Evliliğin sonu

Bizde neredeyse her sosyal tartışma ‘özel hayata müdahale’ sayılıp ayıplanırken, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’nın derdi evlilikleri ve beraberlikleri korumak. Çünkü insanoğlu, tarihte belki de ilk defa olarak evlilik kurumunun yıkılışına şahit oluyor.

Evlilik çağındaki insanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre AB ve ABD’de boşanmış çiftlerin oranı % 50 civarında. Yani, evlenen çiftlerin neredeyse yarısı boşanıyor. AB ortalaması % 44, ABD ortalaması % 53. Türkiye’de de boşanmalar hızla artıyor, evlilik kurumu çözülüyor. Bizde boşanmışların oranı % 20 civarında.

***

Çözülen evliliklerin en önemli etkisi ise çocuklar üzerinde oluyor. Çocuklar artık sıcak bir yuvaya hasret büyüyorlar. İngiltere’de evlilik dışı doğan çocuk oranı % 47.5’e yükselmiş. Bu rakam 1988’de % 25, 1979 yılında ise sadece % 11 idi. Uzmanlara göre en fazla 2 yıl içinde İngiltere’de evlilik dışı doğan çocuk oranı % 50’yi geçecek, başka bir deyişle evlilik içi doğan çocuklar azınlık hale gelecekler.

Child Trend kurumunun araştırmalarına göre (2012) Amerika’da 30 yaş altı kadınların yarıdan fazlası çocuklarını evlilik dışında doğurmayı tercih ediyor. Şu an için ABD’deki tüm çocukların % 41’i evlilik dışı, eski tabirle alırsanız ‘gayrimeşru çocuk’. Siyahlarda bu oran daha vahim: % 73. Başka bir tabirle siyah Amerikalılardan sadece % 27’si anne ve babasıyla birlikte büyüyebiliyor.

İzlanda, İsveç, Norveç ve Fransa’da ise evlilik dışı doğan çocukların oranında % 50 oranı çoktan aşılmış durumda. Üstelik bu ülkelerde evlilik içi doğanların mühim bir kısmının göçmen ve azınlık çocukları olduğu düşünüldüğünde Batı Avrupalılar arasında evliliğin ve evlilikte çocuk doğurmanın tarihe karıştığı söylenebilir. Bu ülkelerde bekâr ve kısa süreli ilişkiler çağı çoktan başlamış durumda.

***

Özetleyecek olur isek yeni bir dünya, yeni bir ahlak, yeni bir sosyal ilişkiler ağı inşa ediliyor. Batılı hükümetler ise bu gidişattan pek de memnun görünmüyor, çünkü ailenin çözülüşü pek çok sosyal soruna yol açıyor. ‘Single parent’ denilen tek ebeveyn tarafından büyütülen çocuklarda pek çok psikolojik sorun ortaya çıkıyor.

Ayrıca araştırmalar huzurlu bir aile yanında büyüyen çocukların çok daha başarılı olduğunu gösteriyor. Dağılan aile, suç oranlarını ve toplumsal huzursuzlukları da tetikliyor. Aileden boşalan yer uyuşturucu ve marjinal zaman geçirme şekilleri ile kapatılmaya çalışılıyor.

Boşanmaların sadece sosyal değil, ekonomik anlamda da olumsuz etkileri olduğu belirtiliyor. İngiliz The Relationship Alliance adlı kuruluşun hesaplamalarına göre İngiltere’de boşanan çiftler ve ayrılan sevgililer nedeniyle ülke her yıl 50 milyar sterlin kaybediyormuş. Ayrılıklar kişiler üzerinde ağır travmalara yol açarken, kişiyi yaşamdan soğutuyor, bunun da sosyal hayat kadar ekonomiye de olumsuz etkileri oluyor.

Kimi uzmanlara göre ailenin çöküşü aynı zamanda Batı medeniyetinin de çöküşü olacak.

***

Batılı hükümetler hem evlilikleri koruyabilmek için ciddi önlemler alıyorlar, hem de çocuk sahibi olmayı teşvik ediyorlar. Evli çiftler daha az vergi ödüyor, vergi konusunda yeni kolaylıklar için düzenlemeler de artıyor. Buna karşın istatistikler Batı dünyasının bu gidişattan geri dönmesinin kolay olmadığını gösteriyor.

Sanmayın ki Türkiye bu konuda bir istisnadır. Rakamlar, eğer önlem alınmazsa Türkiye’nin de modernleşmeye paralel olarak aynı yolda olduğunu, Türkiye’de de ailenin çözüldüğünü gösteriyor.