’yi karıştırıp Türkiye’nin karşısına AB ile çıkmaya bayılır. O girişimleri  6 ay boyunca görebiliriz. Asıl Yunanistan’ın Türkiye ile yakın çalışıp boru hatları projelerini hızlandırması daha yararlı olur. Türkiye ile turizmi teşvik ermesi yararlı olur. Bunlar sağduyu gerektiren projeler.

Altı ayın sonunda kredi desteğine muhtaç AB Dönem Başkanı, görevi bırakacak. Yeni başkan da maliyesi yaralı bir başka ülke, İtalya olacak.

Maliye deyince, 2 milyon nüfuslu ve 25 milyar dolarlık ekonomisi olan, yani nüfusu birkaç tatil köyüne sığacak büyüklükteki Letonya 1 Ocak’ta Euro kullanmaya başladı. Birkaç yıl önce ağır krizden çıktılar, şimdi kendi ayaklarına Euro taşı bağladılar. Euro’ya geçelim mi- diye hükümet referandum da yapmamış. Halkın yüzde 60’ı Euro’ya karşı, ama hükümet öyle karar verdi: Komşu Rusya’dan korkup Euro’ya koşmuşlar. Aynı zamanda vergi kolaylıkları ve off-shore hizmetleriyle yeni bir finansal merkez olmak ve Rus sermayesini istiyorlarmış. Yani Güney Kıbrıs’ın denediği, sonra da içinde boğulduğu sistemi şimdi de Letonya deneyecek.

 twitter.com/selimatalayny