Son birkaç yýldýr yeniden ‘bayram’ olarak kutlanan son 1 Mayýs’ýn önceki 1 Mayýs’lardan farký var mýydý? Yine emekçiler yürüdü... Yine günün anlam ve önemine dair konuþmalar yapýldý... Yine her çeþit örgüt “Biz buradayýz” mesajý verme çabasýna girdi... Baþta Ankara olmak üzere bazý illerde göstericiler ile polis arasýnda çatýþma çýktý; yine..
Bakýldýðýnda, görünürde belirgin bir fark yok yani...
Geçmiþtekiler ile son 1 Mayýs arasýnda önemli bir fark olduðu ýsrarla belirtiliyor oysa: ‘Devrimci Ýslâmcýlar’ veya ‘anti-kapitalist Müslümanlar’ diye anýlan bir grup Fatih Camii’nden baþlattýklarý yürüyüþlerini Taksim Meydaný’nda toplanmýþ diðer göstericilere katýlarak tamamladýlar...
Fark bu...
Yürüyüþlerini iþ kazalarýnda hayatlarýný kaybedenler için gýyapta cenaze namazýyla camiden baþlatan grubun varlýðý bazýlarýný çok þaþýrttý. ‘Emek’ ile ‘Ýslâm’ arasýnda irtibat kurulmasý, sömürü üzerine oturan kapitalizm ile araya mesafe konulmasý, kendilerini ‘sosyalist’ olarak tanýmlayanlarla ayný safta bulunmaktan rahatsýzlýk duyulmamasý...
Þaþýrtýcý gelen bunlardý.
Oysa inanç sistemimizin özünde varolan ilkelere ters düþmüyor grubun tavrý. Emeði bütün deðerlerin merkezine koyuyor Ýslâmiyet; emekçiyi övüyor, hakkýnýn yenilmemesini öðütlüyor. Ýstediði üretim düzeni, herkesin karnýnýn doyduðu bir toplum özlemine dayalý... Herkesi eþitleme derdi yok, ama fakirleri bulunduklarý durumdan kurtulmaya teþvik ederken mallarýndaki fakirin hakký konusunda zenginleri uyarýyor.
Emeðin kutsandýðý bir inanç sistemidir Ýslâmiyet...
Peki de bazýlarýna þaþýrtýcý gelen ne?
Her yönüyle þaþýrtýcý olan þaþýranlarýn durumu bence... Bir günlüðüne ayný saflarda buluþup benzer sloganlar attýklarý insanlarý farklý bir kategoriye yerleþtiren, dinî söylemler ve tavýrlar konusunda sürekli kuþku belirten, aðzýndan masum bir ‘Besmele’ çýktýðýný gördüðü herkesi belli partilerin taraftarý olarak yaftalayýp ‘irtica’ ile suçlayan tipte insanlar var aralarýnda...
28 Þubat’ta (1997) etkin görevler üstlenmiþ sendikalar ile 27 Nisan (2007) sonrasýnda düzenlenen mitinglere topluca katýlmýþ sivil toplum örgütleri sözgelimi...
Sürekli suçlayageldikleri bir kesimin içinde farklý renkler ve eðilimler bulunduðunu sonunda görüp anladýlarsa ne mutlu. Tek bir yorumu yok Ýslâm’ýn, kendisini ‘Müslüman’ olarak tanýmlayan herkes ayný kalýptan çýkmýþ deðil...
Elinde elma þekeriyle küçük kýzlarýn peþinden koþan baþý takkeli, eli tespihli, mürteci sakallý ‘Müslüman’ tiplemesine kendini koþullamýþ olanlar için doðrusu büyük bir keþif bu...
Tabii bu keþfi geç de olsa yapanlar için...
Dün gençleri baðýrlarýna basanlarýn bir bölümü, biraz da onlarýn tavýrlarýný ‘Ak Parti karþýtý’ saydýklarý için bunu yaptýlar; yaparken niyetlerini fazlasýyla belli de ettiler...
Acaba 1 Mayýs törenlerine ‘devrimci’ veya ‘anti-kapitalist’ iddialý inançlý insanlarýn da katýlmasý Ak Parti iktidarýný rahatsýz etmiþ midir?
Etmemeli. ‘Ýktidar’ olgusu, günlük kararlar alma zorunluluðu, siyasi kadrolarý, çoðu kez, baþlangýç noktalarýndan uzaða sürükleyebiliyor. 1 Mayýs yürüyüþünü Fatih Camii’nden baþlatanlarýn eylemi, Ak Parti kadrolarýna, geçmiþlerini hatýrlatan bir ‘ince ayar’ yerine geçmelidir.