Günlerdir yazýlý ve görsel medyada, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’le Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn arasýný açarak AK Parti’de ‘fitne’ çýkarmak için inanýlmaz yorumlar yapýldý, akla ziyan yazýlar yazýldý.
Þöyle göz ucuyla baktýðýmýzda bile,“Kardeþlik buraya kadar”, “Ýktidar ile Çankaya arasýnda bir soðukluk olduðu ve ciddi bir çatýþmaya bile yol açmasý mümkündür.”, “Bu kavga, aslýnda Erdoðan ile Gül’ün masa altý itiþmesinin alenileþmesidir”þeklinde ve ellerini ovuþturarak kavga beklentisi yüksek yazýlarý görebiliriz.
Ama olmadý, Gül’le Erdoðan’ýn arasýný açmak için yazýlan bütün bel altý senaryolarý yine çöpe gitti.
Cumhurbaþkaný Baþdanýþmaný Ahmet Sever’in Vatan’dan Ruþen Çakýr’a yaptýðý açýklamalarýn ardýndan, “Ýþte þimdi AK Parti’nin iþi bitiyor” diye baþlayan ve “eski Türkiye” rüyasýna yatanlarýn sevinci kýsa sürdü.
Önce, Cumhurbaþkaný Gül, “Tayyip Bey’le bizim hukukumuz kardeþlikten öte” diyerek, aklý hala eski siyaset hokkabazlýklarýnda olan ve erken sevinç çýðlýklarý atanlarýn umutlarýný söndürdü.
Ve ardýndan Baþbakan Erdoðan öyle bir açýklama yaptý ki, her sabah kalkýp AK Parti’ye ömür biçerek teselli bulan yazarlarýn bir anda yüzündeki gülücükler soldu.
“Bizim sayýn cumhurbaþkanýmýzla aramýzdaki mesafeyi kimsenin açmaya ne yetkisi ne hakký ne de cüreti olamaz. Kaldý ki biz Cumhurbaþkanýmýzla aramýzdakini kendi aramýzda hallederiz. Cumhurbaþkanýmýzla aramýzdaki hukuku kimsenin bozmaya yetkisi yoktur. Haddi de yoktur. Buradan da kimseye ekmek çýkmaz.”
***
Doðrusu ben, her seferinde yenilseler de “AK Parti’nin sonu geldi” senaryolarýna yatýrým yapmaktan bir türlü vazgeçmeyen yeminli AK Parti karþýtlarýnýn nasýl bir ruh hali içinde olduklarýný çok merak ediyorum.
Mesela malum çevreler, 2002 seçimlerinde AK Parti’nin tek baþýna iktidar olmasýndan sonra da benzer þarkýlarý söylemiþlerdi. “Bu bir yol kazasýydý, bunlar geldikleri gibi giderler” þeklinde yorumlar yaptýlar.
Ancak, 2007 yýlýnda bütün senaryolar çöpe atýldý ve AK Parti ezici bir çoðunlukla ikinci kez iktidara geldi.
2007’de gördüler ki, bu AK Parti’yi sandýkta yenmek mümkün deðil. Bütün senaryolarý sil baþtan yazmaya baþladýlar. Devletin içindeki bütün ‘dokunulmaz’ güçleri harekete geçirerek darbe giriþimleri hazýrladýlar, ‘Ay ýþýðý’, Yakamoz’ gibi karanlýk operasyonlar hazýrladýlar.
Bütün bu yýkým faaliyetleri boþa çýkýnca, iktidardaki partiyi kapatmak için düðmeye bastýlar. Ama AK Parti iktidarý, millet iradesini arkasýna alarak demokrasi düþmanlarýnýn heveslerini boþa çýkarmayý baþardý.
Sonunda, AK Parti 2011 seçimlerinde öyle bir zafer kazandý ki, malum çevreler, buralardan kendilerine ekmek çýkmayacaðýný anladýlar.
Beyler, boþuna uðraþýyorsunuz, bu kapýdan size ekmek çýkmaz.
Bir kere bu parti, sizin geleneksel ezberleriniz arasýnda yer alan partilerden bir parti deðil. Burada hesaplar, koltuk heveslerine endeksli yapýlmaz.
Eðer, Tayyip Erdoðan’ýn yasaklý olduðu günlerde Abdullah Gül’ün nasýl baþbakan olduðunu, daha sonra Erdoðan’ýn doðal akýþý içinde nasýl baþbakanlýðý devraldýðýný ve sonrasýnda yine hiçbir pazarlýða dayanmadan Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çýkýþýný iyi analiz ederseniz, þimdilerde seri üretime baðladýðýnýz Çankaya senaryolarýnýn ne denli hayali olduðunu daha iyi anlarsýnýz.
Galiba, AK Partisiz Türkiye rüyasý görenlerin, hayatlarýnýn sonuna dek hep böyle ‘kötü adam’ senaryolarý yazmalarý gerekecek...