Farzet ki Türkiye dev bir metrobüs…

Sorun þu ki;

Ülkeye hizmet etmek için yanýp tutuþanýn da; (Ki onlara A diyeceðiz yazýnýn devamýnda)

Kýsa yoldan kazanmak, ün-þan, mal-mülk, makam-mevki edinmek isteyenin de…(Onlara da B diyeceðiz)

Hedefinde ayný koltuklar var.

***

Bu birbirinin tam zýddý yaklaþým, yani A ile B ayný koltuða talip olunca da iþler karýþýyor.

Kimse kimsenin kalbini açýp bakamadýðý için gerçek niyeti bilinmiyor.

Daha kötüsü...

Niyeti ülkeye hizmet etmek olan, yani A adam makam, mevki, para hýrsý olanla yani B adam ile ayný sýraya girmekten imtina ediyor. Ayný kareye girmek istemiyor. Uzaklaþýyor.

***

O uzaklaþmanýn öncesi var tabi.

A adam öncesinde idealist bir þekilde niyetleniyor niyetleniyor belki, bir-iki deniyor ama…

Kestirmeden yükselmek isteyen B’nin omuzlarý saðlam, önceden þerbetli…

Hani metrobüsün Zincirlikuyu duraðý gibi düþün, nasýl ki o iþin uzmanlarý var, senin beþ sýra arkanda bile olsa metrobüs duraða yanaþýrken nasýl yapýyor-ediyorsa senin önüne geçiveriyor.

Sonra yol boyu ayakta kalmaya (!) gayret ederek onu izliyorsun, o en güzel koltukta üçüncü uykusuna dalmýþ oluyor.

Ýþte B’ler böyle. A’lar nezaket göstereyim, kendime yakýþaný yapayým derken çoktan alýp yürüyor.

***

Daha çok çevresi siyasetçilerden ve medya insanlarýndan müteþekkil baþarýlý bir radyocu arkadaþým önemli bir þirketin CEO’sunu konuk almýþ programýna.

Sonrasýnda kritiðini yaparken radyocu dostumun hayretler içinde “Adam çok baþarýlýydý, çok iyiydi” demesi ilginç geldi.

“Öyle olacak elbet, milyar dolarlýk þirketin yönetimini çok da iyi olmayan birine verirler mi?” diye cevap verdim çok da düþünmeden.

Sonra da onun o siyasi ve medyatik çevresi geldi aklýma. Neden o kadar baþarýlý olduðuna þaþýrdýðýný anlayývermiþtim.

Bir cümle daha ekledim cevabýma.

“Siyaset ya da medya mý ki liyakati olmayan adamý baþa getirsinler?”

***

Ne gariptir, ne ilginçtir ki bir holding sahibi bir þirketine genel müdür atayacaðý zaman kýlý kýrk yarýyor. Beyin avcýlarýyla çalýþýyor, onlarca mülakattan geçiriliyor, en iyi adamý seçiyor.

Seçmekle de kalmýyor, devamýnda sürekli kontrol altýnda tutuyor, hesap soruyor, rapor istiyor, denetletiyor.

Ama o þirketten kat be kat büyük bütçeleri yöneten kamu kurumlarýnda, bürokraside, medyada ayný özeni göremiyoruz.

***

Size sorayým,

Böyle bir ortam A adamýný mý daha çok motive eder B adamýný mý?

A adamlarýnýn sayýlarýnýn artmasa ihtiyaç duyduðumuz bir noktada B adamlarý daha çok raðbet, saygý ve hürmet görüyorsa hangisinin artmasýný bekleyebiliriz?

***

Pýrýl pýrýl genç insanlar tanýyorum.

Küsmüþler. Bezmiþler.

“Niye?” diyorum.

Akýldan, bilgiden, deneyimden ve cesaretten baðýmsýz birtakým özelliklere sahip B adamlara vermiþler A adamlarýn layýk olduðu görevleri.

Ýþ çalýþtýrmaya, icraata gelince veyahut B adamlar zora gelip de çalýþmayýnca A adamlar akla geliyor yine. “Gel, bu iþi sen çözersin” denildiðinde A adamlar biraz buruk ama içinden çocuk gibi sevinerek “Hah, iþte þimdi farkýna vardýlar gerçeklerin, iade-i itibar yapýyorlar” diyor içinden.

Ama iþ çözüldüðünde, sorun kalmadýðýnda, iþ asaleten görev vermeye geldiðinde hoop, bir bakýyorsun bir baþka B adam çaðýrýlýyor sahneye alkýþlarla.

A adam kenardan bakýyor yine…

Bir daha iþ baþa düþünce, çalýþacak adama ihtiyaç duyunca, taþýnacak bir yük olunca akla gelinceye kadar köþesine çekiliyor.

***

“Çekilmesin efendim, savaþsýn” diyebilirsiniz.

Ama mümkün müdür ki bir A adam gidip B adamýn altýnda çalýþabilsin?

Mümkün müdür ki liyakatle baþa gelmemiþ bir B adam, altýndaki çalýþkan, vatansever, fedakar A adama huzur verebilsin?

***

Kýrgýn A adamlarýn sayýsý artmakta, artmaya devam etmekte.

Sadece A adamlar küsmekle kalmýyor. Etrafýndaki A ve B adamlar arasýnda daðýtýlan orantýsýz, adaletsiz görevlendirmeyi gören sokaktaki insan da alýyor nasibine düþen kýrgýnlýðý.

Tek tek, birey birey, isim isim konuþmak da yersiz, yetersiz…

Sistemi yeniden programlamalýyýz.

A adamlarýn, çalýþmak, hizmet etmek isteyenlerin öne çýktýðý, ne A adamlarýn, ne B adamlarýn sebepsiz ve haksýz yere maddi-manevi kazanýmlar elde edemediði, þeffaflýk ve liyakat esaslý bir sistem kurgulamalýyýz.

Ýyi haftalar sevgili okuyucular.