Ey Erdoðan’dan sonrasýný düþünenler...

16 Nisan referandumunda evet çýktýðý takdirde planlanan seçim tarihi 2019. Yani yeni sisteme 2019’da geçilecek…

Erdoðan eðer iki kez aday olur ve seçilirse bu demektir ki, 2029. Erdoðan’dan sonra ne olacaðýný dert edenler 2030 Türkiyesi’ni dert ediyorlar. Suret-i haktan görünerek bu soruyu soranlarýn Erdoðan’ý veya sistemin iþleyiþini düþünmediði çok açýk. Amaçlarý AK Partili seçmenin kafasýný karýþtýrmak.

Peki, eðer anayasa deðiþikliði gerçekleþmezse bu sistem Erdoðan’dan sonra ne olacak?

Veya þöyle soralým: Erdoðan olmasa bu sistemin hali nicedir?

Erdoðan’dan önce bu sistem iflas etmiþti.90’lý yýllarý ve 2000’in ilk yýllarýný hatýrlayýn. Siyasi krizlerle debelenen ve vesayet odaklarýnýn esiri olmuþ bir Türkiye…

AK Parti gibi güçlü bir tek parti iktidarýnýn ve Erdoðan gibi etkili bir liderin sayesinde yürümeyen bir sistemle Türkiye mümkün olabildiði kadar yol aldý, önemli mesafeler de kat etti ama daha büyük sýçramalar yapmasýnýn önü hep kesildi.

Erdoðan olmazsa veya Erdoðan’dan sonra bu sistem yürür mü? Dediðimiz gibi zaten yürümüyordu, yürümez de.

O halde yürümeyen ve kriz üreten mevcut hükümet sistemini kiþilere endeksli olmaktan çýkarýp sistem düzeyinde bir revizyona tabi tutmak gerekiyor. Yapýlan budur.

Rahmetli Özal veDemirel hem Baþbakanlýk yaptýlar, hem Cumhurbaþkanlýðý ve daha AK Parti yokken bu soruna parmak bastýlar, sistemin yürümediðini vurguladýlar. Halkýn desteðini alan ve etkili konuma gelen siyasetçiler hep ayný þeyden dert yandýlar.

Eðer meseleyi kökten çözmek ve kiþilere baðlý olmaktan çýkarmak istiyorsak, sistem düzeyinde deðiþime gitmek durumundayýz.

Ayrýca, Erdoðan’ýn varlýðýna tahammül edemeyenlerin uluslararasý düzeyde nasýl ‘hayýr’ kampanyasý yaptýðýný görüyoruz. Amaç, Erdoðan’dan kurtulmak ve iþlemeyen sistemle Türkiye’yi uydu ülke olarak istedikleri eksende tutmak…

Erdoðansýz bir Türkiye arzulayanlar Erdoðan’dan sonrasýný dert ediyormuþ gibi propaganda yapýyorlar. AK Partililerin kesinlikle bu tuzaða düþmemesi gerekir.

Evet’çilerin düþmemesi gereken ikinci tuzak, Kýlýçdaroðlu’nun ‘hayýr’ çýkarsa hiçbir þeyin deðiþmeyeceði propagandasýdýr.‘Herkes yerinde, hükümet devam ediyor’ diyen Kýlýçdaroðlu’nun ‘hayýr’ çýkmasý halinde nasýl bir yaygara yapacaðý, ‘hayýr’ lobisi haline gelen Türkiye düþmanlarýnýn ne tür tertipler içine gireceði unutulmamalý…

FETÖ’cülerin ve iþbirlikçisi lobilerin hayýr propagandasýnýn temelini ‘Erdoðan’ýn sonu’ sloganý oluþturuyor.

Hem Erdoðan’a ve hükümete çelme takma, yeni bir milat baþlatma arzusundalar, hem de ‘hayýr ile istikrarý’ bir arada zikretme kurnazlýðý içindeler.

Erdoðan’ýn ve AK Parti iktidarýnýn varlýðý güven ve istikrarýn devamý için olmazsa olmaz önemdedir. Bunun referandumdaki karþýlýðý ise ‘hayýr’ deðil, ‘evet’tir.

Farklý sebeplerle homurdananlar veya karnýndan konuþanlar bu tehlikeyi gözardý etmemelidirler.

Erdoðan’ý devirmek isteyenler, yürümeyen bir sistemi millete dayatmak istiyorlar. FETÖ’nün derdi de bu, Kandil’in derdi de bu, küresel güç odaklarýnýn derdi de bu… Hem Erdoðan olmasýn, hem zaten iflas eden ve Erdoðansýz yürümeyen sistem devam etsin! Yani 90’lý yýllarýn istikrarsýzlýk ve kriz sarmalýna geri dönelim… Böyle bir oyuna gelmek, bu ülkenin geleceðini karartmak demektir.

MHP tabanýnýn da bu oyuna gelmemesi önem taþýyor. Milliyetçi/ülkücü kitlenin sadece Türkiye’yi deðil MHP’yi de ele geçirmek isteyen FETÖ’nün ekmeðine yað sürmeyeceðine, Kandil’in ve HDP’nin ‘hayýr’ bloðuna güç vermeyeceðine inanýyorum.