IV. Murat’ýn Baðdat’ý fethettikten söylediði meþhur ve muazzam sözdür; “Baðdat'ý almaya çalýþmak, Baðdat'ýn kendinden daha mý güzeldi ne!”
Baðdat’ýn peþinde bir hayat yaþýyoruz, peþinde olmaktan hiç tat almadan.
Bir elde etsek tüm noksanlar tam olacak gibi hissettiriyor vücûd titreyiþlerimiz.
Ama fethedince kendi Baðdat’ýmýzý bitecek bütün sihir, bunu bilmiyoruz.
* * *
Baþkalarýnýn marifetlerine nefs heves ediyor;
Onun gibi olmak istiyoruz, onun kadar çalýþmak istemeyerek de olsa…
Cennete gitmeyi cânýmýzdan çok istesek de ölmeyi hiç mi hiç istemeyiþimiz gibi.
* * *
Mutlaka birileri vardýr hayatýnýzda, bir arkadaþýnýza tanýtýrken “Bak bu kiþiyle tanýþmýyorsan çok þey kaybediyorsun” dediðiniz.
Belki gerçekten çok þey kaybediyoruzdur, belki de siz abartýyorsunuzdur lâkin mesele bu deðil.
Ne tuhaftýr ki; o herhangi birini tanýmasa çok key kaybeden insanoðullarýndan milyonlarcasý bu hayatý kendini tanýmadan, tanýma fýrsatý bulamadan terk edip gidiyor.
Yaþýyor altmýþ sene, seksen sene, yaþýyor yüz sene…
Ama bir kere bile tanýþamýyor kendisiyle.
Çok acý, deðil mi?
Ama öyle acýyan gözlerle bakmayýn, yabancý deðil...
Sokakta milyonlarcasýný görebileceðiniz bir insan profili bu.
Kendisiyle bir ömür geçirip, kendisiyle bir kez olsun tanýþmadan ölenlerin dünyasýdýr bu yaþadýðýmýz.
* * *
Kümesteki kartalýn hikayesini bilirsiniz yüksek ihtimal.
Bir kartal yumurtasý yuvarlanýverir ya hani kartalýn yuvasýndan. Düþer, düþer de en aþaðýlara, kümese kadar yuvarlanýr. Tavuk da kendi yumurtasý zannedip alýr kuluçkasýna, verir sýcaklýðýný.
Doðunca yavru kartal, en önde bir tavuk, ardý sýra da civcivleri görür. Düþüverir arkalarýna.
Arada bir kafasýný kaldýrýp gökte o muhteþem kanatlarýyla süzülen kartala aklý gitse de “tavukluðunu kabulleniþi” tutar onu.
Yaþar bir ömür ve ölür bir kere bile kanatlarýný açmadan.
Bir kere bile uçmadan…
Tanýdýk hikaye, bildik film sanki, size de öyle geldi mi?
* * *
Ne yapsanýz, ne yapmak isteseniz hemen önünüze örnekler konulur.
Babanýz yapamadýysa bu sizin de ellerinize kilittir.
Dedeniz denedi de olmadýysa, bu en geçerli emsaldir.
Onlarýn denemesinin üstünden 50 sene mi geçmiþtir, 100 sene mi geçmiþtir, bunun hiçbir önemi yoktur.
* * *
Bir tanedir ömür, sýnýrlýdýr.
Her geçen an akmaktadýr, insan sona yaklaþmaktadýr.
Güneþin kýzgýnlýðýnda günün ortasýnda buz satýcýlarýyýz hepimiz.
Eriyor sermayemiz an be an…
* * *
“Güzel olan hiçbir þey hülâsa edilemez (Özetlenemez)" der Valéry.
Ve gerçekten hayat güzeldir; tabii dolu dolu yaþayýp, güzelliklerle doldurursanýz…
Ýnsanýn ömrü ortalama 80 sene diye hesaplarsak; 29 bin gün eder.
Mesele kararý baþtan vermekte;
29 bin gün mü yaþayacaðýz?
Yoksa bir günü 29 bin kere mi yaþayacaðýz?
* * *
*Fîhi Mâ Fîh: Ýçindeki, içindedir.”
Dýþý nasýl ki benzersizse insanýn diðer insanlardan. Nasýl ki milyarlarca insandan iki tanesi bile ayný deðildir. Ýçindeki de ayný olamaz baþkalarýyla.
Yetenekler, özellikler, hisler, duygular, düþünceler.
Allah bizi benzersiz yaratmýþken nedir bu birbirine benzeme çabasý?
Allah bizi özgür yaratmýþken nedir bu kendimizi sürekli bir þeylere kul hissetmemiz, mecbur hissetmemiz?
* * *
Yazýnýn burasýna kadar geldiyseniz, sizin de yüreðiniz benimki gibi dolmuþ demektir.
Derdi olmayan okumaz zira bunca þeyi;
Dünyanýn belki en zorlu dönemlerinden birinin içinden geçiyoruz. Ya da belki bize öyle geliyor, belki bütün dönemlerde söylenmiþtir bu cümle.
Ama birbirimize dua edelim. Ýyilikler artsýn diye, kötülükler dinsin diye…
Cumanýz hayýrlý olsun.