Fabrika ayarlarıyla fazla oynanmaz!

Ancak ikişer idmana çıkarabildiğin 3 yeni futbolcuyu birden ilk onbire sokarsan; başını belaya soktuğunun da bilincinde olmalısın... Üstelik hiçbir suçu olmayan Hasan Ali, M.Topal ve Stoch gibi isimleri de 18 dışına atıyorsan;  açık açık kaşınıyorsun demektir.

Bu üç futbolcudan ikisi daha önce de Fenerbahçe’de oynamış olmasına rağmen; uzun ayrılık belli bir yabancılık getirmiştir. İlkonbire girmeleri, takımın fabrika ayarlarını bozdu.  Yenileri ancak oyunun sonlarına ve skora göre sokmak, en akılcı olanıydı. Webo’nun gol atması, Ziegler’in asisti ve Emre’nin ikinci yarıda toparlanması bile, yapılan yanlışı haklı gösteremez!

***

F.Bahçe oyuna çok istekli, baskılı ve tempolu girdi. Fakat işin tuhafı; yediği gole kadar tamamen rakip alanda oynamasına rağmen, pozisyon üretemiyordu. Sivas ise ilk gelişinde golü buldu. Bunda, koltuğunun altından topu kaçıran Volkan’ın büyük hatası vardı.

F.Bahçe “Çanlar kimin için çalıyor” demeden, savruk oyununa devam etti. Hala pozisyon bulamıyor, buna karşı Sivas etkili sokuluşlar yapıyordu. Devre bitmeden gelen Sow, Webo ve Gökhan Gönül’ün şutları; F.Bahçe’nin ilk yarıda yapabildiği üç etkinlikti. Bu kadarı yeter mi?

***

Cüneyt Çakır da kötüydü... Sow’un kayarak rakibine arkadan yaptığı temaslı müdahale kesin olarak sarı kartı gerektiriyordu. Hakem uyarıyla geçiştirdi. Hakemin uyarısı lafla değil, kartla olur.

Kuyt’un rakibine sarılarak birlikte düştükleri pozisyon da, faul kararı gerektiriyordu. Pozisyonun devamında Gökhan Gönül’ün şutu neredeyse golü getiriyordu. Ayrıca Aatıf’ın göğsüne çarpan top için de, “Elle oynadı” diye çok kritik bölgede serbest atış kararı vermesi fiyaskoydu. Hakem desteği bile Fener’e yaramıyordu.

İkinci yarıda F.Bahçe’nin baskısı arttı; Sivas yoruldu, kritik futbolcuları sakatlandı. Buna rağmen maçı aldılar.