Ortadoðu’daki ilk kurtarma(!) harekâtýný 1991 yýlýnda Kuveyt için yapmýþtý Amerika. Öyle bir kahramanlýk sergilemiþti ki gözlerimizden yaþlar akar olmuþtu. Nasýl olmasýndý? ABD dönemin Irak Devlet Baþkaný Saddam Hüseyin’e büyükelçisini göndermiþ, Kuveyt’i iþgal etmeyi düþünen Saddam’a “Bu Araplarýn kendi arasýndaki bir sorun ABD’yi kesinlikle ilgilendirmez” dedirtmiþti. Saddam bunu yol vermek olarak algýlayýnca Kuveyt’i iþgal etmiþ, ABD de Kuveyt’i kurtarmak üzere Ortadoðu’ya girmiþti. Kuveyt’i özgürleþtirmiþ (!) karþýlýðýnda da 15 milyar dolar Suudi Arabistan’dan, bir o kadar Kuveyt’ten, 10 milyar dolar Almanya’dan 6.6 milyar dolar da Japonya’dan “kurtarma” parasý almýþtý. (Irak’tan aldýðý bedava petrol, Kuveyt’in yeniden imarý, silahsýzlanma nedeniyle zaten azaltmasý gereken mühimmatýn burada kullanýlmasý ve askeri malzemelerini yenilemesi ve diðer kazanýmlar bunlarýn dýþýnda tabi)
Bu tatlý kâr Amerika’nýn iþtahýný kabartmýþtý. Ama böyle olmuyordu. Daha önemli ya da önemli hale gelecek/getirilecek sebepler bulmalýydý. Taliban’dan devþirilen El kaide bu sýrada imdada yetiþti. ABD’nin Ruslara karþýn yetiþtirdiði Taliban, El Kaide olmuþ Amerika’nýn simgesel kulelerini yerle bir etmiþti. (Yerseniz tabi)
Kahraman(!) ABD askerleri bu kez hem kendilerinin hem de dünyanýn baþýna bela olan El Kaide terör örgütünü temizlemek için Afganistan’ý kurtarma(!) giriþiminde bulundu. Yine kan, yine gözyaþý býraktý arkasýnda. Sorsanýz Afganistan’ý da kurtarmýþtý. Ýstediðini aldýktan yýllar sonra kendine kök söktüren El Kaide lideri Ladin’i (Pakistan’ý iþgal ederek) öldürdüðünü ve cesedini denize attýðýný söyledi. (yine yerseniz)
Acemiliðini ilk körfez savaþýnda atan ABD gözünü yeniden Irak’a dikti. Ýkinci harekâtý bu kez Saddam’ý devirmek üzere planladý. Ýlk “kurtarma” harekâtý yaklaþýk 40 gün sürerken, 2003 yýlýnda baþlattýðý harekât resmi olarak 8 yýl sürdü. Çünkü burada kurtarma yok “özgürleþtirme” vardý. ABD’ye göre Irak kimyasal silah sahibiydi ve komþularýný (baþta Ýsrail’i tabi ki) tehdit ediyordu. Irak halký Saddam tehlikesinden kurtulup özgürleþtirilmeliydi ve bunu kahraman (!) ABD askeri yapabilirdi.
Gerçi “Kimyasal Silah” iddiasýnýn yalan olduðu sonradan ortaya çýktý ama Saddam çoktan idam edilmiþ, Irak özgürleþmiþti (!) bile. 31 Aralýk 2011 tarihinde son ABD bayraðý Irak’taki gönderden indirildiðinde geride; öldürülen milyonlarca Iraklý, harabeye dönmüþ bir ülke, daðýlmýþ coðrafi ve demografik yapý, bitmiþ bir yönetim kalmýþ, ülke altýn tepsi için kendisine “büyük þeytan” diyen Ýran’a teslim edilmiþti nerdeyse.
Etrafta harýl harýl kurtarýlacak ülke ararken, yönünü daha önce iki kez özgürleþtirdiði Irak’a çevirdi. Nasýlsa koltukta Irak’tan ziyade ABD ve Ýran’ýn çýkarlarý için çalýþan baþbakanlar vardý. Ayrýca ne tesadüftür ki bölgede El Kaide bitmiþ yerine DEAÞ denilen bir terör örgütü türemiþti.
Hem ülke hem de bölge bu terör örgütünden temizlenmeliydi. Her ne kadar bu örgütün çok tehlikeli olduðu sivilleri hunharca katlettiði görüntüler ortaya saçýlýrken ABD ses çýkarmamýþ olsa da zamaný gelmiþti. (belki de korku salgýnýnýn her yeri kaplamasýný beklemiþti) Kahraman (!) ABD askerleri dünyayý bu büyük beladan kurtarmalýydý.
DEAÞ’ýn iyice büyüdüðüne kani olunca da harekât baþladý. Daha önce özgürleþtirdiði ülkeye bu kez “kurtarmak” için yeniden girdi ABD. (Girdi derken aslýnda hiç çýkmamýþtý. Görünen lider Ýbadi olsa da aslýnda 5 bin kiþilik ABD’li askeri danýþman heyeti yönetiyordu ülkeyi)
Eyvah dememdeki neden de bu zaten. ABD yine on binlerce sivil ceset, harap olmuþ bir Musul ve Þii Haþdi Þabi milislerine teslim edilecek bir kent býrakacak arkasýnda. Bunun farkýnda olan Türkiye’nin ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn “operasyonda da masada da varým” demesi de bu yüzden zaten.
“Senin okyanus ötesinden gelip “kurtarmaya” çalýþtýðýn bu topraklarda benim bin yýllýk mazim var. Bu operasyona senin hakkýn varsa benim senden bin kat daha hakkým var. Bölgenin haritasýný çizerken bana sormadan yapamazsýn” diyoruz Türkiye olarak. Çok da iyi yapýyoruz.