Eylül ayýnýn kara listesi

Eylül ayýndayýz. Bu ayda bir darbenin yýl dönümü var. Yakýn tarihimizin en utanç verici sayfalarýndan birisi olan Yassýada cinayetlerinin yýl dönümü var. Ve þimdi peþ peþe gelen saldýrýlar ve onlarca ailenin evine düþen ateþ var.

Þu saatlerde acý bir haber daha geliyor. Tunceli Ovacýk Baþsavcýsý Murat Uzun, önceki gün uðradýðý saldýrýnýn ardýndan hayatýný kaybetti.

Yakýn tarihten örnek verip canýnýzý daha fazla sýkmak istemem. Ancak bizim geçmiþimizde savcý öldürülen her dönem, ciddi endiþelerin ve çatýþmalarýn habercisi olmuþtur. Türkiye’nin kendi bölgesindeki sorunlara ve geliþmelere müdahil olmasý beraberinde çok yönlü bir kuþatmayý getirdi. Sadece PKK deðil geçtiðimiz günlerde Ýstanbul’da ortaya çýkan karakol saldýrýsýnda olduðu gibi farklý örgütler de artýk bu çatýþmanýn bir parçasý.

Hiç þüphe yok Türkiye bugünleri atlatacak ve kendisine sorun dayatýlan bir ülke olmaktan kurtulacak. Sürecin beklenenden çok daha gergin ve kanlý geçtiði ortada. Peþ peþe gelen asker ve polis cenazelerinin ardýndan Baþsavcý Murat Uzun’un hayatýný kaybetmesi Türkiye’ye yönelik kuþatmayý planlayanlarýn çýtayý daha da yükselttiðini ortaya koyuyor.

Bu gerçekten hafife alýnacak bir hadise deðil.

***

Türkiye’nin Suriye sorununa bulaþtýðý için bu çatýþmanýn ortasýnda kaldýðýný düþünenler; Suriye sorununun Türkiye olmaksýzýn nasýl bir seyir izleyeceðini herhalde hiç hesaba katmýyorlar. Dünün alýþkanlýklarýyla Ankara’nýn evinde oturmasýný ve etrafýndaki geliþmelere gözünü kapamasýný isteyenler, eninde sonunda etrafýmýzdaki bu yangýnýn bizi gelip kalbimizden vuracaðýný akýllarýna bile getirmiyorlar.

Türkiye amaçsýz bir oyunun ya da birilerinin iddia ettiði gibi emperyal bir þehvetin girdabýnda deðil, aksine neredeyse tüm Ýslam coðrafyasýný kuþatan deðiþimin ve ortaya çýkan istikrarsýz durumun kendisini çembere almasýna izin vermemek için çabalýyor. Baþka bir ifadeyle savunma hattýný Ankara’da ya da Diyarbakýr’da deðil; Halep’de, Erbil’de ve Kerkük’de kurmaya çalýþýyor.

PKK baþta olmak üzere, uluslararasý þebekelerin uzantýsý olan bütün örgütler bu güce ve yükseliþe darbe vurmanýn taþeronluðunu yapýyorlar. Artýk hiç kimse, ama hiç kimse PKK’nýn Kürtler adýna bir hak ve özgürlük mücadelesi içinde olduðunu iddia edemez. Bu bir cinayet þebekesidir, bölgesel aktörlerin oyuncaðýdýr ve küresel hesaplarýn gönüllü tetikçisidir. Dolayýsýyla hükümeti ya da daha geniþ anlamda Türkiye’yi, öncelikle Kürt Sorununu çözmeye davet edenler, kýsmen haklý olsalar da, bu gerçekle yüzleþmek zorundalar.

PKK Kürt meselesinin, en azýndan taraflarýndan biri olma özelliðini bölgesel hesaplara peþkeþ çekmiþtir. 

***

Böyle bir tabloda, CHP’nin hala Oslo görüþmeleri üzerinden hesap yapmasý gerçekten akýl alýr gibi deðil. Ama dün de ifade ettiðim gibi uluslararasý bazý hesaplarla þaþýrtýcý bir uyum içinde.

Türkiye, dünyanýn adeta yeniden tasarlandýðý bir dönemde ayakta kalma savaþý veriyor. CHP bunun ne kadar farkýnda bilinmez.

Ancak yeniden yükseliþe geçtiðini düþündüðü neocon güçlerle flört ederek kendisine iktidar aramasý, özellikle de böyle bir dönemde affedilir gibi deðil. Buradan CHP’ye de, ona Oslo servisi yapanlara da iktidar çýkmaz.

Bunu bile bile ucuz muhalefet hesaplarýna giriþmek, Eylül ayýnýn kara listesine yazýlacak kadar kötü ne yazýk ki.