Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazıları

Evde otur otur, sıkılırsın

ABD’nin siyasetinin kilitlenmesi, oradan da bütçenin durması ve de kepenklerin kapanması ibretlik. Demokrasinin kalesinde, uzlaşma ve hoşgörü tarihi altında olmadık işler yapılıyor... 2013 yılında Amerika, 5 yıl önceki ağır ekonomik krizin siyasi yansımalarını yaşıyor... Bir demokrasinin bu şekilde kilitlenmesi, siyasi aktörlerin inatlaşması, sistemin çıkmaza girmesi, kolay açıklanır bir durum değil... Demokrasiyi ABD beceremiyorsa, diğerleri ne yapsın?

Siyasiler bütçe geçirmedi, devlet kepenk kapatıp -Zorunlu olmayan personeli- eve yolladı. Eve giden erkekler bütün gün pijamayla oturup TV izleyip abur-cubur yemeye başladılar. Karıları bir haftada yaka silker hale geldi. Eve yollanan kadın çalışanların daha disiplinli olduğu bildiriliyor. Ama erkekler anında -sınırsız pazar tatili- havasına girmiş... Medyada, kadınlara -Evdeki kocalarınızı meşgul edin- diye çağrılar var... Yani: Ev işleri verin, birikmiş onarım, tadilat gibi projelere baksın, çocuklara yardım etsin.

Eve yollanan yalnızca devlet memurları değil. Savunma sanayiinden kilit şirket Lockheed Martin de 2400 çalışanını eve yolladı. Bu elemanlar Savunma Bakanlığı ile bağlıantılı çalışıyordu. Bakanlıkta ilgili birimler durunca, özel şirketin çalışanları da durdu.

Kepenk kapatılmasının umulmadık yan etkileri var. Örnek: Devlet dairelerinin yakınındaki lokantalar ve seyyar yiyecek satıcıları. Herkes eve gidince, bu işletmeler de zarar yazmaya başladı. 

Herkes eve gidince, trafik azaldı, metro trenleri boşaldı. Washington’da günlük metro yolcu sayısı 60 bin azaldı. Yani evde oturuyorlar.

Müzeler ve New York’un Özgürlük Heykeli kapanınca yabancı turistlerin öfkesi görülecek şeydi. Kıyıda durup uzaktaki heykele bakıp, söyleniyorlardı.

Ve en son kıyamet, asker paralarının yatmamasıyla koptu. Ülke dışında askerler çatışmada ölünce, en geç 36 saat sonra 100 bin dolar kan parası ailesine veriliyordu. Kepenk kapandıktan bu yana 10 günde yaklaşık 25 asker yurt dışında öldü. Ve bunların ailelerine ödeme yapılamadı. Haber duyulunca hayli yankı yarattı ve sonunda özel bir vakıf Pentagon’a -Ben ödeyim, siz sonra bana ödersiniz- dedi. Pentagon kabul etti ve asker kan paraları şimdi özel sektör girişimiyle ödeniyor.

Asıl mesele, 17 Ekim... ABD Hazinesi’nin parasının 17 Ekim’de biteceği, ve ABD’nin o gün iflas edeceği, fişin çekileceği- yolunda bir beklenti yaratıldı, ama yanlış. Hazine’nin ihale düzenleme ve borç döndürme yetkisi yok ve 17 Ekim’de de elindeki nakit iyice azalmış olacak. Ancak o tarihte iflas şart değil. Hazine o zamana dek yeni tahsilat yaratıp gelir de yaratacak. Ya da Hazine bono-tahvil ödemelerine öncelik verebilir. O yüzden paranın bitme süresi 17 Ekim’den ay sonuna dek uzayabilir. 17 Ekim’de iflas- baskısını Obama yönetimi kullanıyor.

ABD’nin borcu vadesinde ödeyememesi ve iflas durumuna düşmesi kimsenin aklına gelen bir durum değildi. Şimdi her ne kadar -böyle şey olmaz... son dakikada anlaşırlar- vs dense de, bu ihtimal var. İstenmeye istenmeye de iflas olur. Öte yanda iflas baskısının birkaç aylığına geçiştirilmesi ve o arada bütçe ve diğer konularının pazarlığının yapılması- diye bir öneri var. Ancak bu siyaset o birkaç ayı da boşa harcar ve yine aynı noktaya döner.

Krizin tırmanmasında ve tarafların uzlaşmazlığında asıl hesap şu: Obama, Kepenk kapamanın sorumluluğunu Cumnuriyetçiler’e ve içindeki Çay Partisi fraksiyonuna yıkıp, muhalif partiyi felç etmeye çalışıyor. Fraksiyon ana yapıyla çatışmaya girerse, iyi. Hatta fraksiyon koparsa, muhalif parti bölünürsa, Demokratlar için çok daha iyi. Cumhuriyetçiler ise Obamayı yıpratacaklarını ve sağlık sigortasını yok edeceklerini umut ediyorlar. Bu arada Çay Partisi fraksiyonu ana yapıyı ele geçirebilir... Bu hesaplar sürdükçe de kriz zor biter. Krizin Hazine iflasına gitmesi halinde ise siyasi deprem olabilir. Halen iflasın ne ekonomik ne de siyasi sonuçları kestirilebiliyor.

twitter.com/selimatalayny