Referandumda Evet diyecek olanlar ne kadar saygýnsa, Hayýr diyecek olanlar da o kadar saygýndýr.
Referandum sürecinde bunu ilk söyleyen benim; son söyleyen de Tayyip Erdoðan’dýr.
Cumhurbaþkaný olarak bunu dile getirmekle de çok iyi yapmýþtýr.
Mademki bir referandum yapýlacaktýr; Evet diyenler kadar Hayýr diyenler de olacaktýr.
Evet demekle ne kimse hain olacaktýr; Hayýr demekle ne kimse terörist olacaktýr.
Evet diyenin olduðu kadar Hayýr diyenin de demokrasilerde baþ üstünde yeri vardýr.
Referandum sürecinde Cumhurbaþkaný Tayyip Erdoðan, bir güzel hareket daha gerçekleþtirdi.
Kendisi Evet tarafýnýn baþýnda bulunmasýna raðmen, Hayýr tarafýnýn kurduðu bir çadýrý ziyaret etti.
Hayýr’cýlarý dinleyip dostane bir tavýr sergiledi.
Fakat o da ne?
Tam bu aþamada CHP milletvekili Deniz Baykal neler söylemekte?
Deniz Baykal, “Referandumda Hayýr çýkarsa düþmaný Ýzmir’de denize dökmüþ gibi sevineceðiz” demekte.
Deniz Baykal’ýn bu söyledikleri yetmezmiþ gibi, ardýndan da bir baþka CHP milletvekili Hüsnü Bozkurt, “Referandumda Hayýr çýkarsa Evet’çileri kovalayacak ve Ýzmir’de denize dökeceðiz” demekte.
Ya Evet’çiler de “Referandumda Evet çýkarsa Hayýr’cýlarý kovalayacak ve Van Gölü’ne dökeceðiz” derlerse!
Ýþin esprisi bir yana, belli ki CHP milletvekilleri Evet’çileri düþman gibi görmekte.
Kullandýklarý savaþ diliyle ülkedeki kamplaþmayý, düþmanlaþmayý körüklemekte.
Hani siz ülkedeki kamplaþmaya, düþmanlaþmaya karþýydýnýz?
Hani siz demokrattýnýz?
Hani siz “Hakimiyet kayýtsýz þartsýz milletindir” diyen Mustafa Kemal’in yolundaydýnýz?
Referandumda Evet diyenleri denize dökecekmiþsiniz; bu kadar mýdýr sizin millete saygýnýz?
Buraya kadar mýdýr sizin demokratlýðýnýz?
Daha da kötüsü, CHP milletvekilleri katýldýklarý salon toplantýlarýnda “Evet’çileri denize dökeceðiz” dediklerinde, o salonlarý dolduran CHP’liler onlarý çýlgýnca alkýþlýyor.
Bu kamplaþtýrýcý, düþmanlaþtýrýcý savaþ diline karþý çýkacaklarýna destek çýkýyor.
Bu da savaþ dilinin yerini barýþ dilinin almasý için çaba gösteren benim gibilerin iþini fevkalade zorlaþtýrýyor.
Sað olsunlar muhafazakar- demokrat çevrelerin en önde gelen siyasetçileri, kanaat önderleri, aydýnlarý, yazarlarý da ziyaretime gelirler.
“Siz bizim liderimizin ‘Gönlümdeki cumhurbaþkaný” dediði kiþisiniz; nasihatleriniz, tavsiyeleriniz bizim için çok önemli” derler.
Ben de onlara kamplaþtýrýcý, düþmanlaþtýrýcý bir dil kullanmamalarýný; bundan kaçýnmalarýný öneririm.
AK Parti liderliðine dostlarý çoðaltmasý, düþmanlarý azaltmasý önerisini yapan da benim.
Ýktidardakilere, karþýtlarýna vicdansýzlaþýp zalimleþmemelerini söylerim.
Peki þimdi CHP milletvekilleri “Evet’çileri kovalayýp denize dökeceðiz” derken, ben AK Parti liderliðine ne diyeyim?
CHP milletvekilleri karþýtlarýný düþman gibi görürken, ben muhafazakar-demokratlarý, dindarlarý yönlendirenlere ne diyeyim?
Ýyi ki Evet’çileri sadece denize dökmekle yetinmiþ CHP milletvekilleri.
Çünkü “Evet’çileri Dersim’de olduðu gibi maðaralara kadar kovalayýp gazlayarak öldüreceðiz” de diyebilirlerdi!
Ya da “Evet’çileri Suriye’de Esad’ýn yaptýðý gibi gazlayýp öldüreceðiz” de diyebilirlerdi!
Bunu demediler neyse ki.