Evet – Hayýr rakamlarý ne durumda?

“Hayýr çýkma ihtimali” sizi de þaþýrtmýyor mu?

Kamuoyu yoklamalarýnda “Hayýr'la Evet'in baþabaþ olduðu, hatta “Hayýr'ýn önde olduðu” iddialarýna þaþýrmýyor musunuz?

Ak Parti ile MHP'nin oy toplamý yüzde 62 deðil mi?

Büyük Birlik Partisi de “Evet'ten yana” olduðunu açýklamadý mý?

Saadet'in bir kýsmýnýn da “Evet diyeceði” tahmin edilmez mi?

Doðu – Güneydoðu'da PKK ve HDP'nin etkisizleþmesi sonucu Kürtler üzerindeki baský kalkacaðý için oralardan daha çok“Evet çýkmasý” ihtimal dahilinde deðil mi?

CHP, HDP ve ufak tefek sol partiler “Hayýr”da birleþseler bile toplam oy yüzde 35 civarýnda kalmýyor mu?

Bir kere “Evet – Hayýr kampanyalarý”nýn yoðunluðuna bakalým:

Hayýr adýnamedyaya yansýyan þeyler Kýlýçdaroðlu'nun kýrýk – dökük, çoðu zaman geriye kendisine tepki olarak dönen çýkýþlarýndan ibaret. CHP'lilerin konuþmalarý da o cenaha “Hayýr”dan çok “Þer” getiriyor gibi. Baykal derseniz, yaptýðý çýkýþlar bir ileri iki geri gibi çalýþýyor.  Meral Akþener ve MHP'nin muhalifleri mayýnlý tarlada yürür gibiler.

Evet adýna... Yedi koldan yürütülen bir kampanya söz konusu.

Bir kere devlet var. Cumhurbaþkaný meydanlarda. Baþbakan meydanlarda. Meydanlar dolu, canlý. Hakeza TV programlarý dolu dizgin.

Ak Parti kadrolarý baþlangýçta çok fazla hareketli olmasalar da þu sýralar, sokaklarý “Evet”lerle donatmýþ durumdalar. Sokaklara bakýlsa her yer Evet... Hayýr nerede ise yok.

Ak Parti ayrýca sivil toplum kuruluþlarýný da “Evet için” etkin biçimde devreye sokmuþ bulunuyor.

Bütün bunlara raðmen bir  “Hayýr kaygýsý” var mý?

Aslýnda Cumhurbaþkaný ve Baþbakan'ýn kampanyaya bu ölçüde yoðun girmesi ve söylemin niteliðinin belli duyarlýlýklarý öne çýkarmaya yoðunlaþmasý böyle bir kaygý taþýndýðý yolunda yorumlanýyor.

Bazý açýklamalara baktýðýmýzda “kaygý” görülüyor, bazý açýklamalar ise “Evet'in açýk ara önde olduðu” tarzýnda.

Aslýnda “Sandýktan Hayýr çýkarsa siyaset þöyle olur, böyle olur” yollu, zaman zaman iktidar kanadýnýn paylaþtýðý deðerlendirmeler bile “Hayýr'a ihtimal verme” tarzýnda anlaþýlýyor. (Mesela böyle bir ihtimal deðerlendirmesine, anayasa deðiþikliðinin mimarý kabul edilen Mehmet Uçum'un Habertürk'ten Kübra Par'a verdiði mülakatta rastladým. 5 Nisan 2017)  

Þunu söyleyeyim: Bazen aslýnda “Evet” demesi kesin gibi tahmin edilen kimi insanlarýn þaþýrtýcý biçimde farklý tepkiler verdiðine tanýk olunabiliyor.

Yeniden sorayým: Acaba “Hayýr” ihtimalini bir yana býrakalým, “Baþabaþ” durumu bile söz konusu mu? Yani “Evet” çýksa bile bu, yüzde 1-2'lik boyutlarda mý?

Kuþkusuz yüzde 50 artý bir sonuç belirliyor ama bence yukarýda verdiðim ve yüzde 70'leri bulan rakamlar bakýmýndan deðerlendirildiðinde bu yüzde 1-2'lik farklar çok ciddi bir deðerlendirmeye konu olmalýdýr.

Deðerlendirmenin ekseni þudur:

- Ýnsanlar neden “Hayýr” diyorlar?

Þu düþüncemi paylaþayým:

- Bence Hayýr'ýn lokomotifi kesinlikle Kýlýçdaroðlu ya da CHP duruþu deðildir. CHP, bir varlýða sahiplenmek istemektedir. Ýþte oylarý belli, yüzde 25 civarýnda. Bazý belediyeler dýþýnda yýllardýr iktidar deðiller, yani “Þu hizmeti yaptýk, bize yatýrým yapýn” diyecek halleri yok. Peki üzerinde sörf yapmaya çalýþtýklarý dalga ne?

Dalga toplumda var olduðunu düþündükleri tepki birikimi.

Bu birikim gerçekten var mý?

Yani diyelim yüzde en azýndan 65'lerde olan “muhafazakar – demokrat” kitle, bu referandumda yüzde 50'ler civarýnda mý kalacak? Geriye kalanlar ne olacak?

Sayýn Cumhurbaþkaný, Sayýn Baþbakan meydanlarda 15 yýlýn hizmetlerini anlatýyorlar. Haklýlar. 15 hizmet yýlý söz konusu. “Hayýr eðilimi” neden hizmetlerden deðil de baþka þeyden etkilenir?

Þöyle bir konu üzerinde düþünülmelidir:

Herhangi bir siyasi partinin öncülük etmediði - edemediði bir toplumsal tepki demeyeyim, burukluk alaný oluþmuþ gibi. Kendi bagajlarý okuma yanlýþlarýna yol açýyor olsa bile mevcut muhalefet onu okumaya çalýþýyor. 

Bence asýl Ak Parti'nin bunu okumasý lazým.