Maç baþladýðýnda þöyle bir þey oldu... Pas yüzdesinin yüksek olduðunu herkesin bildiði Baþakþehir; bu özelliðinin tamamen uzaðýndaydý. F.Bahçe ise, sanki Ersun Yanal’ýn “Onlarýn pas trafiðini biz ele geçirelim” talimatýný vermiþ gibi; daha önce Baþakþehir’in yaptýðýný, kendi uygulamaya baþladý. Gayet de baþarýlýydý.
Oyun. Ýlk 15 dakika bu ölçekte giderken; Ýrfan Can takým arkadaþlarýna “Yahu niye pas yapmýyoruz. Pas yapalým pas... Bizim özelliðimiz bu. Hadi uyumayýn” diye baðýrmaya/söylenmeye/uyandýrmaya baþladý. O andan itibaren takým, bildik pas kreasyonunu vizyona sürdü. Sadece 3 dakika sonra sonuç geldi... Robinho, bu iþbirliðini golle ödüllendiren isim oldu.
F.Bahçe 1-0 geriye düþtü ama; Allahý var, kötü oynamýyordu. Sahaya iyi yayýlan sakin/tutarlý/ölçülü haliyle, umut veren bir görüntüdeydi. Golden sonra da oyuna küsmedi. Bu iyi bir þey!
***
Baþakþehir’i temel farký; öne geçtikten sonra oyunun her alanýný, maçý, sahayý, rakibi ve hatta doðrudan kendisini bile denetim altýnda tutmasýdýr. Kapanma yapmadan, akýl/teknik/ustalýk ve þansýnýn ortak harmanlamasýna geçiyor.
F.Bahçe soðukkanlý oynasa da, yükseltemediði temponun baþýný aðrýtacaðýný düþünemedi.
***
Ersun Yanal devre arasýnda bunu hatýrlatmýþ olmalý ki; F.Bahçe ikinci yarýya epey hareketli baþladý. Etkili de oluyordu. Bu akýþkan futbolda, Mehmet Ekici’nin devreye girmiþ olmasýnýn da etkisi vardý.
Yükselen tempoya, Attamah’ýn hatasý da eklenince; tabela deðiþti. Baþakþehir, bildik tüm özelliklerini ikinci yarýda terkedince; F.Bahçe’ye gün doðdu. Maçýn patronu artýk sarý-lacivertliler olmuþtu. Ama son anda elleri böðürlerinde kaldý. Yazýk!