Kimileri 10 gün önceki F.Bahçe’yi, 2-1’lik yenilgi yüzünden fena haþladý... Ama karýþtýrdýklarý bir þey var. F.Bahçe için o gün “Kötü oynadý” demek yanlýþ. Doðru ifade “Ýyi oynamadý” olmalýydý.
Kimileri “Ne farkeder; ha Ali-Veli.. Ha Veli-Ali...Ýyi oynamadýysa, kötü oynadý demektir. Ayný þey...” diyebilir. Bana kuþ beyinliyle muhatap olma muamelesi yaptýrmayýn. Tane tane, hece hece anlatayým da; ne olduðunu algýlayýn.
***
F.Bahçe, golü yiyene kadar Beþiktaþ’a nefes aldýrmýyordu. Aynen Baþakþehir’e uyguladýklarý tam saha pres anlayýþý ile; koca Beþiktaþ’ý bloke ettiler. Bu iþi baþarýyla yapmak için tek baþýna niyet yetmez, uygulamak yetmez, süreklilik yetmez; hepsinin toplamýndan “Barcelona gelse kurtulamaz” bütünlüðü çýkmalýdýr. F.Bahçe o gün öyleydi.
Sarý-lavivertlileri yoldan çýkaran þey; golün erken gelmesiydi. Attýklarý golün sonrasýnda; sýradan, iddiasýz, çapsýz bir Anadolu takýmý gibi, arkaya yaslandýlar.
Sonradan kötü oynadýlar deðil, iyi oynamayý bilinçli olarak býraktýlar. Bu yüzden kötü göründüler. Ýyi oynayabilecek vasfý ve gücü vardý, ama onu kullanmaktan sarfýnazar ettiler. Aradaki farký baþka nasýl anlatacaðým. Aklýn yetti, yetti... Yetmedi baþka kapýya!
***
F.Bahçe bu kez tongaya basmayacaktýr. Tongaya basmaz da, gider mayýna basar; onu bilmem... Gene berhava olur!
Yani golü atarsa, çarþaf gibi üstüne çekip uyumaya çalýþmaz. Çorbadan aðzý yanan, ayraný üfleyerek içecektir.
Atýlmýþ bir golün kupadaki önemini hepimiz biliyoruz. Sarý-lacivertliler; ikinci maçýn avantaj sevincini, yenilgiyle de yaþayabilir. Mesela ilk maçýn sonucuyla gene 2-1 maðlup olsa, durum o kadar vahim sayýlmaz.
Yeter ki; en az o tek golü atabilsin... Ya da baþarabilirse, daha fazlasýný... Yani bu maçtan ekmek çýkar!