‘Ey Mýsýr ordusunun subaylarý ve askerleri’

Mýsýrlý tarihçi ve kanaat önderi Dr. Hani Es-Sibai’nin General Sisi liderliðindeki askeri darbe üzerine yazdýðý nefis yazýyý -sahiplenerek- dikkatinize sunuyorum:

Ey subaylar! Ümmet soruyor: Siz kendisiyle mi yoksa Ýslam düþmanlarýyla mýsýnýz?!

Ümmet soruyor: Siz halký ve inancýný mý yoksa hain Sisi ve adamlarýný mý koruyorsunuz?

Ey subaylar! Ýtaatinizin sadece Allah için olduðunu zatlarýnýz ve amellerinizle Rabbinize gösterin. Nefisleriniz ve amellerinizle Rabbinize, ‘yaratýcýya isyanda mahluka itaat olmayacaðýný’ gösterin.

Ey subaylar dininize, ümmetinize yardým edin. Eski rejimin kalýntýlarýnýn tarafýný tutan ve Ýslam düþmanlarýyla ittifak yapan komutanlarýnýzýn gerçeðini ortaya çýkarýn.

Ey subaylar!

Sizlere güvenilir bir nasihatçi olarak bunu söylüyorum: Eðer dininize döner, Ýslam düþmanlarýndan beri olduðunuzu ortaya koyarsanýz ümmet, Müslüman Mýsýr halkýnýn tamamý sizi kucaklayacak ve omuzlarýnda taþýyacaktýr. Tarihin en parlak sayfalarýnda anýlacaksýnýz. Arka arkaya gelecek nesiller sizin dininize ve ümmetinize verdiðiniz desteðin büyük destanýný anlatacak.

Ey subaylar! Komutanlarýnýz, halkýn evlatlarýndan göstericilere karþý koymada sizi ön saflara koyuyor. Üst düzeyli komutanlarýnýz olan subaylar ise arka saflarda güven içinde duruyor. Sizler, tagut Sisi ve inkýlap komutanlarýnýn gitmesi ve yargýlanmasýný isteyen göstericiler topluluklarýnýn kafasýna vurulan çekiçsiniz.

Size gelince ey askerler! Siz zalim Mübarek ve çökmüþ rejimini savunmak için üst düzeyli komutanlarýnýzýn kullandýðý mýzrak ucusunuz.

Ey askerler!

Komutanlarýnýz ümmetin gözlerini sizlerle oyuyor. Sizlerle kuruyu ve yaþý yakýyor. Acaba komutanlarýnýza ve büyüklerinize itaat ederek emirlerine isyan ettiðiniz Allahu Subhanehu ve Teala’ya ne diyeceksiniz?

Ey askerler! Allah taðutunuzdan önce gelene, onun örneðine ve kendisine itaat edenlere bakýn ne yaptý? Ýsterseniz Allahu Teala’nýn þu kavlini okuyun: ‘Andolsun, Musa’yý da ayetlerimizle ve apaçýk bir belgeyle gönderdik. Firavun’a ve adamlarýna. Onlar Firavun’un buyruðuna uydular. Firavun’un buyruðu ise doðruya yöneltici deðildi. Kýyamet günü kavmine öncülük ederek onlarý ateþe götürür. Vardýklarý yer ne kadar da fena bir yerdir!’ (Hud Suresi, 96-97-98).

Ey subaylar! Ey askerler!

Ordudaki komutanlarýnýza itaat ettiðinizi mazeret ve bahane olarak getirmeniz Rabbinizin karþýsýnda bir özür olamayacak. ‘Biz emirleri yerine getiriyoruz’, ‘biz emir kuluyuz’ demeniz bir bahane deðil. Bahaneniz yok. Sizler suçlarýnýzdan ve ümmete saldýrýnýzdan sorumlusunuz. ‘Doðrusu Firavun, Haman ve askerleri yanýlgý içindeydiler.’ (Kasas Suresi, 8).

Ey subaylar ve askerler! ‘Biz tarafsýz durduk, göstericileri öldürmedik’ demeniz de sizin için bir mazeret deðil. Ne yazýk ki haydutlar sizin gözleriniz önünde barýþçýl göstericileri öldürdü.

Subaylar ve askerler olarak hepiniz bilin ki herhangi bir milletin tarihinde böylesi kritik durumlarda tarafsýzlýk diye bir þey olamaz. Sizin ümmete katýlmanýz ve Ýslam düþmaný Sisi’den beraat etmeniz gerekir. Sizler sadece Allah’ýn kullarýsýnýz. O memurun kullarý deðilsiniz.

Ey subaylar ve askerler!

Bilin ki Firavun’un destekçilerinden bir kavim sizden önce geldi ve Allahu Teala onlarýn mazeretlerini kabul etmedi ve sonlarý taðutlarýyla birlikte haþrolunmaktý.

‘Böylelikle, onlarý o yerden sürüp sarsýntýya uðratmayý istedi, biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boðuverdik.’ (Ýsra Suresi, 103), ‘Biz de onu ve askerlerini yakalayýp denize attýk. Zalimlerin sonlarýnýn nasýl olduðuna bir bak.’ (Kasas Suresi, 40). Yine Allahu Teala yüce kitabýnda þöyle buyuruyor: ‘Musa’da da (ibret vardýr). Hani onu apaçýk bir belgeyle Firavun’a göndermiþtik. Ama o ordusuyla birlikte yüz çevirdi ve: ‘(Bu Musa) büyücü veya delidir’ dedi. Biz de onu ve askerlerini yakalayýp denize attýk ki o (bu sýrada kendi kendini) kýnamaktaydý.’ (Zariyat Suresi, 38-39-40).

Ey subaylar ve ey askerler!

Eðer dininize döner ve þeriatýnýza yardým ederseniz yakalamasý þiddetli, ülkenin yönetiminde istediðini yapan Rabbiniz sizi iktidar sahibi kýlar. Bu, Allah’ýn yeryüzünde güçlü kýlýnýp nüfuz sahibi oldurulanlar için yoludur. Yüce kitabýnda da yazýlýdýr:

‘Onlar, kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazý kýlar, zekatý verir, iyiliði emreder ve kötülükten sakýndýrýrlar. Ýþlerin sonu Allah’ýndýr.’ (Hacc Suresi, 41).

Kaynak: ÝncaNews9