Evet, hainsiniz!

Bir partiden ayrılmak hainlik değildir. 

Ayrılıp bir başka parti kurmak da... Lakin sırf elinizdeki makamlar alındığı için veya yeni makamlar verilmediği için ayrılıyorsanız, yetmezmiş gibi liderinize ağız dolusu öfke kusup eski partinize kaybettirmek için çalışıyorsanız hainsiniz. Evet, hainliktir bu. 

Sırf kendi egonuzu tatmin etmek veya eski liderinize/partinize kaybettirmek için düne kadar idealleriniz/değerleriniz adına suçladığınız bir başka partiye geçiyorsanız, sözgelimi CHP’ye geçiyorsanız, o partinin saflarında öfkenizi ve egonuzu bir kusmuk gibi döküyorsanız bu yaptığınıza tastamam hainlik denir. En başta kendi ideallerinize ihanet denir bunun adına. 

Tek kutsalı makam-mevki olanlara hain demek bile bir payedir ya neyse... 

Şimdi birileri kalkıp utanmadan böyle dediğimiz için bize şarlıyor, “Ne yani” diyorlar. “AK Parti’den ayrılan herkes hain midir? AK Parti’den ayrılıp kendi partilerini kurmak isteyen herkes hain midir?” 

AK Parti’den ayrılan herkes ihanet içindedir diyen yok. AK Parti’ye küsen herkes haindir diyen de yok. AK Parti’yi beğenmeyip yeni bir parti kurmaya çalışanlara sırf bu nedenle ihanetçi damgasını vuran da yok. Ne peki? Dediklerimiz ortada. Koyduğumuz ölçü besbelli. İhanetin ölçüsü her yerde aynıdır. 

Siz şayet kendi liderinize/partinize kaybettirmek için düne kadar size amansız düşmanlık edenlerin ortak adayı olmayı kabul edebilecek bir pozisyon sergiliyorsanız bunun adına ne denileceğine varın kendiniz karar verin deriz. Dün genel başkanlığını/başbakanlığını yaptığınız partinin bugün kaybetmesine umut bağlamışsanız, kendi siyasi geleceğiniz için eski partinizin oy kaybını temenni eder noktaya gelmişseniz varın bu davranışınızın adını kendiniz koyun deriz. Ak yürekler sahada gece gündüz çalışırken siz pusuya yatmış bekliyorsanız kusura bakmayın ama o Ak yürekler size hiç de iyi gözle bakmazlar.   

***     

İki kesim 31 Mart için pusuya yatmış bekliyor. 

Birinci kesim, malum üst aklın emrindeki şer cephesi/illet odağı. İkinci kesim, daha önce en tepemizde bulunan ama sonra çeşitli bahanelerle trenden inenler cephesi. İlginçtir, her iki kesim de AK Parti’nin başarısızlığı üzerinden hesap yapıyorlar. Her iki kesimin ortak amacı, Erdoğan liderliğini siyaseten bitirmek... 31 Mart sonrasında AK Parti’nin sayısal olarak dramatik oy kaybı yaşadığını gördüğünde “kaos” planları yapanlar nasıl bir ihanetin içinde iseler, fırsatı ganimet bilip bu kaosu şahsi ikballeri için araç olarak kullanmayı düşünenler de benzer bir ihanetin içindedirler. 

İlginçtir, bizler liderimizi savunduğumuzda bize ağza alınmayacak hakaretler saydıranlar şimdi kendi liderleri için daha fazlasını yapıyorlar. Kuruldukları gazete köşelerinde “yok öyle demedi, yok böyle demedi, vallahi yanlış hiç yapmadı!” diyenlerin acıklı hallerini ibretle izliyoruz. Aynı zevatın her fırsatı ganimet bilerek liderimiz Erdoğan’a ve onu aslanlar gibi savunanlara nasıl saydırdıkları sır değil. 

İçlerinden biri çıkıp diyor ki: “Erdoğan makam verip dağıtıyorsa oturup düşünmek lazım.” 

Bu mealde sözler söyleyerek kendi marazi duygularını liderimizin üzerine boca eden o zatı na-muhtereme diyeceğimiz şu: “Senin adına konuştuğun kişi şimdiden kurulacak partide insanlara rol vermiyor mu, makam ve koltuk dağıtmıyor mu?” 

Hem size verilen rolü oynayacaksınız hem yarın size bahşedilecek makamlar üzerinden tepineceksiniz, size o rolü ve makamı şimdiden vadeden kişiye toz kondurmayacaksınız, sonra da kalkıp Erdoğan’a şarlayacaksınız. 

Madem o kadar mertsiniz, ilkeli ve dürüstsünüz Erdoğan size en tepe makamları bahşettiği zaman niye karşı çıkmıyordunuz? Sahiden mide kaldırıyorsunuz. Düşün artık yakamızdan… 

Parti mi kuracaksınız başka bir şey mi yapacaksınız, ne yaparsanız yapın ama artık mertçe yapın! 

Seçim sonuçları üzerinden o kirli ve karanlık hesapları yapan şer odaklarıyla aynı siyasal amaçta birleşiyor duruma düşmek size ar gelmiyorsa varın elinizden geleni ardına koymayınız!