Dün, ‘Dünyada sadece bizde var..’ diye gururlanýlan bir resmî bayramdý.. Bu sene ‘virus‘ salgýný olmasaydý, dünyanýn her bir tarafýndan yüzlerce çocuk, bu ülkeye yine getirilecekti. Halbuki, onyýllar boyudur yapýlan o törenlere harcananlarla nice fukara ailelere ne hizmetler götürülürdü.
Bu sene, virüs salgýný yüzünden okullarda yapýlamayan törenler için, çocuklara, -günümüzde benzeri artýk sadece Kuzey Kore’de kalan ilkel bir ‘lider tapýcýlýðý virüsü’nün etkisiyle-, üzerinde bir kiþinin siluetinin çizildiði ve altýnda da ‘Seni seviyoruz..’ yazýsý bulunan tiþörtlerle, evlerinin pencere ve balkonlarýndan gözükmeleri emredilmiþti. Nice aileler, ‘Bizim çocuklarýmýz eziklik duygusu yaþamasýnlar..’ diye bu tiþörtlerden zoraki almak zorunda kaldýlar.
Ve, öz dedelerinin adýný bile doðru-dürüst bilmeyen körpe çocuklara, ‘‘Seni çok seviyoruz, seni özledik.. Gel artýk..’, ya da, ‘Yaþasýn…’ gibi cümlelerin bulunduðu þiirler okutuldu. Çocuklarýn mukaddes bir eþyaya dokunur yaklaþtýklarý büstlerin okþandýðý sahneler TRT ekranlardan halkýmýza defalarca yansýtýldý ve böylece ‘aydýnlanma (!) çaðý’mýzýn bir merhalesini daha geride býraktýk.
(Dünyaca ünlü bir ‘nöroloji ve beyin uzmaný’ olan Prof. Gazi Yaþargil hoca, - 25-30 yýl kadar öncelerdeki ilginç bir yazýsýnda, ‘resim, heykel ve benzeri bir eþyanýn kutsanarak ve sürekli gösterilmesiyle, beynin, o sembollerle aynîleþip, ona göre çalýþmaya baþladýðý’ný dile getirmiþti.
Bu vesileyle, 95 yaþlarýnda olan Gazi Yaþargil hocaya hayýrlý ve saðlýklý ömürler diliyorum.)
Bu yýlki törenlerde, ilginç bir tabloyu da m.vekilleri sergiledi.. Yüzlerce m.vekilinden oluþan büyük bir kalabalýðýn, -birbirinden uzakta bulunulmasýna yönelik- ‘sosyal mesafe’ tavsiyesine aldýrmadan, bir yýðýn halinde, önce bir heykel ve sonra bir lâhid karþýsýnda sýkýþýk düzen durmalarý, bir uygulamayla halkýmýza zulüm yapýldýðý mesajýný da verdi. Çünkü, 10-15 kiþilik hâtýra fotoðrafý çektirenleri bile ‘sosyal mesafe’ye riayet etmeyip, salgýna karþý tedbirlere kulak asmadýlar’ diye belirleyen emniyet güçleri, böyle nice gruplardaki kiþilerin her birisine 3 bin 180 liralýk ceza yazdýlar, ülkenin çeþitli yerlerinde..
Ýçiþleri Bakanlýðý’nýn o uygulamasý doðru idiyse, o yüzlerce m. vekilinin o kadar sýkýþýk düzende hareket etmeleri dolayýsiyle onlara da para cezasý yazýlmalý, en azýndan.. Kaldý ki, o m.vekillerinin içinde ‘coronavirus’ ten nasibini alan ve henüz ‘qarantina’ süresini de tamamlamýþ bir çok m. vekilinin olduðunu þahsen de biliyorum.
Yoksa, Amerika ve Avrupa’da nice rahiblerin, ‘Bizim kilisemiz þifâ veren bir yerdir’; ve bizde de ‘tasavvuf þeyhi’ iddiasýyla ortaya çýkan ve sûfîlikte ‘naz’ mertebesinde olduklarý söylenen bazýlarýnýn, ‘Biz yalvardýk, bu virüs bu ülkeye uðramayacak..’ þeklindeki veya Ýran’da da ‘Türbelerimiz þifahanedir, hastalarý buraya getirin, burada hastalýk olmaz..’ gibi ‘müjde’(!)li saçmalýklarla meydan okumalara, þimdi de, fiilen ‘laik-kutsal’ ilân edilen bir anýt-mezar da mý, ‘coronavirus’e karþý bir ‘þifa merkezi’ görülmeye baþlandý?
Þahsen, 23 Nisan 1920’lerde Müslüman halkýmýzýn sergilediði ve amma, sonra mankurtlarca hedefinden saptýrýlan o, ‘olmak’la ‘ölmek’ arasýndaki muhteþem ‘qýyâm’ýn 100’üncü yýldönümünde, asýl merasimin, yüzyýl önce olduðu gibi, Ankara’da Hacý Bayram Camii’nden baþlatýlýp o günkü sahnelerin canlandýrýlmasýyla tamamlanmasýný isterdim.
Bu, en yetkililere hatýrlatýldýðýnda, bunun yapýlamýyacaðý, ‘salgýn’ yüzünden ‘sosyal mesafe’ zarûreti gerekçe gösterilerek ifade edildi. Halbuki, güzel bir fýrsattý ki, hebâ edildi.
Millet, ‘çocukluk’tan ne zaman rüþd yaþýna eriþecek ve bir ‘ideolojik baba’nýn ‘velâyet’i daha ne kadar sürecek?