Evet – Hayýr stratejilerine bakýþ

El Cezire Türk'ten Ýrfan Bozan, Yeni Þafak'ýn iletiþimci yazarý Ali Saydam ve Boðaziçi Üniversitesi'nden, oy verme davranýþý üzerine çalýþmalar yürüten Profesör Ali Çarkoðlu ile “Evet – Hayýr” kampanyalarýný konuþmuþ.Saydam'a “Evet nasýl kazanýr?”ý, Çarkoðlu'na da “Hayýr nasýl kazanýr?”ý sormuþ. 

Deðerlendirmeleri ilgi çekici buldum. Bence hem “Evet” cenahý, hem “Hayýr” cenahý okumalýlar, özellikle kampanyalarýn problemli yanlarýna iliþkin deðerlendirmeleri ciddiye almalýlar.

Her iki deðerlendirmede, “ikna edilmesi gereken” bir toplumsal alan bulunduðu belirtiliyor.

Ali Saydamiçin bu, “Ak Parti'nin müttefikleri” alaný. Þu deðerlendirme ona ait:

“AK Parti’nin kemik oyu ne kadardýr diye bana sorulursa derim ki yüzde 18-22 arasýnda bir yerdedir. Fakat parti yüzde 49-52 alýyor. Bunu ittifaklarla alýyor. Türkiye’nin gelecek tasarýmý ile ilgili AK Parti ile ittifak eden Türkiye’nin istikrarýný isteyen hatta milli baðýmsýzlýk noktasýnda AK Parti ile ayný düþünen müttefikler var. Bu oranlar bunlarýn ikna edilmesi ile oluyor.”

Saydam bu deðerlendirmenin ardýndan, kampanya ile ilgili bir kanaat belirtiyor. Þöyle diyor:

“Bu ittifaklarý hamasi propaganda araçlarýyla tutmak mümkün mü? Bence hayýr.”

Prof. Çarkoðlu'nun da benzeri bir deðerlendirmesi var. O mesela, kamuyu araþtýrmalarýnda seçmenin 5'te biri oranýnda bir “kararsýzlar topluluðu” bulunduðunun görüldüðünü, “bunlarýn aðýrlýklý kýsmýnýn bu ortamda kanaatini açýklamaktan kaçýnan çevreler olacaðýný” öne sürdükten sonra CHP'nin önüne ikna edilmesi gereken alaný koyuyor. Þöyle diyor:

“Son genel seçim sonuçlarýna bakýldýðýnda “Evet”çi partiler olan AKP ve MHP oranlarý, “Evet” için fazlasýyla yetiyor. “Hayýr”ýn baþarýlý olabilmesi, kendi partilerinin seçmenlerini ikna etmeleriyle deðil, “evet” partilerinin içinden insanlarý kendi tercihlerine çekmeleriyle mümkün.”

Çarkoðlu'nun “Hayýr” kampanyasýnda baþý çeken CHP’nin, “Rejim deðiþikliði” argümaný “Hayýr” oylarýný artýrabilir mi?” sorusu üzerine ilk cevabý þu oluyor:

“Sokaktaki adama “rejim deyince ne anlýyorsunuz?” diye sorsanýz kaçý cevap verecek?”

Ardýndan da þunlarý söylüyor:

“Rejim elden gidiyor” söyleminin, CHP’nin kendi tabanýnda karþýlýðý var, onlar zaten “hayýr” diyecek. “Rejim elden gidiyor” söylemini CHP baþörtüsü tartýþmalarýnda kullanýyordu.O argümandan geri dönmüþ CHP’nin þimdi bununla rejimin gittiðine halký ikna etmesi çok zor.”

Ben baþýndan beriCHP'nin rejim deðiþikliði iddiasýný da, Ak Parti'nin ona yönelik savunmasýný da, yüzer – gezer seçmen iradesini etkileme açýsýndan faydasýz buldum. Çarkoðlu onu te'yid ediyor.

Ali Saydam'ýn “Evet” kampanyasý konusunda Ak Parti'ye yönelik eleþtirisi önemli.

Öncelikle “Ak Parti'de rehavet var” diyor Saydam ve “Kampanyayý Cumhurbaþkaný Erdoðan götürüyor” diyor. “Nedir rehavetten kastettiðiniz” diye sorulunca da Ak Parti'de “Sayýn Cumhurbaþkaný çýkar sahalara bir konuþur TV’lerde yayýmlanýr zaten biz yüzde 52’yi almýþýz bir yüzde 52 daha alýrýz” psikolojisinin bulunduðunu ifade ediyor.

Peki bunun sakýncasý ne?

Ali Saydambunun “öbür tarafýn getirdiði anti - propagandayý etkili kýlacaðý”ný söylüyor.

Anti propaganda?

“Cumhurbaþkaný Erdoðan sahalara inecek il il mitingler yapacak. Bu aslýnda meselenin bir noktada Erdoðan üzerinden tartýþýlmasýna da mahkûm olmak deðil mi?”

“En büyük tehlike o. Þu anda bütün gözler Cumhurbaþkaný’nda. Bir adamýn sýrtýna bu kadar yük nasýl yüklenir”diyor Saydam.

Saydam'ýn “Erdoðan üzerinden tartýþýlma” tespiti, aslýnda kritik bir konu. Erdoðan hem sürükleyici bir isim, hem de “Tek adam olmak istiyor” eleþtirisinin hedefi. Belki Ak Parti kurmaylarý ve Sayýn Cumhurbaþkaný da algýdaki dengeyi bulma arayýþý içindedirler.

Son alarak Saydam'ýn muhalefete iliþkin çok çarpýcý deðerlendirmelerine yer vereyim. Þöyle diyor:

“Muhalefete bakmýyorum muhalefet zaten çok feci. Muhalefetin öne çýkan isimleri siyasi iletiþimde neyin olmayacaðýna örnek olan isimler.”