Ezikliðin son noktasý: Ooh Ýstanbul kaybetti!

Olimpiyat Ýstanbul’da Olmalý!”

Bunu dediðiniz zaman yarý aydýnlar bir aðýzdan haykýrdý:

“Yalakalar...Yandaþlar...Erdoðan Ýstifa!!”

Bu siyaset yapmak ya da bir fikir öne sürmek falan deðil.

Hayatýnda o güne deðin gerek kader deyin, gerekse de yapýlan kiþisel hatalar sonucu ya da ahmaklýklar neticesi baþarýyý yakalayamamýþ, gönlünde yatan aslana ulaþamamýþ olanlarýn öfkelerini kusmalarý, o kadar!

Niye Ýstanbul kaybetsin istediler?

Tayyip Beyin daha da güçleneceði korkusundan tabi!

Ýstanbul’da Olimpiyat yapýlýrsa bunun þaný, þöhreti Baþbakaný daha da güçlendirecek kaygýsý!

Buna “irrational behaviour syndrome (IBS)” yani “mantýk dýþý davranýþ sendromu” denir. Örneðin kiþi kendini evine hapseder, dýþarý adýmýný atamaz korkudan baþýna felaketler yaðacak diye ve yýllarca kendi evinde hapishane hayatý yaþar; býrakýn sokaða, kapýsýnýn dýþýna adým atmaz. Ancak uzun süreli ruhsal tedavi sonucu iyileþebilir; korkularýnýn yersiz olduðunu anlar.

“Yaþasýn!!  Olimpiyatlar Ýstanbul’a Verilmedi!” naralarýnýn arkasýnda da mantýklý hiçbir açýklama yok. “Ýhtiras Tramvayý” nýn Blanche Dubois’ýný hatýrlatýyorsunuz bana; “Mutsuz Ev Kadýnlarýndan” birisiniz belki de.  AK Partinin gelecek seçimlerden daha da güçlenerek çýkmasýnýn dýþýnda, Ýstanbul’un seçilmemesine sevinmenizin baþka bir nedeni yok.  Sanki þimdi iktidarýn oyu düþecek ve örneðin Kýlýçdaroðlu Kemal Bey iktidar olacak!

“Keþke baþka bir ülkede doðsaydým; bu boktan memlekette doðacaðýma! Oh olsun Ýstanbul’da Olimpiyat olmayacak!” diye yandaþ/yalaka meclislerinde naralananlara insan sadece acýyabilir.

Öfkelenmez.

Sövüp saymaz.

“Allah islah etsin...” diyebilir sadece; acý acý gülerek.

Niye Ýstanbul’u seçmediler peki? Tayyip Bey, Gezi Parký, Suriye yüzünden mi?

Saçmalamayýn!

Nedenlerin ilk sýrasýnda Ýslamfobisi yatýyor. “Müslüman bir ülkede Olimpiyat mý?! No mon ami...no my friend!” Bu kadar basit; üzerinde fazla durmanýn da gereði yok. Bu hastalýðý ancak zaman tedavi edecektir; Türkiye’de de dünyada da.

Siyasetten kimse söz etmedi bile diyor, Buenos Aires’deki gazeteci arkadaþlarýmýz:

Sadece üç þey üzerinde durdular; doping skandallarý, futbolda þikenin hala çözüme kavuþmamýþ olmasý ve ýrkçýlýk!” Irkçýlýðýn, siyahi futbolculara muz atmaktan, yamyam demekten kaynaklandýðýný ekliyorlar. Yani Tokyo’nun seçilme nedeni,  “Kürdistan’ýn iþgsal altýnda olmasý”  deðil,  Amed Haber Ajansýnýn zýrvaladýðý gibi!

Irkçýlýðý ciddiye bile almam; Türkiye’de, siyahlara yönelik ýrkçýlýk yoktur. Muzmuþ, yamyam demekmiþ, bu üç beþ kendini bilmezin yaptýðý birþey, o kadar. Ama güreþten, haltere, küreðe kadar doping doðrudur. ÞÝke rezilliðini eline yüzüne bulaþtýran, UEFA, CAS kararlarina raðmen hala kýlýný kýpýrdatmayan bir TFF’nin varlýðý nasýl doðruysa.

Sebep ne olursa olsun, dün sabah ülkenin çok büyük bir çoðunluðu üzgündü;  küçük bir azýnlýksa sýrýtarak uyandý. Onlarý da hoþgörmek gerekiyor...yaþamlarýnda  mutlu olabilecekleri baþka ne var ki zavallýlarýn!