‘Evet ama yetmez’ yandaþlýk deðil muhalefettir

Türkiye, son on yýldýr hayata geçirilen demokratikleþme paketlerine, yasal düzenlemelere raðmen hala ‘kýsmen özgür’ (Freedom House) veya ‘melez rejim’ (tam demokrasi ve arýzalý demokrasinin de altýnda / The Economist) olarak görülüyor.

Bunu aþmak, demokraside sýnýf atlamak için ‘paket’ üstüne paket hazýrlanýyor. Ancak bu paketlere yönelik eleþtirilerde de on yýldýr ayný ‘ironik’ tabloyu görüyoruz:

- Ýktidardaki ‘muhafazakar’, hatta kimilerine göre ‘gerici’ parti demokrasiyi ve özgürlükleri güçlendiren, güvence altýna alan adýmlar atýyor.

- Muhalefetteki ‘çaðdaþ’ ve ‘ilerici’ parti bu adýmlarý engellemeye çalýþýyor.

- Muhafazakarlýða karþý mesafeli, ancak demokratik duyarlýlýða sahip geniþ bir kitle, demokrasi ve özgürlükler adýna atýlan adýmlara ‘evet ama yetmez’ diyor.

- ‘Çaðdaþ ve ilerici’ parti ‘evet ama yetmez’ci kitleyi ‘iktidar yanlýsý’ ilan ediyor.

- Varlýðýný ileri demokrasi ve özgürlüklerin olmayýþýna ve ‘gerici’ diye kodladýðý kesime karþý ‘kategorik olarak reddetme’ye dayamýþ muhalefet ise ‘istikrarýný’ koruyor!

Ve birbirine benzemez bu muhalefet cephesi bir aðýzdan, ‘evet ama yetmez’ diyenleri muhalefetten dýþlýyor, ‘ya bizimlesin ya da iktidar yanlýsý’ seçeneðine zorluyor.

Oysa ‘evet ama yetmez’ demek ‘muhalefet’tir.

Demokratik ilkeleri öncelediði, siyasal iktidarý ‘eksiklikle’ eleþtirdiði ve ‘daha iyisine zorladýðý’ için muhalefettir.

‘Kurucusu’ olduðu ‘eski Türkiye’nin deðiþmesini istemeyen ve ‘Kürt realitesini tanýyoruz’dan öte söze cesareti olmayanlarýn çizdiði ‘muhalefet’ alanýna düþmeyen, ‘kimin yaptýðý’na deðil, ilkesel olarak ‘ne yapýldýðýna’ bakan bir muhalefet...

Ýçinde, demokratikleþmeyi bir muhafazakar partinin yapmasýna ‘ihtiyat’ koymayý barýndýrsa da; 12 Eylül 2010 anayasa deðiþikliði referandumunda test edilmiþ, kabul görmüþ bir muhalefet.

Buna yönelik ihtiyaç, önceki gün Ankara merkezli Stratejik Düþünce Enstitüsü’nün hazýrladýðý ‘Türkiye’de demokratik konsolidasyon ve liberal siyasal kültür’ baþlýklý raporuna da yansýdý: “Özgürlükler konusunda tutarlý bir muhalefetin olmayýþý nedeniyle iktidardaki AK Parti üzerinde daha özgürlükçü adýmlar atma konusunda yeterli siyasi baský da oluþturulamýyor.”

Eski deyimi kullanalým;

Burasý Türkiye;

- Ýktidar demokratikleþme, hak ve özgürlük alanýný geniþletme adýmlarýný ‘dirençlere raðmen’ atýyor!

- Ýktidar en çok ‘demokratikleþmeyi yavaþlatmakla’ eleþtiriliyor!

- Muhalefet demokratikleþmeye engel olmakla eleþtirildiðinde, ‘iktidar yerine muhalefetin eleþtirildiði baþka ülke var mý’ diye maðdura yatýyor!

- ‘Muhalefet eksikliðini’ bile iktidar dile getiriyor!

Oysa 10 yýldýr demokratikleþme adýmlarýna yapýlan muhalefetin seçmende bir karþýlýðýnýn olmadýðý görüldü; her seçimde AK Parti’nin yaptýklarýný onaylayan seçmen sayýsý arttý; ‘kökten karþý’ muhalefet tarzý, deðiþen liderlere, gerginlik politikalarýna raðmen destek bulmadý. Ama bu dersler bile muhalefet tarzýný deðiþtiremedi. Gelecek iki yýlda 3 önemli seçime giderken, en önemli demokratikleþme paketi olan yeni anayasa konusunda uzlaþma saðlanamamasýnýn faturasý da benzer þekilde kesilecek; bu kehanet deðil.

‘Evet ama yetmez’ muhalefetinin önündeki en önemli tehlike, demokratik ilkeleri ‘demokratikleþmeyi kimin yaptýðýna’ ve ‘yaþam tarzý kaygýsý’na feda etmek.

‘Eski muhalefet’ tam da buna çalýþýyor.

‘Yeni muhalefet’in sorumluluðu büyük. Çünkü demokratikleþme ve özgürlükler sadece iktidarlarýn demokratlýðýna emanet edilemeyecek kadar önemlidir.