Eþ iliþkilerinin daha iyi hale gelmesi için çabalar göstermek hem anlamlý hem de gerekli. Türkiye’de bu açýdan garip bir ikilem yaþanýyor. Bir yandan televizyondan evlilik programlarý üzerinden evlilik meselesi býktýrýcý düzeyde tüketilirken, diðer açýdan yüz yüze, yapýlandýrýlmýþ, içeriði üzerine iyi çalýþýlmýþ, ulaþýlabilir programlar ise neredeyse yok derecesinde. Bu garip ikilemden çýkmamýz gerekiyor.
Hoþ bir durum olarak kabul edilemeyecek bu çýkmazdan kurtulabilmek için yüz yüze gerçekleþtirilen “evlilik güçlendirme programlarýna” ihtiyaç var. Yalnýz bu programlarýn toplumda kabul görmesi ve yaygýnlaþmasý için en az üç unsurun bir araya gelmesi gerekiyor. Bunlar; Ýçerik, temsil ve yaygýnlaþtýrma stratejisi þeklinde.
Program içeriði
Eþ iliþkilerini iyileþtirme/geliþtirme/ güçlendirme amaçlý bir programýn teorik bir temeli olmalýdýr. Bu teorik temel; insanlýðýn bu konudaki birikimini dikkate alan, mümkünse araþtýrma verilerine dayanan, toplumun kültürel özelliklerini dikkate alan yerli özellikleri de barýndýrýlmalýdýr. Amerika örneðinde birbiriyle yarýþan, ortak veya farklý yönleri olan, teorik çerçevesi çizilmiþ, uygulama pratikleri üzerine çalýþýlmýþ 10’dan fazla ayrý program vardýr. Bu türden bir programa katýlma ihtiyacý duyan eþler, program menülerinden kendilerine uygun olduðunu düþündükleri programý seçme þansýna sahipler. Ayný imkan bizim insanýmýz için de saðlanmalýdýr.
Temsil
Eþ iliþkilerini geliþtirme programlarýnýn ikinci gerekli unsuru ise; bilgiyi temsil etme kabiliyeti olan ve toplum tarafýndan kabul edilen kiþi, grup veya kurumlarýn varlýðý. Amerikan örneðinde John Gottman, Susan Johnson, Harville Hendrix, Garry Chapman gibi kiþiler veya kliþe gruplarý bu türden programlarýn öncülüðünü yapýyor. Bir nevi kabul görmüþ kiþi, grup veya kurum oluþturmadan programlarýn kabulü ve yaygýnlaþmasý zor görünüyor. Eþler “dikkate alýnacak kiþi” olarak algýladýklarý kiþilerin yürüttükleri programlara katýlmak isteði duyuyorlar.
Yaygýnlaþtýrma stratejisi
Evlilik güçlendirme programlarý Türkiye için yeni sayýlacak bir kavram. Sonuçta, Türkiye’de herhangi bir “evliliði güçlendirme programýna” yüz yüze katýlma oraný muhtemelen %1’in altýnda. Ayný oranýn Avrupa için %30’lar civarý olduðu düþünülüyor. Türkiye’de Prof. Dr. Haluk Yavuzer’in “aile okulu seminerleri”, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlýðý'nýn eðitim kitapçýklarý ve seminer oluþturma çabalarý ve belediyelerin genellikle evlilik öncesi seminer tarzýnda eðitim verme giriþimleri evlilik eðitimi örnekleri olarak verilebilir. Bunlardan birini 2013 yýlýnda Ýstanbul’un Tuzla ilçesinde kaymakamlýk ve belediye ile birlikte ben yapmýþtým. Bu çabalar oldukça deðerli ve öncü çalýþmalar olmakla beraber, toplumsal yaygýnlýk kazanamadýlar.
Tüm bu sebeplerle, evlilik güçlendirme programlarýnýn yaygýnlaþmasý için ayný zamanda yaygýnlaþtýrma stratejilerine ihtiyacýmýz var. Kadýnlar bu türden programlarý genellikle daha kolay kabul etmekle beraber, erkekler bu türden programlara katýlmakta pek istekli olmayabilirler. Programlara katýlým, programýn “hoþ, anlamlý hatta havalý” olarak algýlanacak hale gelmeden yaygýnlaþmasý kolay deðildir.
Türkiye’de þu ana kadar bu üç þartý bir araya getiren bir örnek henüz sahaya çýkmadý. Ben bu üç þart saðlamaya çalýþacak þekilde sahaya çýkmaya çalýþýyorum. Bakalým baþarabilecek miyim?