Evet, Kürtler dindar ama

Herkese güzel bir yýl dileyerek Kürt sorunu üzerine konuþmaya devam edelim.

Önce bir gerçeði hatýrlayalým. Kürtlerin büyük çoðunluðu hala merkezdeki siyasi partiye, yani AK Parti’ye oy veriyor. Bu yakýnlýðýn önemli nedenleri var. Demokratikleþmeyle ilgili adýmlar, Kürt sorununa gösterilen ilgi ve elbette pekçok olumsuzluða raðmen devam eden müzakere süreci. Ancak AK Parti’nin Kürtlerden aldýðý destek, geçmiþte merkez sað partilere, daha çok aþiret merkezli olarak verilen oylardan hayli farklý bir zeminde görülmeli.

Öte yandan ýsrarla gözden kaçýrýlan bir baþka gerçek, AK Parti ile Kürtler arasýndaki yakýnlýkta dinin rolü. Birileri bunu yok saysa da, Kürtlerin dindarlýðý ile AK Parti’nin söylemi arasýnda hayli saðlam bir bað var.

Kuþkusuz bugün PKK/HDP eliyle temsil edilen ayrýlýkçý Kürt hareketinin, din ve dindarlarla ilgili söylemi ve duruþu, sahici ve samimi olmaktan çok uzak. Zaten bu hareketin ortaya çýkýþ dinamiklerinin, önemli ölçüde ‘din karþýtlýðý’ ya da en azýndan dindar-muhafazakar kesimlere duyulan tepkiyle baðlantýlý olduðunu da unutmayalým.

Siyasi merkezde din ve dindarlar konusunda sahici karþýlýðý olan bir partinin bulunmasý, pekçok gerginliðin azalmasýna ve düne kadar çözülmezmiþ gibi görünen sorunlarýn birbiri ardýna ortadan kalkmasýna neden oldu. Bunun herkesten daha fazla AK Parti’ye destek veren Kürtleri memnun ettiðini, hatta HDP tabanýnda bile ciddi karþýlýk bulduðunu söyleyebiliriz.

Buraya kadar pek çoðunuzla anlaþabileceðimden eminim. Ama bundan sonrasýný konuþmak pek de kolay deðil.

Toplumun ortalamasýndan daha dindar özellikler taþýdýðýný bildiðimiz Kürtlerin arasýndan, nasýl oldu da PKK ve onun etrafýnda þekillenen bir tez ya da siyasi hareket ortaya çýktý? Ýþin terör boyutunu da içine alacak þekilde yeniden düþünelim. Dindar bir topluluðun içinden, böyle bir ayrýlýkçý hareket nasýl ortaya çýktý ve büyüdü?

Tüm bunlar için Kürtleri suçlayabilirsiniz. Bu en kolay yoldur ve sizi rahatlatabilir. Ama gerçek kesinlikle bundan daha fazlasýdýr. Gerçek, yýllar yýlý aþiret ve benzeri parantezler içinde din adýna dayatýlanlara duyulan öfkenin, uygun bulduðu zeminde ortayý çýkmasý, daha doðrusu patlamasýdýr. O yüzden PKK’nýn nasýl olup da bölgede taban bulduðunu gerçekten konuþamýyoruz. Çünkü yüzleþmemiz gereken çok farklý sorunlar var.

Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan, AK Parti’nin özellikle ikinci ve üçüncü iktidar dönemlerinde çoðumuzun farkýnda bile olmadýðý bir devrim gerçekleþtirdi. Doðu ve güneydoðuda, kendilerini olmazsa olmaz sayan ve geçmiþte merkez siyaseti kýskaç altýna alan aþiret ve benzeri dengeleri bir kenara býrakarak listelerini oluþturdu. Bunu gözden kaçýrmamakta yarar var.

Þimdi kritik bir süreci, üstelik bunca olumsuzluða raðmen umutla devam ettiriyoruz. Bunun daha saðlýklý yürümesini istiyorsak, yukarýda aktardýðým baþlýklar üzerinde yeniden düþünmek zorundayýz. PKK/HDP çizgisinin din ve dindarlara olan bakýþý malum; üzerine söylenecek söz yok. Ama geçmiþteki aþiret düzeninin sonuna kadar istismar aracý yaptýðý din anlayýþý da yanlýþtý. Bugün yine ayný coðrafyada din adýna partileþen zihniyet yanlýþ ve bizi götüreceði bir yer yok.

Çözüm, AK Parti’nin kuruluþundan bugüne doðru olarak yaptýðýný bir kez daha vurgulamasýnda. Her kesimi kucaklayan, kendisine oy vermeyenlerin de ‘emin’ olduðu söylemi tekrar güçlendirmeli. Bu hepimiz için, ama belki de þu sýralar en çok Kürtler için büyük deðer taþýyor.