‘Evlerine ateþ salsýn, yuvalarýný baþlarýna yýksýn’ ne demek?

Zor günlerden geçiyoruz. Týpký 28 Þubat’ta olduðu gibi Türkiye’nin ekonomik olarak zayýflatýldýðý, borsasýnýn deðer kaybettiði, Dolar ve Euro’nun dramatik þekilde yükseliþe geçtiði bir geçitteyiz.

Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sýcaklýðý siyasete de hakim. Seçime üç ay kala baþlayan yolsuzluk soruþturmalarýyla hükümeti devirme operasyonu yürütülüyor. 28 dalgadan bahsediliyor. Ergenekon soruþturmasýnda bile dalga boyu bu kadar deðildi. Daha ikinci dalgada Baþbakan’ýn oðlu Bilal Erdoðan örgütlü suçtan içeri alýnmak istendiðine göre varýn siz düþünün bu dalgalarýn devamýný.

Sonra inanýn bunun pür bir yolsuzluk soruþturmasý olduðuna...

Epey ince hesaplar yapýlmýþ belli ki. Zamanlama, bitiþtirilen dosyalar, baþsavcýdan bile gizlenerek yürütülen soruþturma, bir yýlý aþkýndýr baþlayan teknik takip ve seçime odaklanmýþ bir saldýrý timi.

Yine 28 Þubat’ta olduðu gibi medya baþrolde.

Baþsavcýdan gizlenen soruþturma içeriði “baðzý gazetelere” sýzdýrýlýyor, insanlar daha yargýlanmadan ve hüküm giymeden itibarsýzlaþtýrýlmaya çalýþýlýyor.

Gözü kara bir eylem planlanmýþ; týpký bir intihar bombacýsýnýn kendini de patlatmasý gibi.

Cemaat iðne ile kuyu kazmýþ, ilmek ilmek hizmet dokumuþ ve AK Parti’nin devri iktidarýnda artýk gün yüzüne çýkabilmiþ, göðsünü gere gere hizmetlerini anlatabilmiþ ve çok güçlenmiþ. Þimdi ise kendini de itibarsýzlaþtýracak bir operasyona alet oluyor.

Medyasýyla, imamlarýyla, emniyetteki, yargýdaki neferleriyle cansiperane bir saldýrý karargahý gibi hareket ediyor. 

Beddua Gayretullah’a  dokunursa!

Bügüne kadar ümmetin hiçbir ortak acýsýna bedduayla mukabele etmeyen Hoca Efendi, ellerini göðe kaldýrýp “evlerine ateþ salsýn, yuvalarýný baþlarýna yýksýn” diyerek düþmana edimeyecek beddualarý ediyor. Bir inandýrýcýlýk ayini gibi bu beddua. Ama daha edilir edilmez Gayretullah’a dokunuyor!

“Evlerine ateþ salsýn, yuvalarýný baþlarýna yýksýn” ne demek? Evdeki masumlarýn da helakýný isteyen bu beddua, dinleyen herkesi irkiltiyor, Allah’a sýðýndýrýyor!

Baþýndan beri söylüyorum, bu öyle bir operasyon ki sonunda bumerang etkisi yapacak ve dönüp dolaþýp buna alet olanlara çarpacak. Belki de operasyonun görünmeyen aktörlerinin amacý da bu; bir taþla hem Türkiye’yi hem de Cemaati vurmak!

Umalým ki ikisi de olmasýn. Ama daha þimdiden þu netice ortaya çýkmýþ; Cemaat takdir edilen, eleþtirilemeyen tahtýndan inmiþ. Hoca Efendi liseli gençlerin dilinde espri konusu olmuþ, okul servislerinde beddualý klipleri çekiliyor.

Bediüzzaman’ýn nasihati!

Cemaat, Bediüzzaman’ýn “Euzûbillahi mineþþeytani ves-siyase” nasihatýndan çýktý. Siyaset makamý olmadýðý halde siyaset makamý gibi hareket ediyor, Hoca Efendi ana muhalefet lideri gibi siyasete laf yetiþtiriyor.

Bunun Cemaati yýpratacaðý muhakkak.

Üstelik siyasetin bu tür krizlerden kendini kurtarabilme mekanizmalarý varken cemaatin böyle bir imkaný da yok. Siyasete siyaset dýþý yöntemlerle ayar vermeye de artýk bu milletin tahammülü yok!

Peki, Cemaat bu krizle nasýl baþ edebilir? Eski poziyonuna dönebilir mi?

Bir kere, eski Türkiye’de olduðu gibi maskeli-kamuflajlý varolma stratejisinden vazgeçmesi gerek. Kimsenin þu ya da bu cemaatten diye orduda, emniyette, yargýda görev alamamasý diye bir durum yok artýk. Ancak bürokratik ve askeri kurumlar içinde cemaat mensubiyetini devlet vezifesinin ve hiyerarþisnin önünde tutan bir yapýlanmaya gidiyorsanýz buna hiçbir iktidar göz yummaz, yumamaz.

Velev ki bugün iþbirliði yaptýðýnýz CHP baþa geldi, onun da ilk yapacaðý þey bu yapýyý ortadan kaldýrmaktýr.

Öyle emniyet abisi, adliye abisi gibi cemmaat hiyerarþisi içinde hareket etmenin adý her yerde “paralel yapýlanmadýr”.

Bugün yaþanan süreç de Nihal Bengisi Karaca’nýn yerinde tespitiyle “dost-modern darbedir”.