"Hayýr!” demek de, “Evet” demek de demokratik bir haktýr.
Kim ki “Evet” diyenleri “hain” ilan ederse, biliniz ki o en baþta demokrat deðildir.
Tam tersi de doðru.
Demokrat ol kiþidir ki, herkesin tercihine ve hakkýna saygý gösterir.
Kendisi için ne istiyorsa, bir baþkasý için de onu ister.
Kendisine yapýlmasýný istemediði bir þeyi, bir baþkasýna yapmamak gerektiðine inanýr.
Kendisi için hak olarak gördüðü bir þeyi, bir baþkasý için de hak olarak görür.
Kim ki demokratik hak ve tercihinden dolayý bir baþkasýný imha edilmesi gereken bir “hain” veya “düþman” gibi görüyor ve gösteriyorsa, bilesiniz ki o bu ülkeyi bölüp parçalamaya çalýþan odaklarýn bir piyonudur.
Bizim nazarýmýzda demokratik tercihi ne olursa olsun, hiç kimse “hain” ve “düþman” deðildir.
Herkesin demokratik tercihi saygýdeðerdir.
Öncelikle hepimizin bu konuda mutabakata varmasý lazým...
Birbirimizi ikna etmek için elbette çaba gösteririz.
Bu da demokratik bir haktýr çünkü.
Lakin, birbirimizi “hain” ve “düþman” ilan etmeye kalkýþýr, birbirimizin üstüne en aðýr suçlamalarý ve hakaretleri boca etmeye kalkýþýrsak, asýl o zaman ülkemizin birliðine zarar vermiþ oluruz.
Dahasý ve en önemlisi, insani ve demokratik hasletleri ayaklarýmýzýn altýna almýþ oluruz.
Bazen birbirimizle çok sert tartýþabiliriz.
Tartýþmada bazen nahoþ bir yere de savrulabiliriz.
Lakin yapmamamýz gereken tek þey vardýr. O da, birbirimizi “düþman” gibi görmememizdir.
Birbirimizi imha edilmesi gereken “düþman” gibi görür ve gösterirsek, asýl memleket ve millet düþmanlarýnýn oyununa gelmiþ oluruz.
Birbirimizden farklý düþünmemiz doðal.
Demokrasi, herkesin farklýlýklarýyla bir arada barýþ içinde yaþadýðý bir rejimin adýdýr.
Tek tip bir toplum oluþturmaya kalkýþmak, inancýmýzýn da hoþ görmediði bir þeydir.
Farklý fikirler veya kanaatler etrafýnda bölünmekten korkmamak gerekir.
Asýl, bölücülükten korkmak gerek...
Kim ki kendi fikir ve kanaatini mutlak doðru, diðerlerininkini de mutlak yanlýþ olarak görürse, dahasý ve en fenasý mutlak yanlýþ olarak gördüðü fikir ve kanaatleri ortadan kaldýrmaya yönelirse, iþte o zaman bölücülük yapmýþ olur.
Herkesin fikri, kanaati ve yaþam tarzý kendinedir.
Kendine saygý bekleyenler, en baþta baþkalarýna da saygý göstermelidirler.
Aksi takdirde bölücülük yapýlmýþ olur ki bunu kabul etmek mümkün deðildir.
O yüzden diyorum ki, gelin hep birlikte dýþlamaya/ötekileþtirmeye “hayýr” diyelim.
Cumhurbaþkanlýðý sistemi konusunda kanaatimiz ne olursa olsun, bu ülkeyi ve milleti bölüp çatýþtýrmaya çalýþanlarýn deðirmenine su taþýmayalým.
***
Referandumda ister “evet” diyelim, ister “hayýr”, gözetmemiz gereken medeni tavýrdan uzaklaþmamýz lazým.
Bu çerçevede; “evet” lerimiz için dinden delil devþirmek ne kadar yanlýþsa, Atatürk üzerinden sonuç devþirmek de bir o kadar yanlýþtýr.
Kýlýçdaroðlu’nun, referandumda oylanacak sistem için “Ýslâmiyet’e aykýrýdýr” demesi ne kadar yanlýþ ise, “Ýslâmiyet’e uygundur” demek de bir o kadar yanlýþtýr.
Din, hepimizindir ve hepimiz içindir.
“Hayýr” diyenlerin, Atatürk/çülük üzerinden bildirimde bulunmalarý da pek çok açýdan sakýncalýdýr.
“Ben Atatürkçüyüm, o yüzden hayýr diyorum!” diyenler veya “Atatürk’ü sevenler hayýr demeli!” çaðrýsýnda bulunanlar unutmamalýdýrlar ki bu yaptýklarýyla sadece kendilerine deðil, Atatürk’e de zarar veriyorlar.
Ne yani, referandumda “evet” diyecek olanlar bu durumda “Atatürk düþmaný” mý oluyorlar?
Atatürk’ü sadece kendileri gibi düþünen bir grubun lideri gibi göstermek, Atatürk’ün kendisine bir haksýzlýk deðil midir?
Kendileri gibi düþünmeyen herkesi Atatürk’le korkutup hizaya çekmeye çalýþan faþist anlayýþýn Atatürkçülük kýlýfýyla sunulmasý, faþizan bir siyasetin Atatürkçülük üzerinden sürdürülmesi, bizatihi Atatürk’ün kendisine haksýzlýktýr.
Öngörülen Cumhurbaþkanlýðý sisteminin daha ötesinde bir sistemin mucidi ve sahibi olan Atatürk’ün bugün “hayýr cephesi”nin baþýna yerleþtirilmesi, ayrýca tarihsel bir ironidir.