Eylemde birlik

Geçtiğimiz cumartesi günü Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde, üniversite bünyesinde talebelerin kurduğu Kentsel Gelişim Kulübü’nün İHH ve Eğitim Bir Sen ile birlikte düzenlediği “Yakın Dönem Türkiye Tarihi ve 28 Şubat” başlıklı konferansa konuşmacı olarak katıldım.

Konferans öncesi ve sırasında bağnaz, yobaz bir gürûhun saldırısına uğradım. Bir dostumun ifâdesiyle “Düşünce özgürlüğü pazarlamacıları” düşüncelerini açıklayacak bir yazara linç kampanyası başlattılar. Kendi dar ve ufuksuz dünyalarını hayatın gerçeği sanan bu pazarlamacı gürûh sadece ve sadece düşüncelerini açıklayacak bir yazarı üniversiteye sokmayacaklarını tehditvâri bir üslûpla ilan ettiler. Konferans günü de düşüncelerini açıklayacak bir yazarı, özgür düşüncenin yuvası olduğu söylenen üniversiteye sokmamak için eyleme geçtiler. 12 Eylül Anayasası’nın bile teminat altına aldığı düşünce ve ifâde özgürlüğünü korumak adına kolluk kuvvetleri mezkûr gürûha müdahale etmek zorunda kaldı.

Bu gürûhu 100 yıldır tanıyoruz; Müslüman Anadolu topraklarında kurulan darağaçlarından, Dersim’den, Menemen komplosundan, 28 Şubat’tan...

Mevzu şahsımı veya birkaç kişiyi ilgilendirmediği için yazıyorum. Üniversite konuşmam için linç kampanyası başlatanların düşmanlığı şahsıma değil. Onlar Müslüman Anadolu’nun ruh köküne düşmanlar. 100 yıl önce savaş açtıkları Müslüman Anadolu’nun ruh kökü karşısında aldıkları ağır mağlubiyetin neticesinde öfkelerini kusuyorlar; yeri geliyor yetim çocuklar için üniversitelerde kurulan yardım masalarına, yeri geliyor üniversitelerdeki mescitlere, yeri geliyor üniversitelerde Müslüman Anadolu’nun evlatlarının yaptığı sohbetlere...

Bu gürûh, Müslüman Anadolu’nun ruh köküne düşmanlık mevzubahis oldu mu teferruatları bir kenara bırakıp eylemde birliği sağlayabiliyor. Maalesef İslâmî kesimde eylemde birliği görmek pek mümkün olmuyor. Hiç değilse eylemde vahdeti, kardeşliği sağlamalıyız. Mâlûmdur ki birliğini temin etmiş azınlıklar başıboş çoğunluğa karşı hep galip gelmişlerdir.

Eskişehir’de konferansı İHH mensubu gençler tertip etmişti ama konferansa Ülkücü gençlerin de destek olmak için geldiklerini sonradan öğrendim ve çok sevindim. İnşaallah bu dayanışma sürekli olur ve yaygınlaşır. Batıcılara karşı eylemde birliği sağlamaktan başka çıkar yolumuz yok.

Hâmiş: Bir gazeteciyi konuşturmamak için yol kesenleri ‘mağdur’ gösteren haberleri yapan gazeteci müsveddeleri, sizleri selâmlıyorum!..