Saldýrý Fransa’da gerçekleþiyor. Saldýrganlar Fransýz pasaportlu insanlar, yani Fransa vatandaþý. Saldýrýyý üstlendiði söylenen örgüt Yemen El Kaidesi...
Bize düþen ne? Bize düþen olayý kýnamak, yaþanan terör saldýrýsý dolayýsýyla acý içinde olan Fransa halký ve devletine üzüntülerimizi bildirmek olmalý, öyle deðil mi?
Hayýr, öyle olmadý.
Cahrlie Hebdo’ya yapýlan saldýrýyý günlerdir iç meselemiz gibi tartýþýyoruz.
Dünkü yazýmda saldýrýyý nasýl kýnamamýz gerektiði konusundaki buyurgan seküler tavrý eleþtirmiþ ve sýrf bu sebeple ortalama Müslümanlarýn hassasiyetlerinin bile El Kaide ile yan yana anýlmaya baþlandýðýndan yakýnmýþtým. Niyetim bugün saldýrýnýn Avrupa’yý getirdiði yol ayrýmýna iþaret etmekti. Ancak Charlie’nin saldýrýdan sonraki ilk baskýsýndan kapaðý hariç tutmak suretiyle yapýlan bir seçkinin Cumhuriyet gazetesiyle birlikte verilmesi fikrimi deðiþtirmeme sebep oldu.
Cumhuriyet’in ne yapmaya çalýþtýðýna geçmeden önce þu “Hepimiz Charlie Hedbo’yuz” saçmalýðýyla ilgili bir kaç kelam edeceðim.
Bu sloganla Türkiye ilk kez, Hrant Dink’in alçakça bir saldýrý ile öldürülmesinden sonra tanýþtý. Onbinler sokaga çýktý ve Hrant’ýn öldürülmesi ile amaçlanan ne idiyse onu tersine çevirmeyi baþardý. O günlerde “Hepimiz Hrant’ýz”a deðil ama “Hepimiz Ermeniyiz” sloganýna eleþtiri getirenler olmuþtu. Meramlarýný anlatamadýlar bence. Çünkü Hrant bizimdi, hayatýný içimizdeki düþmanlýk zehrini akýtmaya adamýþtý. Öyle bir vasatta herkesi üzüntüsünü ayný þekilde ifade etmeye zorlayan “Hepimiz Ermeniyiz” ifadesine yapýlan eleþtiri ziyadesiyle sofistike kaçmýþtý. Ayrýca “Hepimiz Hrant’ýz” ile “Hepimiz Ermeniyiz” arasýndaki farký anlatmak da deveye hendek atlatmak gibi bir þeydi. Kimlik siyasetinin alabildiðine iþgal ettiði zihinlere bu tür sloganlarla seslenmenin pekala farklý okumalarý da olabilirdi. Ama o fasýl öyle kapandý gitti.
***
Gelelim “Hepimiz Charlie’yiz” meselsine...
Önce peþin peþin söyleyeyim; Charlie falan deðilim. Çünkü Charlie Hedbo, hakareti ifade özgürlüðü kýlýfýna sokararak sadece Müslümanlarý deðil baþka inanç mensuplarýný da incitiyor. Hýristiyanlarý inciten bir yayýn organý olmasý da bu sloganý benimsememen için yeterli.
Ayrýca Hz. Muhammed’in hakaret kastý taþýmaksýzýn resmedilmesi de Müslümanlarý incitir. Bu kutsallar alanýna giren bir konudur ve kimsenin bunu sorgulama hakký yoktur.
Kaldý ki Hz. Muhammed, söz konusu dergi tarafýndan terörist imgesiyle resmedilmiþ ve o dönemde Müslümanlar tarafýndan protesto edilmiþtir.
Uðradýklarý saldýrýyý tasvip etmediðimizi ve kýnadýðýmýzý ifade etmenin bin bir yolu varken bu denli provokatif yayýn yapan bir dergi ile özdeþlik kurmayý beklemek iyi niyetli olabilir mi? Ayrýca toplumun deðerlerine yabancýlaþmýþ bir aydýn tavrý deðil mi bu?
Biz bunlarý anlatmaya çalýþýrken Cumhuriyet gazetesi “Ben Charlie Hebdo’yum” demekle kalmadý üstüne bir de Charlie’lik yaptý yaptý.
***
Önceki gün, bu henüz bir ihtimal olarak konuþulurken bütün iyi niyetimle yok caným bunu da yapmaz, “Hepimiz Charlie”yiz saçmalýðýný serlevha yapsa da derginin karikatürlerini basmaz, diyordum. Yanýldým. Cumhuriyet gazetesinin bir hassasiyet ölçüsü olarak yayýnlamadýðý Hz. Muhammed karikatürünü köþesine alan gazete yazarlarý bile oldu.
Uðradýklarý saldýrýnýn üç yýl önce yayýnladýklarý Hz. Muhammed karikatürü olduðunu kanaatini pekiþtirmek için yeniden bir Hz. Muhammed karikatürüyle çýktý dergi.
Bir Usame Bin Ladin tiplemesi olarak çizilen Hz. Muhammed karikatürü ifade özgürlüðü olmadýðý gibi basit bir sorumsuzluk da deðil. Dergi provokatif yayýncýlýkta seviye katetti. Cemaatçisinden seküleristine bizim Fransýzlar ise hiç sorgulamadan bu provokatif tavýrla özdeþlik kuruyor ve bunu ifade hürriyeti olarak yutturmaya kalkýyor...
Kusura bakmayýn ama kimse bunu yutmaz!