Bir þey size de tuhaf gelmiyor mu?
YSK, 7 Haziran 2015 Pazar günü olarak açýkladý.
Yani genel seçime 4,5 ay civarýnda bir zaman kaldý.
Siyasette bir heyecan hissedilmiyor!
Kimse ‘kim kazanýr’ý sormuyor.
“AK Parti yüzde kaçla kazanýr” konuþuluyor...
Anketler art arda geliyor.
Ýktidar partisinde bir oy kaybý görünmüyor.
12 yýllýk bir iktidar partisi için bir çýrpýda söylenebilecek dezavantajlardan da bahsedilmiyor;
Yýpranmýþlýktan, karizmatik lideri baþýnda olmadan ilk kez seçim deneyimi yaþayacaðýndan...
Ya da son iki yýlda ortaya atýlan otoriterlik, sansür, baský, yolsuzluk, rüþvet gibi iddialardan bir ‘risk’ olarak bahsedilmiyor...
Dýþ politikada ‘yalnýzlýk’tan, AB’den gelen ‘sert açýklamalar’dan, kredi derecelendirme kuruluþlarýnýn notlarýndan söz edilmiyor...
Sanki 2015 genel seçimi, 2014’teki yerel seçim ve cumhurbaþkanlýðý seçimiyle birlikte yapýlmýþ, bitmiþ gibi...
***
‘Ana’ muhalefet için de farklý bir tablo yok.
Ýktidar partisinde bir ‘olasý oy kaybý’ görülmediði için ‘ana’ muhalefette ‘olasý bir oy artýþý’ hakkýnda da konuþulamýyor.
Aksine, muhalefet partileri arasýnda ‘oy kaymalarý’ndan söz ediliyor.
CHP’deki bölünmelerin MHP ve HDP ile yeni ‘sol’ ve ‘ulusalcý’ partilere oy geçiþlerine neden olacaðýndan;
HDP’nin ‘Türkiye solu’na yönelik açýlým konusunda yeni bir çýkýþ daha yapmasýyla yüzde 10 barajýný aþabileceði ihtimalinden...
Seçim, iktidar deðiþikliði için deðil ‘ana muhalefet deðiþikliði’ için heyecan
verici.
CHP, sayýsal olarak deðilse de ‘siyasal olarak’ ana muhalefet görevini ‘Türk solundan omuz alan HDP’ye kaptýrabilir...
***
Partilerin seçim beyannamelerini beklemek gerektiðini söyleyenler var.
Bence gereksiz bir iyimserlik...
Gerekçem daha saðlam:
Seçim tarihinin açýklanmasýyla ilk tartýþýlan þey ‘yeni komplo giriþimleri’ oldu...
Yeni bir 17-25 Aralýk giriþimi veya ‘tapeler’ gibi senaryolar kulaktan kulaða sorgulanýyor; ilk soran, ertesi gün ‘duyum’ olarak bir baþkasýndan dinliyor kendi söylediklerini!
Muhalefet, iþe yaramayacaðýný yaþayarak öðrendiði halde, siyasi katma deðeri olan bir ürün geliþtiremediði için buna aç olduðunu
saklamýyor.
***
Ýktidar partisinin gündemi de, seçimden çok ‘seçim sonrasý’na yönelik. Ekonomiye yönelik art arda açýklanan eylem planlarý, ‘4 yýllýk seçimsiz dönem’i hedefliyor.
Muhalefete ‘iktidara gelmek’ gibi bir çaba gözlenmiyor ama hükümette ‘iktidardan gitmemek’ gibi net bir çaba var!
Bu çabayý, yaklaþýk 3 yýldýr üstünde çalýþýlan ‘þeffaflýk paketi’nde daha net görüyoruz. Ýktidar, kendisini daha çok hesap vermeye zorlayan bir yapý getiriyor siyasete; 17-25 Aralýk kompleksine girmeden...
Enteresan bir seçim olacak...
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, seçilmeden hemen önce ‘Çankaya teamülleri’nden söz edildiðinde, “Ýlk kez cumhurbaþkanýný halk seçiyor; yeni Türkiye’nin yeni teamülleri de oluþacak” diye özetleyebileceðimiz bir açýklama yapmýþtý.
Herkes “Çankaya’nýn yeni teamülleri”ni beklerken, Çankaya’nýn kendisi deðiþti!..
Haliyle, teamüller de ‘teferruat’a dönüþtü...
Türk devletlerinin temsili askerleri, karþýlama-uðurlama törenleri, marþlarý ‘ilk’ler...
Epey uzun bir ‘teamül listesi’ oluþacaða benziyor...