FBI depolarından çıkarılan DEAŞ bayrağı…

BAAS rejiminin yıkılması ve Yeni Suriye'nin en büyük dostunun ve destekçisinin Türkiye olması, içerde ve dışarıda büyük hazımsızlık, rahatsızlık doğurdu.

CHP destekçisi medyanın, özellikle televizyon kanallarının programlarında bugüne kadar görülmedik bir rahatsızlık var. Meğer derinlerde ne kadar bir BAAS hayranlığı biriktirmişler...

Sanki tutundukları bir dal kırılmış, ya da oturdukları zemin çökmüş gibi panikteler.

Dışarıya gelince ABD, dolayısıyla İsrail panikte.

Suriye'nin yeni yönetimi, toprak bütünlüğü konusunda tavizsiz görünüp, Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG yapılanmasının tasfiyesini ilke olarak ilan edince ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un paçaları tutuştu.

Trump Suriye için, "Kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalacaklar çünkü biz karışmayacağız" dediği için yeni senaryolar devrede.

ABD'de peş peşe gerçekleşen terör saldırılarının, bir tiyatro olduğunu herkes görüyor.

New Orleans şehrinde 1 Ocak sabahı saat 03.45'te, bir aracı kalabalığın üzerine süren eski ABD askeri Şemseddin Cabbar, 15 kişinin ölümüne, 35 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Saatler sonra New York'ta bir gece kulübüne ikinci bir saldırı gerçekleştirildi. Ayrıca Las Vegas'taki Trump Oteli girişinde Elon Musk'ın ürettiği Tesla marka bir araç, havai fişek ve yakıt tankları yüklüyken alev aldı ve patladı.

Olağanüstü tedbirlere rağmen o araç kalabalığın içine nasıl dalıyor?

Trump'a, "sen Suriye'den asker çekmeyi kime sordun? Seni halk seçebilir ama FBI ile Pentagon ABD'yi yöneten asıl güç, unutma..." diyorlar.

(Türkiye'de darbe yapan cuntacılar da hep, "halk kimi seçerse seçsin, devletin sahibi biziz, ülkeyi asıl biz yönetiriz" dediler.)

Hele sonradan araca bağlanan DEAŞ bayrağı neyin nesi?

Tam tezgâh.

ABD, sınırlarımızın dibinde PKK'ya bir terör devleti kurdurmak için baştan beri bir DEAŞ peydahladı.

Bu bir iddia değil.

11 Ağustos 2016'da o dönemdeki seçim kampanyası sırasında Trump; "Başkan Obama'yı ve Hillary Clinton'ı, IŞİD'in kurucuları olarak nitelendiriyorum. Onlar örgütün kurucularıdır" demişti.

Şimdi yeni Suriye yönetimi bastırıyor; "tek bir silahlı kuvvetler olacak ve toprak bütünlüğümüzü koruyacağız" diyor.

Türkiye bastırıyor, "PKK'ya terör devleti kurdurmayacağız" diyor.

ABD ise "Suriye'de DEAŞ tehdidi/tehlikesi devam ediyor" bahanesine sarılıyor.

Masum sivilleri ezen arabaya bağlanan DEAŞ bayrağı, Amerika'da herhalde sadece FBI depolarında var...

İnsanların, devletlerin aklıyla alay eden, suçüstü yakalanan bir ABD var karşımızda.

Siyonist Yahudi lobisinin kontrolündeki FBI, Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığının ne kadar öfkeli/kızgın olduğu anlaşılıyor.

Trump'ın 20 Ocak'ta Başkanlık koltuğuna oturmasına günler kala yapılan zaman ayarlı terör saldırılarının; hem ABD içinde, hem de Orta Doğu'da yeni kaos zeminleri hazırlaması yakın bir tehdittir.

FBI ve Pentagon'un meydanda olduğu ABD derin devleti, iyice zıvanadan çıkmış durumda.

Geçtiğimiz hafta Suriye'nin kuzeyindeki PYD/YPG bölgesine silah sevkiyatı yapan ABD, üç gün önce Ayn el Arab bölgesinde askeri üs inşa etmeye başladı. Irak'taki üsten alınan beton bariyerleri taşıyan 13 TIR'ın, Ayn el Arab bölgesine intikali bütün dünyaya izlettirildi.

Türkiye ne yapacak?

Milli Savunma Bakanlığı'nın haftalık bilgilendirme toplantısında konuşan Tuğamiral Zeki Aktürk bu sorunun cevabını bir kez daha verdi:

"Yeni dönemde Suriye'de terör örgütlerine yer olmadığını, buna, ne yeni Suriye yönetiminin ne de bizim müsaade etmeyeceğimiz yönündeki kararlılığımızın, tam ve kesin olduğunu, bir kez daha vurguluyoruz."

Şahsen merak ettiğim de, Trump'ı hedef alan ABD'deki terör dalgası ile kurulan tezgâhın, içeride İmralı hamlesini nasıl etkileyeceği...