Fetullahçý Terör Örgütü (FETÖ) elebaþý F. Gülen, 15 Temmuz darbe giriþiminin, en baþýndan itibaren Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ve hükümetin bir tertibi, senaryosu olduðunu söyledi. Ne ibretliktir ki, CHP lideri Kýlýçdaroðlu da son günlerde Gülen’le ayný çizgiye geldi. “Türkiye’yi 15 Temmuz’a bu iktidar getirdi” demeye baþladý... Gülen’in, TSK’yý ele geçirme, darbeye hazýrlanma ihanetini 40 yýldýr yaptýðý ortaya çýktý. 40 yýldýr AK Parti mi iktidarda?
Gülen, darbe giriþiminden üç gün sonra 19 Temmuz’da Pensilvanya’da aralarýnda BBC’nin de bulunduðu bir grup Batýlý medya kuruluþuna verdiði röportajda; iktidarý eleþtirdi ve “saltanatlarýný devam ettirme adýna bir senaryo hazýrladýlar ve yaptýlar” dedi.
15 Temmuz darbe giriþimi F. Gülen’in sonudur. Gülen, 241 þehidin kanýnda boðulacaktýr. Bu konuda konuþtukça batacaktýr, kirli ve karanlýk yüzü iyice ortaya çýkacaktýr. Bu açýdan ben F. Gülen’in 15 Temmuz’dan sonraki ifadelerini onun asýl karakterini, hainliðini ortaya koyan belgeler olarak görüyorum. Tarihe bir not düþme adýna o belgeleri hatýrlatmak istiyorum.
22 Temmuz’da darbe giriþiminden sonraki ilk konuþmasýnda F. Gülen “kimse paniklemesin” dedi. Daha önce yaptýðý gibi derin hipnozdaki baðlýlarýna, FETÖ mensubu hainlere (evet onlar da hain, bütün ihanetine raðmen bir haine hala inanan, onu destekleyen de haindir...) umut zehri akýtmaya devam etti. Darbeye karþý meydanlarý dolduran milletimize hakaretler yaðdýrdý: “Bütün bütün hayvanlaþýyor, salya atýyor, kiþniyor, anýrýyorlar... Varsýn bir sürü ahmak, bir baþarý elde etmiþ gibi güle dursun, düðünler dernekler kursun, o komik durumlarý birer bayram ilan etsinler, fakat dünya inanmýyor, alaya alýyor. Dünya kamuoyu olan bitenlerin senaryo olduðuna inanýyor, aksini inkâr eden tek bir ülke yok...”
Biliyorsunuz, Gülen gibi 15 Temmuz’un senaryo olduðunu iddia edenler; içeride iflah olmaz Erdoðan düþmanlarý, Avrupa ve ABD’de, “darbe, Erdoðan iktidarýna tercih edilir” diyen Türkiye düþmanlarý... 26 Temmuz’da New York Times gazetesinde F. Gülen’in makalesi yayýnlandý. (15 Temmuz’dan sonra Batý medyasý neredeyse her gün Gülen’e can simidi attý, darbe giriþimini onun açýsýndan vermeye ýsrarla devam etti.) Bu yazýsýnda Gülen Batýya yalvarýyordu:
“Batý’nýn ýlýmlý Müslüman seslere ihtiyacý olduðu bu dönemde ben ve arkadaþlarým Batý’nýn hizmetindeyiz. Adil yargýlanmayacaðým için beni iade etmeyin...”
4 Aðustos’ta Mýsýr’ýn El Ghad televizyonuna konuþtu: “Türkiye iç savaþa gidiyor Batý acilen bu duruma müdahale etsin, AK Parti hükümeti düþürülsün. Erdoðan durduðu sürece Ortadoðu’yu barýþ gelemez.” 20 Aðustos’ta yayýnlanan son konuþmasýnda iyice þirazeden çýktý þunlarý söyledi: “Haçlýnýn ülkenizi iþgal etmesi çok tehlikeli deðildir. Çünkü onlar bir kere sizin kadýnýnýza, kýzýnýza iliþmezler, iliþmemiþtir Haçlýlar...”
Bu ifade bile Türk milletinin karþýsýnda nasýl bir hain olduðunu anlatmaya yeter. Utanmazlýðýn, rezaletin, pespayeliðin bu kadarýna ne denir? Bosna Hersek’teki Toplama Kampý Maðdurlarý Birliði’nin verilerine göre, 1992-1995 yýllarý arasýnda toplam 657 toplama kampýnda yaklaþýk 25 bin kadýn tecavüze uðradý. Öyle ki, maðdurlar, Sýrp canilere, kendilerini öldürmeleri için günlerce yalvardý...
F. Gülen 10 gün önce Ýtalyan gazetesi La Stampa’ya konuþurken, Alman Die Zeit, Ýspanyol El Pais ve Alman haber ajansý DPA’ya Pensilvanya’da ortak mülâkat verdi. Ondan birkaç gün önce de Ýngiliz BBC Gülen’le röportaj yaptý. Hepsine söylediði þu oldu: “ABD beni baðrýna bastý. Bu koca millete saygýsýzlýk etmemek için elimi kolumu sallayýp Pensilvanya’dan gitmek istemiyorum...”